-12-

359 24 1
                                    

Uyuduğum sıcak yatak gerçekten de mükemmeldi. Gözlerimi açmak istemiyordum, yattığım yere biraz daha sokuldum.

Kapı açılma sesi işittim sonra, hemen ardından annemin çığlığını duydum, " Ne yapıyorsunuz siz!? " Demesiyle yattığım yerden kafamı hızla kaldırdım. Gözlerim çevrede dolanırken dün Aysar'ın yanında yattığım aklıma geldi. Hala açılmakta zorlanan gözlerimle anneme baktım. Aysar yüksek sese rağmen hala uyanmamıştı.

Yataktan sıyrılıp annemin yanından geçerken, " Düşündüğün gibi değil uyuduk. " Dedim. Annemin ardımdan gelen hırslı adımları bu işin peşini bırakmayacağını gösteriyordu. Bu sefer yalan söylemiyordum, tamam biraz şey etmiş olabilirdik ama uyumuştuk.

Banyonun kapısını açıp girerken, " Beni takip etmeyi kes, yalan söylemiyorum. " Dedim. Kapıyı kapatırken hala bana bakan sinirli suratına, yapmacık bir gülümseme ile cevap verdim. Annem bu huyunu hiçbir zaman bırakmamıştı. Bir zamanlar yaptığım hatadan dolayı beni çok boşladığını düşünmüş ve her olayıma itinayla burnunu sokmuştu.

Banyodan çıkarken, kapıda dinelen Aysar'a baktım. Dağınık saçları, yeni uyandığı ve dün ağladığı için şiş gözleriyle bile yakışıkşıydı. Ben büyük ihtimalle sünepe bir ilkokul bebesi gibi görünüyordum.

Beni görünce gülümseyip, " Günaydın" Dedi. Ardından benim açtığım kapıdan geçerek banyoya girdi. Aynı evde yaşamaya o kadar alışmıştık ki giderse bir süre kendimi boşlukta hissedebilirdim. Odama gidip okul kıyafetlerimi giyerken bir yandan da Gamze'ye mesaj attım.

" Gamze, bugün çıkışta müsait misin? "

" Müsaitim. Ne oldu ki? "

" Fırat'a haber vermede, konuşmamız gerek. Ben bir haltlar yemiş olabilirim. "

  " Tamam. Çıkışta gelirim yanına.   Umarım  yine başını derde sokmamışsındır. "


" Derde sokmak demeyelim. Aklım karışık sadece. "

" Her neyse konuşuruz zaten. "

" Görüşürüz. "

" Görüşürüz. "

Yazıp cebime yerleştirdim telefonumu. Odadan çantamı alıp çıktığımda mutfakta sohbet eden annem ve Aysar'ın yanına gittim. Annem benim attığım yalandan bahsederken, Aysar gülerek annemi dinliyordu. Gülmesine sevinmiştim, annem anlatmaya devam edebilirdi.

Masaya çantamı sertçe bıraktığımda annem bakışlarını bana çevirdi. Salatalıktan alırken, " Geldi bizim küçük eşek. " Dedi. Uyarıcı bakışlarımk anneme atarken, " Hala devam mı ediyorsun. Yanlış birşey yapmadım. Hem bakıldığı zaman sen daha kötüsünü yaptın. " Dedim. Annem sanki bilmiyormuş gibi, " Ne yapmışım? " Deyince, ona doğru eğilip, " Benim vücut ölçülerime kadar millete söylemişsin. Bari kimlik filan verseydin direk nikah çıkarırdım. Böyle biraz zor oluyor. " Dedim.

Gözleri meydan okurcasına kısıldı, " Yalan mı? Söylediklerimden biri bile yalan değildi. İnsanlar çocukları doğru kişiyi seçmek istiyorlar. " Dedi. Annemin bu tavırlarına deli olmamak elde değildi. Birde gösteriş yapar gibi anlatıyordu ya iyice deli oluyordum. Sandalyede geriye yaslandım, " Seninle konuşmak istemiyorum. Bana kötü davranıyorsun. " Dedim. Kıkırdayıp benim gibi sandalyede geriye yaslandı, " Sen  bilirsin harçlık verecek birini buldun galiba. " Dedi. Beni iyice deli ederken, " İş bulmak diye bir kavram var, iş bulursam bu evden de giderim o zaman harçlığı verecek birini bulursun. " Dedim. Yüz ifadesi anında değişirken, Aysar karşımda oturduğu sandalyeden kalktı, " Bu kadar savaş yeter, hadi gidelim. " Dedi. Eline aldığı ekmek parçasını ağzıma sokup, kolumdan tutarak kaldırdı.

Kafa tutuyorum ama boşa tutuyordum. Beni işe almaları bile mucize gibiydi, iş gücüm neredeyse sıfırdı. Aysar'ın ağzıma koyduğu ekmeği yiyerek ayakkabılarımı giydim. Patlayacak bir bomba gibi hissediyordum, annemin de benim gibi hissettiğini biliyordum. Çok değil akşama barışırdık, çoğu huyum anneme çekmişti biz birbirimizi üzemezdik.

Okula giden yola girdiğimizde, bu sefer yolumu değiştirmedim. En son ettiğimiz kavga sayesinde herkesin birbirimizi tanıdığımızın farkında olduğu biliyordum. O da ses etmeden yanımda yürüyordu. " Biraz üzerine gitmedin mi? " Dedi. Annem konusunda gelen ani soruyla şaşırdım, üzerine gittiğimi düşünmüyordum.

" Normal halimiz aslında, yalan söylediğim için pişman oldum. Hatta sen olmasan baya kötü şeyler olabilirdi. Yani o bilmeden de pişmandım ama işte her zaman bunu yapmaya başladı. Kadınlara yatakta nasıl olduğumu anlatmış. Nereden biliyorsa? " Dedim. Son cümlemle kaşlarını kaldırıp, " Neden anlatmış ki? " Dedi. Bu kadar masum olmasına şaşırırken, " Ya işte sidik yarıştırma gibi düşün, diğer kadınlar ortaya birşey atıyor ardından annem hemen atlıyor. Bu Aslan ile de annem sayesinde tanıştım. " Dedim. Düşünür gibi yaptı, " Annen hakikaten garip bir insan. Beni eve aldığında sadece merhametli diye yapıyor sanmıştım. Ama sanki kendi oğlu gibi davranıyor. Onun içinde kolay değil, önceden kadına ne yaptıysan? " Dedi. Dalga geçer gibi söylediği şeyle kıkırdadım, " Onu bunu bırakta Aslan günlük tutuyormuş, ben hala bunu aşamadım. " Dedim. Dediğim şeyle kahkaha atarken, onu tekrar güldürdüğüm için kendimle gurur duyuyordum.

Ne kadar anlatmasa bile üzgün olduğunu biliyordum. Daha dün yaşadığı krizle de bu düşüncemden emin olmuştum. Gülmesi iyi birşey mi kötü birşey mi bilmiyorum ama  işte bir umut bekliyordum. Normal Aysar olmadığının farkındaydım. Aysar'ı daha önceden tanımasam bile şimdi ki hareketlerini yorumlayabiliyordum.

Ya aşırı tepki veriyordu ya da çok sönük kalıyordu. Tam olarak alışkk olmadığını olgunluk duygusu ile baş etmeye çalıştığının farkındaydım. Amcaları tekrar aramaya cesaret edememişti, annem her zaman mükemmel tedbirlerini alıyordu. Evden gitmesini de istemiyordu, hem ev güvenli dıyerek kovmuş gibi de görünmek istemediğini biliyordum. Ben de halimden memnundum, hayatıma katılan ufak heyecanlar beni de mutlu ediyordu.

Okuldan çıkana kadar çok konuşmasak bile varlığını hissediyordum. Kavgadan sonra merak edip konuşmaya gelenler hakkında bana bilgilendirici mesajlar atıyordu. Gerçekten gördüğü insanları yorumlamak konusunda çok iyiydi.

Sonunda bitiş zili çaldığında ise çok fena gerilmiştim. Gamze büyük ihtimalle kapının önünde beni bekliyordu. Vereceği tepkiden ölesiye korkarken, buna ihtiyacım olduğunu da biliyordum. Aysar'a baktığımda çantasını sırtına almış beni bekliyordu. Normalde hiç beklemeyen çocuk şimdi bekliyordu. Son olanlardan sonra baya yakın da davranıyordu. Ama şimdi onunla gidersem arkadaşımı ve çok önemli bir mevzuyu da ekmiş olacaktım.

Yanına yaklaştım, kulplarından tuttuğum çantamı biraz daha sırtıma yapıştırdım. Ağzımdan garip birşey çıkmasın diye kendimi telkin edip, " Bir arkadaşım gelecekti, evde görüşürüz. " Dedim. Yanından kaçıp bahçeye indiğinde tamda tahmin ettiğim gibi Gamze kapıda dikiliyordu.

Yanına koşturarak gidip, " Çok bekledin mi? " Dedim. Kafasını hayır anlamında sallarken, " Ee neymiş bu yediğin halt? " Dedi. Aysar yanımızdan geçerken, bana göz kırpıp, " Bu arada söylemeyi unuttum. Yatakta iyisin. " Dedi. Yüzünde pislik bir sırıtışla hızla uzaklaştı. Gamze şaşkın bakışlarla bir ona bir bana bakıyordu, elimle ilerleyen Aysar'ı gösterip, " İşte yediğim halt bu. " Dedim.

Bölüm atma hevesim bir geliyor bir gidiyor. Çünkü okunma sayılarım gerçekten de az. Çok yavaş ilerliyorum ve bu konuda ne yapacağımı bilmiyorum.

Düşüncelerinizi ve fikirlerinizi benimle paylaşırsanız sevinirim.


Tesadüf(gay)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin