-17-

273 21 9
                                    

5 kişi kapının önüne dizilmiş, annemin evden çıkmasını bekliyorduk. Annemin gittiği iş seyehatinde, bizi evde tek bırakma hatasına düşmesine içten içe gülüyordum.

Sırayla, ben, Fırat, Aslan, Gamze ve Aysar dizilmiştik. Annemde en ufak bir şüphe uyandırmayacak şekilde akıllı çocuklar imajı çizmeye çalışıyorduk. Ama annemin haberi yoktu ki, Berk'i içki almaya yollamıştık. Annem evden ayrılır ayrılmaz, aylar sonra ilk defa kafayı bulacaktık.

Annem elindeki valizle kapıda belirince, Aysar hemen valizi eline aldı. Akıllı çocuk imajı çizmese bile bu hareketi yapacağını biliyordum. Annem gülümsedi bizim bu halimize, " Evi çok dağıtmayın, okulu ekmeyin, eve erkek atmayın. " Dedi. Aysar valizi koyup geri geldi, annem bu sırada cüzdanını açtı, " Bu kartı veriyorum, limiti olan bir kart umarım limiti dolmaz. Arkadaşlarına bir şeyler aldırma, bu evde ne yiyorsanız, burdan alın. " Deyip kartı uzattı. Tam elinden almaya uzanırken, " Sana değil, Gamze kızım sen al. Sakın bu haylazların saçmalıklarına uyma. " Dedi. İhanete uğramış bir yüz ifadesi ile anneme baktım. Gamze hanım hanımcık gülümsemesiyle, " Tabi Selma teyze sen hiç merak etme. Ben bunları yola koyarım. " Dedi.

Gamze, bizden çok farklıydı. Derslerine çok düşkündü bir kere, hatta okulda devamsızlığı hiç olmamıştı. Eğlendiğimiz zamanlarda bile ortamdaki ağırlığını hissederdik. Çok küçükken tanışmıştım onula, ilk arkadaşım ve ilk  sırdaşımdı. Bende yeri çok ayrıydı, doğru kararlarımı hep onula verirdim. Genelde çok olgun davranırdı, sorunları dinlemeden yorumlamaz ve asla kendi düşüncelerini katmazdı. Anneme çok özeniyordu, avukat olmak için çok çalışıyordu. Annemin ona bu denli güvenmesini anlıyordum.

Annem arabayla uzaklaşırken, el sallamaya devam ettik. Araba sokakta kaybolur kaybolmaz, arkamızdan koşarak gelen Berk'e baktım. Elinde tuttuğu poşetleri bize sallayarak gülümsüyordu. En son babasıyla konuşmuş, sonra bize gelmiştik. Anneme olayı kısaca özet geçmiştim, sabaha kadar konuşmuştuk. Aysar Berk konusunda gerçekten de iyi bir arkadaştı. Çünkü başına gelen herşeyden, yaşadığı her olaydan haberi vardı. Okula geldiğimde onları hiç yakın görmemiştim, meğerse Aysar ben birine söylersem diye Berk ve beni yakın tutmaya çalışmış. Olaylar çok çabuk geliştiği için de bu plan yatmış.

Berk, yanımıza ulaştığında, " Valla çok aldım, umarım basılmayız. " Dedi. Gülerken, bir yandan da içeriye giriyorduk, " Şom ağızlılık yapma, valla yakalanırsak seni döverim. " Dedim.

Oturma odasına oturmuş, her birimiz bir yere yığılmış bir şekilde içiyorduk. Arada gereksiz kahkahalar, oynaşmaya başlayan Fıras çiftimize öğürmeler ile devam ediyordu. Hava iyice kararmıştı, bizim hala bitmemiş bir dolu şişemiz vardı.

Aysar oturduğu yerden öne doğru eğildi, " Bakın ben diyorum, bu çocuk Berk'e aşık oldu. Öptü kaçtı puşt, böyle ani olan şeyler kimin hoşuna gitmez. " Dedi. Gözlerimiz buluşurken, hızla gözlerimi kaçırdım. Berk, elindeki şişeyi, Aysar'a sallayıp, " Şimdi böyle diye diye beni çocuğa aşık ediceksin. Zaten hep böyle oluyor, sana aşık diyorsun, ben çocuğa aşık oluyorum. " Dedi. Dediğine hep birlikte gülerken, " Sen kaç kişiye aşık oluyorsun günde? " Dedim. Parmaklarını kaldırıp saymaya başladı. Kahkaha atıp geriye düştüğümde daha çok gülmeye başladım.

Kafamın hafif güzel olması bile sürekli gülmeme yetiyordu. Beni nasıl ağlatabiliyorlardı şaşırıyordum. Gözlerim Aysar'a kaydığında yine o garip ifadeyle bana baktığını gördüm. Gözlerimi kaçırdım, baksam tüm gardımı indireceğimi biliyordum.

Gamze benim gülüşüme karşılık, " Uyuyan canavarı uyandırmayın. Valla bu gülünce susmuyor. " Dedi. " O susmasa da olur. " Diyen Aysar'a döndü tüm bakışlar. " Seni ağlatmadan çevir o bakışlarını. " Dedi Fırat. Nedense çok komiğime giden duruma gülmeye başlamıştım.

Tesadüf(gay)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin