-26-

202 10 0
                                    

Alarmının kaçıncı çalışı olduğunu bilmiyordum. Uyanmak, yataktan kalkıp iki adım atmak içimden gelmiyordu. Beni uyandırmasını beklediğim kişi şu kapıyı açmadığı sürece kalkmayacaktım.

Ağlamaktan ağrıyan gözlerim, hasta gibi hissettiğim halsiz vücudumla bu yataktan kalkmamam benim için daha iyi olurdu. Yine hasta oluyordum galiba, yine kaldıramıyordum anlattıklarımı. Dilinin döndüğü kadar kaldıramıyordum acımı. Hele şimdi iki katı ağrıyordu. Aysar yanıma gelmemişti.

Belki bir daha bana dokunmak istemezdi. Peşimden koşmayı bırakırdı, belki beni hayatından çıkarmazdı ama ondan soğumamı sağlardı. Gözlerim tekrar yaşlarla dolarken yastığa bastırdım yüzümü. Göz yaşlarımı yastık emiyordu. Gözlerim uyuşuk uyuşuk odada dolandı. Gelen giden yoktu nasıl olsa kime inat ediyordum ki?

Yataktan kalktım çabucak, yıkılmış gibi görünmemeliydim en azından. Yaşadıklarımı kaldırabildiğimi ona gösterirsem beni kabul etmesi o kadar kolay olurdu. Yataktan aniden kalktığım için gözlerimin önünde bir anda karardı. Kendimi sert zeminde bulduğumda ağlamak için aradığım sebebi bulmuştum. Bu yüzden hıçkıra hıçkıra ağlamaya başladım odanın ortasında.

Ağlamam sürerken salondan gelen ayak sesleri de beni durdurmaya yetmedi. Aysar'ın gelip bana sarılması, bir yerim ağrıyor mu diye bakması da işe yaramadı. Yıllardır anneme bile anlatmadığım anılarımı anlatmıştım ona. Beni böyle bırakıp gitmesi koymamıştı, kabul edip bırakması koymuştu. Neredesin demeye bile halim yoktu şimdi.

Sonunda odanın ortasındaki savaşından memnun kalamadı Aysar. Beni kucakladığı gibi banyoya götürdü. Suyu ayarla yana kadar küçük bir çocuk gibi tişörtünün eteklerinden tutmuş, ağlamaya devam etmiştim. Sonunda suyu istediği ayara getirince beni soymaya başladı. Bana istediğini yapmasına izin verdim. Bu yumuşak dokunuşlar, sevgi dolu bakışları benim için herşeydi.

Sonunda ılık olan suyun altında dikilmeye başladığımda sakinleştim. O ana kadar olan sesler uğultu gibi gelsede şimdi herşey netti. Suyun bedenime çarpan sesi, Aysar'ın, " Tamam geçti. " Tesellileri, herşey netti. Kendime geldiğim gibi de hemen Aysar'a sarıldım. Bedenimin ıslağı kıyafetlerine geçerken sesini çıkarmadı. " Neden yanıma gelmedin? " Diye sordum sonunda. Baştan beri tüm endişem, merakım sadece bu sorudaydı. " Bunun için bu kadar celallendiğini söyleme. " Dedi, ağlamakla karışık bir iç çekişle karşılık verdim, " Sen öyle gidince, tutamadım kendimi. Yanıma hiç gelmiyceksin sandım. " Dedim. Suyu kapatıp banyodan çıkmamızı sağladı, " Sensiz uyuduğumu nereden biliyorsun? " Dedi, kafamı şaşkınlıkla yüzüne çevirdim, " Ya ne yapmaya gittin? Ben ağlarken neden yanımda değildin. " Dedim, havluyu bedenime sarıp yeniden kucağına aldı. " Biraz ağlamaya devam etmeliydin, biraz ağla istedim, yıllardır ağlayamamışsın ağla rahatla istedim. Ama ben yanında olursam ağlamanı durdururdum. " Dedi. " Gerçekten mi? " Dedim. Güldü, " Gerçekten. "

Odaya götürüp üzerimi giydirdi, kendiside ıslak kıyafetlerinden kurtulup beni yeniden kucağına aldı, alırkende, " Sen iyice kucağa alıştın. " Demeyi ihmal etmedi. Mutfağa gittiğimde kahvaltı aldığını gördüm. Sabahta bunun için yoktu sanırım. Masaya beni bıraktı, gülümsemeye başladım.

Karşımdaki sandalyeye oturdu ve eline aldığı ekmeğe birşeyler sürmeye başladı. " Sabah sabah bu kadar yaygara çıkaracağını bilseydim, belime bağlardım seni. " Diye söylenip reçel sürdüğü ekmeği bana uzattı. Kıkırdayıp elindeki ekmeği ağzıma aldım. " Özür dilerim bilmiyordum. " Dedim, nefesini dışarıya verip, " Asıl ben özür dilerim tahmin etmeliydim." Dedi. Gülümseyip geri kalan kahvaltımızı yapmaya devam ettik.

Sonrasında aklıma gelen şeyle Aysar'a döndüm, " Bugün adliyeye annemin yanına gidelim. Hem bizi özlemiştir o. " Dedim. Gülümsedi, " Bizde özledik. " Dedi, kafamı alayla sallayıp 'hıhı' diye söylendim. Kahvaltıyı toplamasına yardım ettim. Evi iyice temizlediğinden emin olduktan sonra evden çıktık. Adliye buraya uzaktı, bizde otobüsle gitmeye karar verdik. Çünkü taksiye verecek paramız yoktu.

Tesadüf(gay)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin