28.04.2019
Selam Taehyung. Bugün günüm çok yorucu geçti. Bugün hep yorucu dersler vardı. Tanrı aşkına hangi müdür matematik dersinden sonra fizik koyabilir ki? O kadar yorucuydu işte.
Öğle arasına çıktığımızda kafam patlamak üzereydi. Başım çok feci bir şekilde ağrıyordu. Herşey bana çok fazla gelmeye başlamıştı. Kafamı dinlemek için bahçede Cho ile oturuyorduk. Canım öğle yemeği yemek istememişti. Şu sıralar doğru dürüst beslenemiyordum.
"Yine yemeğini aksatıyorsun Jimin. "
Cho mızmızlandığında gülümsedim. Cho bana gerçekten çok değer veriyordu. Sürekli yanımdaydı. Doğruyu söylemek gerekirse o gün basket sahasında bayıldığım için minnettardım. Bu Cho ile tanışmama neden olmuştu.
"Canım hiç istemiyor Cho. "
Elimi başıma koyup başıma masaj yapmaya çalışmıştım fakat becerebildiğim söylenemezdi.
"Aptal. Canın istemese de yemek zorundasın."
Omuz silktiğim sırada ne zaman gömleğimin ceketine koyduğumu bilmediğim kalemim yere düşmüştü. Kalemi almak için yere eğildiğim sırada "Haklısın Cho" demiştim.
"Haklısın ama elimden birşey gelmiyor."
Kalemi alıp doğrulduğum sırada sümüğümün aktığını hissettim. Nezle olmamıştım neden sümüğüm akıyordu ki?
"Cho peçeten var mı?"
Cho bana bakacağı sırada elimle hızla burnumu kapattım.
"Bakma, sümüğüm akıyor."
Cho bu dediğime kıkırdayıp cebinden bir peçete çıkardı ve bana verdi.
"Kesin hasta oldun seni aptal. Yemek yemezsen böyle hastalanırsın işte."
Cho söylendiğinde onu umursamadan peçeteye burnumu sildim. Ama yanlış birşeyler vardı. Sümüğüm sürekli akıyordu. Ne kadar kötü nezle olduysam artık.
"Cho bu bitmiyor. Başka peçeten var mı?"
Cho kaşlarını çatıp burnumda duran peçeteye baktığında kaşları daha da çatılmıştı.
"Jimin o sümük değil kan."
Cho endişeyle peçeteyi burnumdan çektiğinde kan yere damlamıştı. Gözlerim yerdeki kırmızı kanda takılırken Cho eliyle burnuma baskı yaptı.
"Cho acıyor."
Cho beni umursamadan bir süre daha burnumu sıktı. Bir süre sonra elini burnumdan çektiğinde kanın durduğunu fark ettim.
"Teşekkürler."
Açıkcası burnumun kanadığını öğrendiğimde çok korkmuştum Taehyung ama korkumu belli etmek istemedim.
"Lavaboya gidelim, yüzünü yıkamamız gerek."
Etraftaki birkaç öğrencinin endişeli bakışları bana çevrilirken kafamla Cho'yu onayladım.
"Bugün çok zor dersler vardı, o yüzden burnum kanamış olmalı."
Cho buna inanmamıştı. Aslında buna kendim bile inanmamıştım ama inanmak istedim. Henüz ölmeye hazır değildim.
"Ne olur ne olmaz diye çıkışta hastaneye uğrayalım Jimin."
Kafamı salladım ve Cho ile beraber lavaboya ilerledik. Karşılaştığımız herkes şaşkınca bana bakıyordu. Buna sende dahildin Taehyung.
Çıkışta Cho ile beraber hastaneye gitmiştik ve doktor bana fark ettirmemeye çalışsa da yüzünde endişeli bir ifade vardı. Hastalığım ilerliyordu bu yüzden ilaçla tedaviye başlayacağını söylemişti.
Bugünüm çok yorucu geçmişti Taehyung. Yorucu ve üzücü. Eğer bana 'Burnun neden kanıyordu?' dersen seni endişelendirmemek için 'Çok çalıştığımdan.' diyeceğim.
Seni seviyorum Taehyung ve her zaman seveceğim.
Sevgiler, Park Jimin.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Letters ➳ Vmin
FanfictionPark Jimin umutsuzca en yakın arkadaşına aşık olmuştu. Ona olan aşkını mektuplarına dökmüştü. Yazdığı mektuplar Park Jimin'in aşkının bir simgesi gibi olmuştu. Tek umudu en yakın arkadaşının da kendisini sevmesiydi. Acaba bu olacak mıydı?