16.05.2019
Sevgili Taehyung;
Selam Taehyungie. Bugün hayatımın en eğlenceli günü olabilir.
Hayatında hiç hastaneleri seven bir çocuk gördün mü? Bence gördün. Hemde 6 yıldır tanıdığın biri. Evet, ben. Hastaneleri sevmezdim, bu zamana kadar.
Bugün yorgun bir güne gözlerimi açmıştım. İştahım hiç olmadığından pek kahvaltı yapamadım. Bugün günüm çok sıkıcı geçer diye tahmin ederken kapım açıldı ve içeri gülümseyen Cho geldi. Gülümsemesi günümü aydınlatmıştı. Cho senden sonra en sevdiğim kişi. Yanlış anlama ona aşık değilim, aşık olduğum tek kişi sensin.
Cho beni elimden tutup kaldırdı ve zorla bahçeye çıkardı. Burada hasta olan bir sürü çocuk vardı. Beni neden buraya getirdiğini bir türlü anlayamamıştım. Ona soracaktım fakat bana "Burada bekle. Hiçbir yere ayrılma." dedi.
Dediğini dinledim çünkü neden dinlemeyeyim. Cho yanımdan ayrıldı ve uzun süre gelmedi. Onu merak etmeye başladım. Hayır, korkmuyordum. Beni bırakacağını sanmıyorum. Cho beni bırakmaz Taehyung. Ben ona güveniyorum.
Bir süre daha gelmediğinde kapıya doğru dönüp gidecekken gördüğüm şeyle şaşkına dönmüştüm. Palyaço gelmişti Taehyung inanabiliyor musun? Ben palyaçolara bayılıyorum.
Palyaço gelip çeşitli oyunlar yapmıştı. Herkes çok eğleniyordu. Bir yandan gülerken bir yandan da etrafıma bakınıyordum. Cho neredeydi?
Palyaço gelip elimi tuttu ve benimle dans etmeye başladı. Çok eğleniyordum Taehyung. 'Acaba Cennette miyim?' diye düşünmeden edemiyordum.
Bir süre eğlendikten sonra çocukların çoğu tedavi olmaya gitmişti ve palyaço da yorulmuştu. Yüzümde hınzır bir gülüşle yerde yatan palyaçonun yanına gittim ve kafasını çıkardım. Palyaço kocaman açtığı gözleriyle bana bakarken ben gülüyordum.
"Hey bu yaptığın doğru değil. Palyaçoların kafası çıkarılmaz."
Gülmekten karnıma ağrılar girecekti Taehyung çünkü palyaço aslında Cho'ydu. Saçları terden alnına yapışmıştı ve havasızlıktan bayılmak üzereydi ki ben kahraman Park Jimin onu kurtardım. Gerçekten bir gün kahraman olabilir miyim acaba? Kahraman olmayı çok istiyorum. Cennete gidersem kahraman olmayı dileyeceğim Taehyung.
Gülmem bitince kafamı palyaçonun göğsüne yasladım. Gülmek bile beni yoruyordu. Bütün enerjim bedenimden çekiliyordu sanki.
"Çok komik görünüyordun Cho."
Cho kıkırdadı ve elinde takılı olan palyaço eldivenini çıkarıp pembe olan saçlarımı okşadı.
"Gülmene sevindim Jimin."
Gözlerim dolmuştu Taehyung. Ne yapmıştım da onun gibi bir arkadaşı hak etmiştim anlayamıyorum. O gerçekten çok iyi. Fazlasıyla iyi. Ama neden zamanını benim gibi bir ayağı çukurda olan biriyle geçiriyordu ki? Canı yanacaktı. Onun da canının yanmasını istemiyordum ama beni dinlemiyor ki.
"Jimin."
Cho'nun endişeli sesiyle gözlerimi daldığım yerden çektim ve ona baktım. Elini havaya kaldırmış şaşkınca eline bakıyordu. Bende Cho'nun eline baktığımda görmeyi hiç beklemediğim birşeyi görmüştüm. Cho'nun elinde pembe saçlar vardı ve o saçlar bana aitti Taehyung.
Burnumdan birşeyin aktığını hissettiğimde elimi burnuma bastırdım. Burnum kanıyordu Taehyung. Yine.
Gözlerim kararmaya başladığında kesik kesik nefesler alıyordum. Nefeslerimin arasından zorlukla "Cho." diyebilmiştim. Gerisi karanlıktı.
Gözlerimi yatağımda endişeli bir şekilde bana bakan Cho ve doktoru görerek açmıştım. Doktor yüzündeki üzgün ifade ve dolu gözleriyle bana "Okula gitmek ister misin Jimin?" demişti. Zorla gülümsedim ve başımı salladım. Okula gitmek istiyordum Taehyung çünkü sonun yaklaştığını hissediyorum.
Seni görmek istiyordum. Ölmeden önce seni görmeliydim. Tek isteğim buydu.
O gece saçımı kazıttık Taehyung. Hem sen saçımı beğenmemiştin hem de okuldakilerin saçımın döküldüğünü görmelerini istemedim.
Üzgünüm Taehyung. Daha fazla dayanamıyorum. Bedenim bu yorgunluğu kaldıramıyor. Sanırım, biraz erken gideceğim. Umarım arkamdan üzülmezsin TaeTae'm. Seni seviyorum.
Sevgiler, Park Jimin.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Letters ➳ Vmin
FanfictionPark Jimin umutsuzca en yakın arkadaşına aşık olmuştu. Ona olan aşkını mektuplarına dökmüştü. Yazdığı mektuplar Park Jimin'in aşkının bir simgesi gibi olmuştu. Tek umudu en yakın arkadaşının da kendisini sevmesiydi. Acaba bu olacak mıydı?