Sabah boynumda hissettiğim öpücüklerle gözlerimi açtığımda günüm şenlenmişti.
Kan kırmızısı gözlerini tüm yüzümde gezdiriyor, arada eğilip dudaklarını bastırıyordu.
"İzlerimden hiçbiri kalmadı, gece hepsinin yok oluşuna şahit oldum. Bu beni bir miktar üzdü."
Söylediklerine kıkırdayıp derin bir nefes verdim.
"Ne zaman istersek tazeleyebileceksin aşkım, yetmez mi?"
Sinsice sırıtıp burnumun ucunu öpmüştü.
"Yeter de artar bile."
Ona doğru dönüp boynuna sokuldum. Elleri, ördüğü beyaz saçlarımdaki tokaya gitmiş, dikkatlice çıkararak örgülerimi açmıştı.
Açılan saçlarımdan dolayı tüm oda lavanta kokarken Taehyung hafifçe gülümsemiş, dalgalı saçlarımda parmaklarını gezdirmişti.
"Uzun saç sana çok yakışıyor Jeon. Öyle güzel oluyorsun ki, gözlerimi senden alamıyorum."
Duyduklarımla boynuna ufak bir öpücük bırakıp saçlarımla oynamasına izin vermiştim. Arada bir aklıma dün gece geliyor, soğuk bedenimi basan sıcaklıkla yutkunmamak için cebelleşiyordum.
" Hadi kalkalım bakalım, bizimkiler birazdan gelirler. "
" Dün sen mi gönderdin onları?"
"Hayır, ben odadan çıkıp duşa girdim, o sırada gitmişler sanırım."
"Aynen, ben yanına geldiğimde gitmişlerdi, bizi tek bırakmak için oldukça heveslilerdi."
"Resmen sevişmemize bile karışmışlar, inanamıyorum."
Söylediklerine neşeli bir kahkaha atıp yataktan kalktım. Banyoda temizliğimi yapıp elime aldığım kıyafetlerimle odaya girdim.
Taehyung yüzündeki hafif gülümsemeyle tavana bakıyordu.
"Hadi aşkım, bana dedin kendin kalkmıyorsun."
"Sen iki defa giyineceksin üstünü. Başla o yüzden."
Bıkkın bir nefes verip üzerimdeki pijamaları çıkardım. Pantolonumu, botlarımı ve kaftanımı giyip aynanın karşısına geçtim. Omuzlarıma örttüğüm pelerinin düğmelerini bağlayıp saçlarıma şekil vermek için uğraştım. En sonunda yarım topuz yapıp bıraktım ve beni hayran gözlerle izleyen sevgilime döndüm.
"Beni çıldırtıyorsun Jeon. Öyle, öyle güzelsin ki derin bir nefes alma ihtiyacı hissettiriyorsun. Beni büyünle değil, güzelliğinle afallatıyorsun."
"Böyle güzel konuşmaya devam edersen üzerine atlayacağım ve Jiminle Yoongi'ye rezil olacağız."
Ardından görünüm değiştirip altımdaki pantolonu çıkardım. Üzerimde bir şey yoktu, dün banyoya girmeden önce çıkarmıştım. Dolaptan siyah bir eşofman ve kırmızı bol tişört giyinip kahverengi saçlarımı düzelttim. Mor gözlerim tüm bedenimde gezerken arkamdaki hareketliliği hissetmiş, bakışlarım, onun şefkatle parlayan kırmızılarına saplanmıştı.
"Hop, geri bas TaeTae. Kalp atışları duyabiliyorum, bahçeye girdiler, hadi giyin de gel."
Saçlarımı karıştırıp odadan çıktığımda kıkırdamasını duydum. Yüzümdeki gülümsemeyle onlar çalmadan kapıyı açtığımda Yoongi resmen üzerime uçmuştu.
"Yüce Aventurin aşkına, neden kapıya yaslanıyorsun Gi?"
"Hyung'a ne oldu Jeongguk-ssi? Kediler mi yedi yoksa?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Wizard×Taekook ✓
Fanfiction" Dóiteáin Krallığı'nın tek prensi Kim Taehyung. Anne ve babası yakılarak öldürüldükten kısa bir süre sonra tahta çıkmıştır ve ülkeyi layığıyla yönetmiştir. Bir prenses yerine, soylu olmayan, yoksul bir erkekle evlenmiştir. Kim Jeongguk, tarihin gör...