twenty nine

24.3K 1.8K 1.3K
                                    

Şu an içinde bulunduğum zaman dilimini şu şekilde tanımlayabilirdim,

deli gibi öpüşüyorduk. Gerçekten deli gibi.

Hatta öyle deli gibi bir öpüşmeydi ki bu, kucağında yükselmeden duramıyor, dilleriminizin çenemize hatta yanaklarımıza kadar kaymasına da engel olamıyorduk.

"Jungkook," diye inlemişti taehyung, hırıltılı bir şekilde. "Bana kafayı yedirtiyorsun." sonra bana göre oldukça iri olan elleri kalçalarımı kavramış, acıyla gözlerimi dolduracak ve seslice inlememi de sağlayacak kadar sıkmıştı.

Omuzlarını sertçe sıkarken acıyla, "taehyung!" diye bağırmadan edememiştim.

Üstümde fazla güç uyguluyordu çünkü sinirliydi.

Çok sinirliydi, çok sinirliydim.
 
Yarım saat.

Tamı tamına yarım saat.

Taehyung'a attığım 'gel' mesajından tamı tamına yarım saat sonra buraya gelmiş, beni gördüğü an ile de tüm yumuşaklığını bir kenara atmıştı.

Eh, ben de onun yerinde olsam, kendini parmaklayan biricik sevgilim karşısında hiçbir şekilde sakin kalamazdım, değil mi?

Bunu tamamen hakkettiğini düşünüyordum. Ona çok ihtiyacım vardı, kafayı yemek üzereydim ve o yemin ederim ki kendime dokunmayacağımı düşünerekten geç gelmişti. Tamamen beni kudurtmak için ama parmaklarımla kendimi tatmin edişim beni değil onu kudurtmuştu.

Tamam, beni de kudurtmuştu evet ama olan olaylar değilde, o siktiğimin saçlarıydı beni kudurtan.

Aklıma gelen görüntüler ile güldüğümde, boynumla uğraşmayı bırakmış bana bakmıştı yutkunarak.

Ne ara boynuma geçmişti bilmiyorum ama köprücük kemiklerim çoktan sızlıyordu.

"Komik olan ne?" diye tısladı. Çatılı kaşları, belirgin damarları bana hâlâ sinirli olduğunu gösteriyordu zaten bu yüzden beni yatağa resmen atmasına ve üstüme çıkmasına hiçbir laf etmedim.

Edemedim.

Altında beyaz bir tişört ile -sadece beyaz bir tişört- uzanmayı da sorun etmemiştim.

Edememiştim.

Sinirliyken fazla korkunçtu, bu yüzden hiçbir şeyi sorun etmeden, yumuşak yatakta dağılmış bir şekilde altında yatıyordum.

Ama zorladığım için acıyan deliğim ve erkekliğim... Evet, tek sorun ettiğim şey bunlardı, bunu engelleyemiyordum.

"Sana çok sinirliyim." dedi tekrardan. İç geçirip, ellerimi yanağına çıkarmış, onu kendime çekerek alt dudağını sinirle dişlerim ile kavrayıp ısırarak emmiştim. "Geç kaldın, hyung." diye bastıra bastıra homurdanıp onu ittirdim.

Neden her şeyi benim üstüme yıkıyordu ki? Geç gelen oydu ve suç tamamen ondaydı.

Asla kabul etmeyecektim.

İşte bir kopuş anı daha, üstüme kendini tamamen bırakıp dudaklarıma saldırırken yemin ederim bu hangi salise olmuştu bilmiyorum ama tüm kıyafetlerinden beni de kendini de kurtarmıştı.

Yatağın soğuk çarşafı beni irkittiğinde tekrar kucağına yerleşmiş, kendimizi bu olanların en başında bulmuştuk.

Tek farkla,

kalçalarım arasında onun hareketiyle sıkıştırdığım erkekliği dışında.

Bu yeniydi.

Bu yeniydi ve çok tehlikeliydi.

Fucking Game ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin