sen benim esirimsin...

12.2K 339 276
                                    

Annem son bir kez gözlerimin içine bakıp ağlayarak kafasını boynuma gömdü ve kokumu içine çekti. Zorunda olduğunu biliyordum ama ondan ayrılmak hiç istemiyordum. Sicim gibi akan gözyaşlarım ile sarıldım. Kafamı kulağına yaklaştırıp" bırakma anne beni" diye fısıldadım.

Kafasını kaldırdı. Gözlerimin içine bakıp"özür dilerim" diye fısıldadı. Benden uzaklaştı ve son bir kez yüzüme bakıp" söz veriyorum, seni geri alacağım" dedi. Ellerini yumruk yapmış tir tir titriyordu.

Gözyaşlarımı silip" lütfen çabuk ol " dedim. Akan gözyaşları ile alt dudağını ısırıp kafasını salladı. Sanırım konuşacak gücü kendinde bulamamıştı. Arkasını dönüp gitmeden son bir kez bana baktı ve büyük demir kapıdan dışarıya çıktı.

Gözlerimi kapatıp derin bir nefes aldım. Babam annemi ve beni bırakınca beş parasız şekilde sokaklarda kalmıştık. Annem defalarca iş bulmaya çalışmıştı. En son bir bulaşıkçılık yapıyordu. Ama patronu işçi fazlalığından annemi işten atmıştı. Kaldığımız pansiyonun parasını ödeyemeyince ordan ayrılmak zorunda kaldık. Yiyecek bir lokma ekmeğimiz kalmamıştı. Daha 10 yaşındaki bir çocuk için bunlar çok fazlaydı. Bunu annemde gayet iyi biliyordu. Tesadüfen gazetede bir küpür gördü.

Bu villada yaşayan aile hem çocuklarına hizmet edecek hemde arkadaşlık edecek birini arıyorlardı. Aranan çocuk bir nevi manevi çocukları gibi olacağından, sadece çocuğun burda ömrünün sonuna kadar tek başına kalacağından hiç kimse kabul etmiyordu.

Annem yaşadığımız zorluklardan dolayı beni buraya bırakmıştı. Annem beni burdan alacağını söylüyordu. Ama ben bunun imkansız olduğunu biliyordum. Burası Amerika'nın en varlıklı Ailelerinden biriydi. Normalde bu aile bizim gibi türk kökenliydi.

Kapıdaki bir adamın yönlendirmesiyle Villadan içeriye girdim. Korkuyordum... daha 10 yaşında bir çocuk için korkmak doğal bir şeydi. Salona girdiğimde 35 -40 yaşlarındaki adamla göz göze geldim. Beni görünce baştan aşağı süzdü ve " Önce çocuğu bir yıkandırın. Açsa yemeğini yesin. Temiz giysiler giydirip Uğur'un yanına gönderirsin" dedi. Ağzımı açmıyordum. Sadece ortama ayak uyduruyordum. Önce güzel bir şekilde yemek yedim. Uzun süredir aç olduğum için kıtlıktan çıkmış gibi yemiştim. Karnım doyunca güzelce banyo yaptım. Yatağın üzerinde duran. Krem çizgi gömleği, siyah pantolonu ve siyah ayakkabıyı giydim. Uzun olan saçlarımı arkaya yatırıp kendime uzun süre baktım. Keşke annem de burda olsaydı.

Derin bir iç çekip dışarıya çıktım. Koridordan çığlık şekilde bir gürültü geliyordu. Bu korkmamı sağlamıştı. Benimle görevli olan adam belimden itekleyerek yürümemi sağladı. Sonra bir anda omzumdan tutup fısıltı şekilde çıkan sesiyle" Bak içerde sana tam olarak ne yapacağını bilmiyorum. Ama şunu söylemek istiyorum ki . Ne yaparsa yapsın sakın ağlama" dedi.

Ne diyordu bu adam. Ne yapacaktı ki bana? O anda merdivenlerden bir ses yükseldi. " mark!" Sinirle mark denilen korumanın suratına bakıp" Ne konuştuk senle" dedi. Bu benim büyük patronumdu. Sinirle bana dönüp" hadi içeriye gir " dedi. Sonra yüzüme doğru işaret parmağını sallayıp" sakın o izin vermeden dışarıya çıkma "dedi.

Kafamı öne doğru saygılı bir şekilde eğip" tamam efendim" dedim. Son bir kez mark'a dönüp gülümsedim ve koridordaki odaya girdim. İçeride neredeyse hiç ışık yoktu. İçerisi ise rutubetli ve pis kokuyordu. Gözümü kısıp odayı inceledim. Ama çok karanlıktı. Bu karanlıkta ne yapıyordu.

Elimle duvarı yollayıp ışık ararken odanın içinde bir ses duyuldu." Hey, köle! Işığı açmanı sana kim söyledi!" İçeriye gözümü tekrar gezdirdim. Bu karanlık gerçekten can sıkıcı ve korkutucuydu. Kafamı öne doğru eğip"peki efendim"dedim. Sonra sesimin en kısık tonuyla mırıldandım"köle mi?" Başım hâlâ yere doğru eğikti. Zeminden tok bir ses geldi.

Adım sesleri kulağıma doldu. Sanırım bana doğru geliyordu. Adım sesleri git gide yaklaştı. Bir anda birisi beni pencereden taraftaki duvara doğru itip kolunu göğsüme bastırdı. Perde havalandıkça içeriye giren gün ışığı loş bir görüntü veriyordu.

O anda onu gördüm. Simsiyah saçları, simsiyah gözleri ve bembeyaz teniyle karşımda duruyordu. Benden 2-3 yaş büyüktü sanırım. Kaşları çatmıştı ve çok korkutucu görünüyordu. Büyüyen gözlerle ona bakarken kulağıma yaklaştı ve "Niye kölem değil misin? " dedi.

63489 2559

Yanlış aşk(bxb)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin