aşkın son evreleri

845 48 14
                                    

Lee;

Gözlerimi büyütüp" Vayy " dedim. Wo bana gülümserken" seçmeleri kazansaydım aynı okulda olacaktık" dedim.

Wo " ne kadar şaşırtıcı olurdu değil mi? " Güldü ve " sen beni yine tanımazdın bence" dedi. " Ama sende çok değişmişsin!" Dedim. Bir kahkaha atıp" herkes sizin gibi aynı kalamıyor Lee beyimiz" dedi. O gülerken bende ona katıldım. bir anda kolumdan tutulunca şaşkınca tutan kişiye baktım. Buğra" seninle konuşamam gerekiyor " deyince iki katlı şaşırmıştım. Buğra beni sürüklerken diğer kolumdan tutulunca otomatikman ikimizde durmuştuk.

Wo benim  diğer kolumdan tutuyordu. Şaşkınca Wo' nun suratına bakarken Buğra sinirle Wo'ya bakıp" Ne yapıyorsun lan sen?" Diye öfkeyle sordu.

Wo ifadesizce bir süre Buğra'ya bakarken bana döndü ve " konuşmak istiyorsan konuş. Ben çadırı kuracağım. Çantanı da alıp yatacağın yeri hazırlarım " dedi. Bir süre Wo ya bakıp gülümsedim ve " tamam teşekkür ederim Wo"dedim. Bana destek oluyordu. Bu hoşuma gitmişti.

Buğra bir anda kolumu bırakırken" sen gerçekten tam bir piçsin "deyip arkasını döndü.

Jackson" ah, ne oluyor burada bir türlü çözemedim" bana" Buğra'nın derdi ne? Seni Wo'dan niye kıskandı ki" dedi. Buğra beni mi kıskanmıştı.

Şaşkınca olduğum yerde donarken yüzümde hafif bir gülümseme yerleşmişti. Wo bana bakarken" arkadaşını kıskanması doğal değil mi? Çocukken de böyleydi. Seni , William'a ve Jack'i asla paylaşmak istemezdi. " Dedi.

Gülümsemeye yüzümde solarken" evet Wo doğru söylüyor" dedim. Wo yanıma yaklaştı ve kulağıma eğilip" dert etme, bu da bir şey sonuçta. Hala seninle arkadaş olmak istiyor. " Dedi. Ona gülümseyip" evet öyle"dedim.

O da gülümserken yerdeki çadırı aldı ve " bak arkada boş ve güzel bir alan var. Gel çadırı oraya kuralım" dedi. Kafamı kaşıyıp" ben bizimkilerle kalsam daha iyi" dedim.

Sinirle bana bakıp" bu seninle ilk kampımız. Senelerdir zaten onlarlasın. En azından bu sene birlikte olalım. Olmaz mı?" Dedi. Aslında Buğra ile kalmak istiyordum.

Çantamı yerden alırken gözüme Buğra ile Uğur ilişti. Çadır kuruyorlardı. Sanırım Uğur ile kalacaktı. Çantamı aldım ve gülümsemeye çalışırken" tamam o halde. Ama dediğin yere kurmayalım orası hocaların çadırına yakın. Bak göle yakın yerde boş" dedim.

Wo gösterdiğim yere bakıp" orası baya uzak" dedi. Bende gülümseyip" Ne kadar uzak o kadar iyi. Sen bilmezsin. Diğer çadırlardan çok ses geliyor. Benimde uykum çok hafif. Ses olunca uyuyamıyorum. Bu yüzden hep diğer çadırlardan uzak bir köşeye kurarım " dedim.

Wo gülümsedi ve " tamam o hâlde oraya kuralım " dedi. Dediğim yere ilerlerken Jackson " bizim çadıra biraz yakın. Gece yatmadan gelin de sohbet ederiz" dedi. Ona gülümseyip" tamam" dedim.

Bizimkilere baya uzaktı. Ama böylesi sanırım daha iyiydi. Wo' nun peşinden giderken son bir kez Buğra'ya baktım. Uğur'a gülümseyerek bir şeyler anlatıyordu.

Çadır işi hallolunca çantamı içeriye koyup uyku tulumumu serdim. Yan tarafıma da akik taşından yapılma bir gece feneri koyup dışarıya çıktım. Wo çadırın içine bakıp" feneri iyi akıl etmişsin. Gece loş bir ışıkta yatmak hep daha iyidir. " Dedi.

Gülümsedim ve" akik taşının hikayesini biliyor musun?" Diye sordum. Wo " bilmiyorum" diye cevap verince" yıldızların gökyüzünde daha çok parladığı bir zamanda yüzü ay ve yıldızlardan bile güzel olan bir erkek çocuğu varmış. Bu erkek çocuğu çok küçükken anne ve babasını kaybetmiş bir yetişmiş. Bir süre ona yaşlı babannesi bakarken yaşlı kadın da ölünce kimsesiz kalmış. Geçimini ormandan topladığı odunlardan sağlarken bir gün ormanda bir çocuğa rastlamış"

Wo merakla beni dinlerken çadırın içine girdim ve yere oturdum. Wo' da karşıma oturken devam ettim" ilk görüşte birbirlerine aşık olmuşlar. Cinsiyeti ve insanların ne düşündüğünü önemsemeden o gün kalpleri bir olmuş. Gel zaman git zaman birbirlerine daha çok bağlanmışlar. Ormanda gizlice buluşup kuytu köşelerde doya doya hasret giderirlermiş" Wo elini çenesine yaslayıp" Eee daha sonra?" Dedi. " Ama bir gün ormanda onları bir köylü görmüş. Köye gidip gördüklerini anlattığında bu duruma köylüler çok sinirlenmiş. Onlara göre erkek erkeğe yaşanan bu yasak ilişki köye uğursuzluk getirecekmiş. Ellerinde meşaleler ile ormana dalmışlar. Köylülerden habersizce aşklarını yaşayan iki genç yıldızlara bakıp hayaller kuruyoruş. O gece ay ve yıldızlar daha parlak gökyüzü daha güzelmiş" hüzünle yere bakınca Wo" peki ne oldu o gece?" Dedi.

" O gece köylüler iki genci bulunca güzel yüzlü olan ne yapacağını bilemiyor. Yerinde put gibi dururken sevdiği adam köylüleri görür görmez dağa kaçıyor" Wo öfkeyle" terk mi ediyor!" Dedi.

Kafamı salladım ve " o gece ay kadar güzel yüz gözlerini hayatta yumuyor. Kanı düştüğü zemindeki taşları kaplarken ay ve yıldızlar hüzünle daha çok parlıyor. Ve yemin ediyor. Ne zaman gece olsa bu kanla yıkanmış taşlar her şeye rağmen parlayacak. Bütün ölümlere, kötü düşüncelere ve acılara rağmen karanlıktan aydınlığa çıkaracak" Wo sesli bir iç çekti ve yanıma gelip elini omzuma koydu" Bütün kötülüklere rağmen ben onun yerinde olsaydım. Sevdiğimi bırakmazdım. " Kafasını hüzünle eğdi ve " ama o adamdan farkım yok galiba. Bende beni sevmediğini düşünerek seni bir anda terk ettim" dedi.

Gözlerinden bir damla süzülürken" Beni sevmesen de seni bırakmamalıydım" dedi. Gözündeki yaşı silip" asıl ben seni görmeliydim. Özür dilerim. O zamanlar pusulam sadece kuzeyi gösteriyordu. O yüzden diğer yönlerin varlığını unuttum" dedim.

Burnunu çekip" Peki şimdi , halâ kuzeye mi gideceksin" dedi. Kafamı eğdim ve " bir süre durup bakacağım. Kuzey doğru yol mu diye. Belki de beni bir uçuruma sürüklüyordur. Bilemeyiz" dedim.

Zorla gülümsedi ve " umarım o uçurumdan bile bile atlamazsın. " Dedi. Çadırdan çıkarken" yemek hazır sanırım hadi gidelim" dedi.

Yanlış aşk(bxb)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin