sensiz geçen onca yıl.

5.1K 227 183
                                    

Multimedya: toygar ışıklı- ben kötü biri değilim

Bu son gecemiz...

Gerçekten de bu son gecemiz olmuştu. Babası bilmediğim bir sebebten ötürü onu Kore'ye göndermişti.

Beni ise yatılı bir okula vermişti. Tabii ki böyle bir şeyi hiç istemiyordum. Yatılı okulda okumak gerçekten eğlenceliydi. Sarp bey her türlü ihtiyacımı karşılıyordu. Mark hafta da bir ziyaretime geliyordu. İçimde hâlâ bir korku olsa da yine de hayatım gerçekten güzeldi.

Lee'nin beni hayvan gibi sarsması ile kafamı kaldırıp ona baktım. Aslen bir koreliydi. Ama 5 yaşından beri babası ile amerika'da yaşıyordu. Annesi ise Koredeydi. Sanırım annesi ve babası ayrılmıştı. Beyaz teni ve güzel yüzü ile beni süzdü. Sonra "hadi kalk Buğra. Mark denilen adam geldi. Bahçe de seni bekleniyor" dedi.

En iyi arkadaşlarımdan birisiydi. Gerçekten çok saf ve temiz bir çocuktu. Diğer gruptaki kişilere göre bir tık bana daha yakındı. Grubun enerjisi olarak anılıyordu.

Hızla doğrulup yataktan kalktım ve dolabıma doğru yöneldim. Yerde duran siyah pantolona bir tekme savurup"Lee! Şu pantolonunu yerden al. Biliyorsun en sinir olduğum şey..."

Lee sesini incelterek"dağınıklıktır" diye beni taklit etti. Ona doğru orta parmağımı gösterip"lan piç kurusu benim sesim öyle mi!"dedim. Ağzını alaya büzüp"hayır, daha ince"dedi .

Ona sinirle bakıp beyaz t-shirtümü kafamdan geçirdim. Onunla uğraşacak zamanım yoktu. Siyah pantolonumu üstüme geçirirken" sanki mark kaçıp gidiyor" dedi.

Bu piç kurusu gölgesinden bile beni kıskanıyordu. Gruptaki herkes buna takılsa da aldırmıyordu. Saçlarımı geriye atıp"Lan sende iyice abartın" dedim. Bana öfkeyle bakıp omuzlarını silkti. Bu"umrumda dahi değil, ben seni herkesten kıskanırım"demekti. Ona gözlerimi devirip kapıya yöneldim. Kapıdan içeriye giren william piç bir ifade ile gülüp" erkencisin" dedi.

Sarı saçları ve beyaz teni ile tam bir amarikalıydı. Gurubun: babası olarak biliniyordu. Bana ve Lee'ye göre Jack ile daha yakındı. Hepimizi koruyup kollardı. Ayrıca kendisi grubun lideriydi.

Ona gülümseyip"mark geldi"dedim. Saçlarımı karıştırıp"derse geç kalma" dedi. Onu onaylayıp koridora çıktım. Jack bana doğru koşarak geliyordu. Siyah uzun saçları ve beyaz teni ile gerçekten çok yakışıklıydı. Grubun: belalısı olarak biliniyordu. Her dakika başına bir iş açıyordu.

Kolumdan tutup"lan sıçtım resmen, baba nerde?" Dedi. " odada" diye cevap verince koşarak william'ın yanına gitmeye başladı.

Grupta ise bana : kuzu diyorlardı. Belki bu biraz çocuk tabiri gibiydi. Ama çekingen ve ağırbaşlı tavırlarım ile tam bir kuzuymuşum. Ne ironi ama!

Bahçeye hızla çıkıp mark'ı aramaya başladım. Gözlerim onu bulunca yanına gittim ve ona sarıldım. O da bana sıkıca sarılıp" Günaydın doğum günü çocuğu "dedi.

Ondan ayrılıp"hatırladın mı !" Diye bağırdım. Bana gülümseyip"elbette hatırladım" dedi. Sonra"sarp bey, 17. Yaş gününe özel bir parti hazırladı. Saat 7 gibi senle birlikte grubu alırım" dedi. Onu onaylanıp bahçedeki bankları gösterdim. Umarım akşam keyifli geçerdi.

Buğra(kuzu)

Buğra(kuzu)

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Yanlış aşk(bxb)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin