hemdem

2.6K 133 17
                                    

Yurda girdim ve bizim grubun kaldığı odaya girdim. Gözüm Lee'nin  yatağına kayarken derince bir iç çektim. Onu o halde bırakmam gerekti. Arkası bana dönük bir şekilde uyuyordu. Yanına yaklaşıp" Lee"diye sakin bir tonda seslendim.

Ses vermeyince yorgun bir gün geçirdiğine kanaat getirerek üstümü değiştirip yatağıma geçtim. Wo ile dans grubuna katılacaktım. Gerçekten çok heyecanlıydım. Anlamsızca içimde bir sevinç vardı.

Yatakta bir tur dönüp gözlerimi kapattım. Gece gelen tıkırtılar ile gözlerimi açtım. Jack " Lan bu piçler burdaymış. Bende bir şey oldu sandım"dedi. William" Şşt, ses yapma uyuyorlar"dedi. Jack" iyi tamam lan"deyip yatağına geçti. William" üstünü değiştir öyle yat. "Bir süre durup" Lee yine yorganı kafasına geçirmiş. Ölmüyor da oruspu çocuğu"dedi sessiz bir biçimde. Yatağın yanındaki saate baktım 3'e geliyordu. Öbür tarafta dönüp gözlerimi kapattım. Uykum vardı lan.

William" lan bu çocuk yanıyor!" Diye bağırınca gözlerimi endişe ile açtım. Lee kanter içindeydi ve gözlerinden yaşlar süzülüyordu.

Yatağımdan doğrulup yanına gittim. William bana dönüp" çabuk yurt müdürüne haber ver doktor çağırsın "dedi. Kafa sallayıp yurt müdürünün yanına gittim ve durumu anlattım. Müdür ambulansı çağırırken odaya girdik. William bana dönüp" lan seninle gelmedi mi! Neyi var bu çocuğun. Nasıl bu hale geldi"dedi.

" Karnım ağrıyor diyordu. Ama o kadar kötü değildi"dedim. Jack sinirle" nasıl kötü değildi lan.  Çocuk ateşler içinde yanıyor"dedi. Sinirle ona bakıp" çok ağrımıyor dedi"dedim. Jack kolumu sertçe tutup" Bu çocuk sırf senin ayağın burkuldu diye. Seni belinde kilometrelerce taşımadı mı lan!" Dedi. Sertçe kolumu çekip" Ne alaka şimdi"dedim.

Jack tam ağzımı açacaktı ki William" lan şimdi sırası mı! Kapayın ikiniz de çenenizi"dedi. İkimizde sinirle birbirimize bakıp Lee'ye döndük.

Ah, eşek kafam! Ne halta tek başına gitmesine izin vermiştim.

Ambulans gelince William Lee'yi sırtına aldı ve ambulansa bindi. Jack de binince ambulans görevlisi bana dönüp" yer kalmadı" deyip kapıyı örtü. Ambulansın arkasından bakarken müdür" hadi oğlum git de yat. Burda beklemenin anlamı yok"dedi.

Yukarıya çıkarken içimde anlamsız bir duygu vardı. Sabaha kadar hiç uyumayıp bizim çocukları bekledim. Saat 8 gibi hazırlanıp hızla merdivenleri çift çift inerken kapıdan içeriye giren William, Jack ve Lee'yi görünce gözlerim sonuna kadar aralandı ve koşarak Lee'ye sarıldım.

Lee put gibi dururken ondan ayrıldım ve şaşkınca suratına baktım. Gözlerini bir noktaya kilitlenmiş ifadesizce bakıyordu. " Sen iyi misin?" Diye sordum. Bana bakmadan rasgele kafasını salladı ve William'a dönüp" kendimi çok yorgun hissediyordum. Ben bu gün okula gelmeyeceğim" dedi. William Lee'nin sırtını sıvazlayıp" tamam, sen git de dinlen" dedi. Lee yukarıya doğru yol alırken  Jack" Buğra bir dakika dur da konuşalım"dedi. William da Lee'nin arkasından giderken" Dostum kusura bakma sana fazla çıkıştım. "Dedi. Ona dönüp" sıkıntı yok "dedim. Sonra" yani böyle bir durumda olduğunu bilsem... " Endişe ile sözünü kesip" ne durumu?" Diye sordum. Jack" yani işte Lee dedi ki... Senin de miden kötüymüş. Gelir gelmez yatmışsın"dedi. 

Saçlarımı karıştırıp" evet ya içki dokundu biraz"dedim. Gülümseyip" tekrar kusura bakma bro "dedi. Jack yukarıya çıkarken derin bir nefes alıp bende peşinden gittim. Odaya girince odayı göz gezdirdim. Lee uyurken William'da ayakkabılarını giyiyordu. dolaba yönelip kıyafetlerimi giydim. Ayakkabımı giyip çantamı alınca hep birlikte okula geçtik.

Duvar kenarından üçüncü sıraya oturup kafamı sıraya koydum. William ile Jack bir arka sırama geçerken yan tarafıma bakıp derince bir iç çektim. Ne kadar bencil bir insandım. Lee o halde bile beni savunurken ben onun yanında olmamıştım.

Hoca içeriye girince ayağa kalktık. Sınıfa dönüp" oturun arkadaşlar"deyince sırama oturdum. Hoca masasına oturunca kapı çaldı. Hepimiz oraya dönünce içeriye giren beden ile göz göze geldim. Jack" Aa bak kim geldi"diye fısıldadı William'a.   Sinirle vücudum kasılırken hoca " buyur oğlum. Kendini tanıt"dedi. Siktir akıl hastanesinde kaldığı için okula bir süre ara vermişti ve şimdi aynı sınıftaydık.

Bakışlarını benden almaksızın alt dudağını yalladı ve " ben Uğur Eroğlu. Uzun süredir Kore'de okuyordum. Ülkeme geri geldim ve bundan sonra bu okulda okuyacağım"dedi. Siniftakilar fısıldaşırken hoca" tamam oğlum boş bir yere geç"dedi.

Dudakları hafifçe kıvrılırken yanıma oturdu. Alt dudağını yalayıp" beni özledin mi?" Diye sordu.

*Hemdem: yakın arkadaş demektir.

Yanlış aşk(bxb)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin