※ Gerçekler ve Hayaller ※

97 69 28
                                    


MERHABA CANLAR💛
Yine bölümü sabırsızlıkla yayınlamayı bekledim. Hatta instagramda yeni bölümü saat gece 12 de ekleyeceğimi söyledim ama yetiştiremedim. Bu bölümü beklediğimden biraz daha zor yazdım.O yüzden sizde desteklerinizi esirgemeyin. Yorumlarınızı ve oylarınızı bekliyorum. Şarkıyı dinleyerek okursanız sevinirim.
Sevgi ile kalın 🍒🌼

İnstagram👉 big.megi

Peri:

Odadan dışarı çıktığımda Adal ile karşılaştım. Tedirgin gözlerle bana bakıyordu. İkimizde ne yapacağımızı bilemiyorduk. Birbirimize bakıp duruyorduk. Tabi o sıra kapıya hala sert vurulmaya devam ediliyordu. En son ikimizde anlaşmışız gibi bir koşu merdivenle üst kata çıktık. Biray da odasından bir hışımla çıktı karşımıza . Eliz zaten odasının önündeydi. Biray'ın sormasını beklemeden bir anda konuşmaya başladım.

Peri: " Kim olduğunu bilmiyoruz. İkimizde kapıya bakmaya cesaret edemedik"

Biray: " Tamam iyi yapmışsınız. Ben ne yapacağımı biliyorum Siz tersa geçin."
dedi fırladı. Yaptığı saçmalıktı. Hemde büyük saçmalık.

Eliz'in " Yapacak bir şey yok hadi" demesini takmayarak Biray'ın peşinden bir koşu indim. Eliz arkamdan sesiz olmaya çalışarak bağırmaya devam etti. Napayım dayanamamıştım. Ortalıkta büyük saçmalık vardı. Terasa çıkacakmışız. Sanki terasta ne yapabilirdik. Eliz'de arkamdan gelmeye başlamıştı ama Adal görünmüyordu. Tam Biray'ın yanına kapıya gidecektim. Merdivenin tam bittiği yerde Eliz beni durdurdu. Bu kadar yeter der gibi bana baktı. Bende daba fazla ilerlemedim. Biray zaten kapı deliğinden bakıyor hiçbir şey yapmıyordu. Belki saçma ama gelecek ama kapının vurulma sesinin bittiğini bile yeni fark ettim. Sonra bir kadın sesi duyuldu. Bir şeyler diyordu ama hiçbirşey duyulmuyordu derken birileri merdivenden inmeye başladı sanki. Biray döndü ve kahkaha atmaya başladı. Kapının önünede bir anda çöktü. Eliz ile ikimizde ne olduğunu anlayamadık ama Biray hala kahkaha atıyordu. Eliz bir an fırladı.

Eliz: " İyi misin neye gülüyorsun konuşsana neler oldu?" Biray gülmeyi bırakıp

Biray:" Alt komşumuz fena içmiş bu gece. Daireyi karıştırmış belliki kapının önünde yatıyordu. Karısı geldi ve bildiğiniz adamı terlikle dövmeye başladı. Neyse en sonda adamı tuttu götürdü "dedi ve tekrar kahkaha atmaya başladı.

Eliz:" Sen iyi değilsin. Haberin olsun. Neden bu kadar tedirgin olduğunuda biliyorum ayrıca " dedi ve bir hışımla yukarı çıktı.
Biray Eliz'in dediklerini hiç takmamıştı bile. Gülerek ayağa kalktı ve benim yanımdam geçerek merdiveni çıkmaya başladı. Hiç umursamıyordu ama bir şeyler var gibiydi. Ben ise kafaya takmam gerekip gerekmediğini bile anlayamamıştım aslında hiçbir şey anlayamamıştım. Saf gibi kalmıştım ortada yine. Gerçekten kendimi aptal gibi hissediyordum. Adal da sakince merdivenden aşağı indiğinde onun bile bende daha çok şey anladığından emindim.

Biray:

Gülüyordum çünkü dibine kadar korkmuştum. Evet korkmuştum. Yalan söylemeyeceğim bunca yıl sokakta yaşadıktan sonra kaçmayı uzmanlık edinmiş biri olarak kaçamamıştım. Ne yapabilirdim ki köşeye sıkışmıştım. Hatta üç kızın hayatınıda sıkıştırmıştım. Hepimiz ölebilirdik ama ölmemiştik yaşıyorduk. Benim peri masalım hala devam ediyordu. Ama bu gittikçe beni daha çok korkutuyordu. Bunca zamandır tek başıma yaşadığım hiçbir şeyi kaybetmekten kormadığım şu hayatta yapabilecek en büyük hatayı yapmıştım. Kaybedeceğim o kadar şey eklemiştim ki hayatıma korkmamamın garip olacağı gerçeği bütün etrafımı sarmıştı. İnsan meğer kaybedeceği şeyi olunca korkuyormuş. Bu duyguyu tatmak istermiydim bilmiyorum ama sahiplenmem ve korumam gereken artık bir  hayat ve kızlar vardı. Ya hayallerimi bırakacaktım yada bu kızlarıda korumaya devam ederek hayallerime devam edecektim.  Sanki kenidimi bir kez dilek tutma hakkı verilmiş çocuklar gibi hissediyordum. Bu yüzden herşeyi yapabilirdim. Kendime ilk defa bu kadar güveniyordum.İlk defa bu kadar her şey yolunda gidiyordu.  İş onları korumaya gelince yapabilirmiydim bilmiyordum.
Belki de büyük bencillikti ama bir kere denemek istiyordum.

Adal:

Dün geceyi düşünmekten doğru düzgün uyuyamamıştım. Kendimi daha fazla uyumak için zorlamak istemedim. Kafamı dağıtmak istiyordum. Bunun için en iyi şeyin yürüyüş olacağını düşünerek yataktan çıktım. Elimi yüzümü yıkamak için lavaboya geçtim. Tam karşımda aynadaki yansımama baktım.  Adal Soylu duruyordu . Bir zamanlar en ünlü iş adamlarından olan Mehmet Soylu'nun kızı olan Adal Soylu. Yani ben. Soy ismim gibi soylu bir yaşamım  yoktu artık. Babam şirketi batırdığında tefeciler peşimize düşmüştü ve bizim kaçmaktan başka çaremiz yoktu. Elimizde olan son parayla gemiyle Yunanistan'a ordanda Amerikay'a geçmiştik. Babam tekrar orda bir düzen kurmaya çalışıyordu ama tefeciler bir yandanda bizi arıyordu. Bir miktar paralarını ödemeye başlayınca peşimizi bırakır gibi olmuşlardı ama babam onlara güvenmiyordu. Düzenimiz çok ideal değildi ve benim orda üniversite okuma gibi bir şansım yoktu.  Babamın adamlarla anlaştığını beni üniversite okumak için  Türkiye'ye gönderebileceğini söylediğinde ilk çok şaşırmış başta kabul etmemiştim ama burda kendime ne kadar gelecek kurabileceğimi bilmiyordum. Aileme yük oluyordum. O kadar borcun altında ezildiklerini görünce ne kadar korksamda kabul etmiştim. Evet burdaydım herşeye rağmen gelmiştim ama dün akşam kapı ilk çalınmaya başladığında deliler gibi korkmaya  başlamıştım. Ya o adamlar ise ya anlaşmayı bozmuşlarsa diye içimden geçirmeden edemiyordum. Bulunduğumu biliyordum ama Biray'ın ne olduğunu biliyormuş gibi davranışları bende garip bir rahatlamaya yol açmıştı. Biray aşağı fırladığında  hatta peşinden Peri ve Eliz de aşağı indiğinde ben hiçbir şey yapamamıştım. Bir anda bütün korku üstüme çökmüş  olduğum yerde donup kalmıştım. Sesler gelmeye başlamıştı hatta kahkaha gibiydi ama Eliz tekrar yukarı gelip bana değişik bir şekilde bakarak
" Korkulacak bir şey yok ayyaş bir adam sadece" diyip yanımdan geçti. Beni küçümesediği belliydi. Korkak olduğumu kast ettiği de ortadaydı.
Aynada kendime bakarken gerçekten korkak olup olmadığımı sorgulamak istemedim.  Tek istediğim odama girip tekrar uyumaktı.

Eliz:

Peri hariç herkes kahvaltıdaydı. Peri'nin  yaptığı muhteşem kahvaltılardan değildi ama hiç umurasayasım gelmiyordu. Dün ki gerilimden sonra sadece yiyip tekrar rahat bir uyku çekmek için odama geçmek istiyordum. Zaten ne Adal'ın ne de Biray'ın keyfi vardı. Biray'ın en başından bir şeyler sakladığını biliyordum. Kurcalamak hiç istememiştim ama dün ki olanlardan sonra başımızın büyük belada olduğu kesindi. Gerçi benim mi Biray'ın mı daha büyük bela getireceğini kestiremiyordum ama yinde susmayı tercih ediyordum. Ben susmayı tercih ettiğim kadar Adal'da kaçmayı tercih ediyor gibiydi gerçi dün donup kalmasından sonra onunda bal gibi korktuğu şeyler olduğu belliydi. Gerçi Peri'nin aptal cesretine diyecek bir söz bulamıyordum ki Peri mutfağa girdi ve
" Biri bana neler olduğunu açıklayabilir mi? " dediğinde bomba patlamıştı.

💢Biray'ın hayalleri için kızlarında kendi hayatınıda tehlikeye atması doğru mu?

💢Peki sizce Peri'ye gerçeği söyleyecekler mi?

💢Şarkıyı beğendiniz mi?

Yorumlarınızı bekliyorumm🐥

🌟
🌟
🌟

GERÇEK KIZLARHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin