15.Bölüm

2.5K 131 100
                                    

      Barış'la beraber cafeye girdiğimizde bizdeki huzurun aksine burada gergin bir ortam vardı. Lale ve Berkan tartışıyorlardı. "Noluyor oğlum ne bu gerginlik? Nazar mı değdirdik yoksa lan?" Barış'ın sözleriyle Lale gülümsedi. "Yok sorun yok. Yani var da aramız bozulmadı." "Anlat." dedi Barış kedi gibi bir ses tonuyla Berkan'a bakarken... "Ya işte Lale'm ailesinin yanına gidecekmiş. Benimle de tanışmak istemişler..." "Ama Berkan cafeyi bırakıp gelemiyor." Lale'nin sözleriyle Barış güldü. "Oğlum ne güzel git tanış işte. Cafe de bize emanet. Bizi adamdan saymıyorlar bunlar galiba Nis." "Çok kırıldım valla ben." Sahte sitemimiz onları güldürmüştü.

...

    En sonunda Barış Berkan'ı gitmesi için ikna etmişti. Yarın ikisi gidecekler ve birkaç güne döneceklerdi. Biz de Cemal, ben ve Barış cafe ile ilgilenecektik. Cafenin bugün yoğun olmaması iyiydi. Barış'la oturup sohbet edebilme fırsatımız vardı. Lale ve Berkan hazırlıklar için gitmişlerdi bile. Biz Barış ile beraber otururken Cemal yine müşterilerle sohbet ediyordu. Her zamanki gibi... "Bugün çok yoğun değildi umarım yarın da öyle olur. Yoksa gerçekten çok yorulacağız. " Barış'ın sözlerini onayladım.

     "Barış beni gerçekten kıskanmaz mıydın? " "Ne?" Barış'ın şaşkın suratı beni güldürmüştü. "Hani sahilde dedin ya başka birisiyle motora binsen ben de kıskanmazdım diye... Gerçekten kıskanmaz mıydın?" "Yapma Nisa. Ben senin saçlarına değen rüzgarı bile kıskanıyorum, sana dokunabildiği için..."

   Utanmıştım ve eminim ki yanaklarım kıpkırmızı olmuştu. "Sen neden takıldın ki bu konuya?" "Hiçç..." Daha sonra Cemal de gelmişti yanımıza. "Nisa'm ne bu surat kız kıpkırmızı olmuşsun?" Cemal'in sorusuyla güldüm. "Bu uzun arkadaşımız belki biraz utandırmış olabilir beni." Ben Barış'a gülümserken o da küçük bir kahkaha atmıştı. "Yaa şu tipe bak çok sevimli bu. " Cemal çocuk gibi sesiyle sözlerini tamamlayıp bana sarıldığında bu sefer kahkaha atan ben olmuştum.

     Barış'ın telefonu çaldığında Cemal de ben de ona bakmıştık. "Aycan değil mi?" Cemal sözlerini tamamlayıp göz kırptığında Cemal'i dövme isteği uyanmıştı içimde. Barış'a hep Aycan konusunda imalarda bulunuyordu ve bence sıkı bir dayağı haketmişti artık. Barış Cemal'i onaylayıp telefonu açtığında düşüncelerimi bir kenara bırakıp dinlemeye odaklanmıştım.

      Aycan daha ne kadar inceltebileceğini bilemediğim bir ses tonuyla Barış dediğinde yüzümü ekşitmiştim. "Efendim Aycan?" "Şuan gelmem mümkün değil. " "Acilse? Tamam o zaman halledicem bekle sen." Telefonu kapattığında Cemal benden önce davranıp sormuştu bile. "Ne dedi çocuk adam?" "Taksi çağırmak için parası yokmuş ve onu almam gerekiyormuş." "Ah daha iyi bir bahane bulamamış mı?" Sözlerime Barış gülerken Cemal'e dönmüştü. "Cemo sen gidip bıraksana evine kızı benim biraz daha önemli işlerim var." "Tamam çocuk adam sen adresi gönder bana yeter." Barış adresi Cemal'e attığında Cemal koşarak çıkmıştı bile.

     "Aycan hanımdan daha önemli ne işleriniz var acaba Barış Bey?" "Kıskanç bir kediyi evine bırakmam gerek." Bana göz kırptığında güldüm. "Kıskanmadım bir kere..." "Eminim öyledir Nisa'cım. Ama şimdi daha fazla geç olmadan eve gitsek iyi olur." Beraber cafeyi kapatıp motora binmiştik bile. Barış'a sımsıkı sarıldığımda ikimizde gülmüştük. "Bakıyorum keyfiniz yerine geldi Nisa hanım?" "Valla gördüğüm kadarıyla sizin de keyfiniz gayet yerinde Barış bey." Barış güldüğünde motoru sürmeye başlamıştı bile. Evimin önüne geldiğimizde ikimiz de inmiştik motordan. Bu kadar çabuk gelmek zorunda mıydık sanki.

     "Evet küçük kedi yarın seni almaya geleyim mi? Hem bana sarılabilmen için motorumu da getiririm." Gülerek omzuna vurdum hafifçe. "Ya Barış ya... Böyle dalga geçeceksen gelme hiç." Barış gülerek dudağına görünmez bir fermuar çekmişti. "Tamam bir daha konuşmam söz." Sonra derin bir nefes aldım ondan hiç ayrılmak istemiyordum. O da bana bakmıştı uzun uzun... En sonunda sessizliği bozan da o oldu. "Ee girmeyecek misin kızım? Üşüyeceksin yoksa..." Gülümsedim ve ona sımsıkı sarıldım. Ayrılıp apartmana girdiğimde ise dönüp ona el salladım o da bana el salladığında kapıyı kapatıp eve girmiştim bile... Bugün çok güzeldi ve ben her günümüzün bu kadar güzel olmasını dilemiştim tam da o an...

...

     Ertesi gün Barış ile kahvaltı yapmış sonra beraber cafeye geçmiştik. Her şey harika ilerliyordu. Cafede bizi bekleyen közcüyü görünce göz devirdim. Tamam her şey harika değildi ama bir çok şey harikaydı. "Günaydın Barış." "Günaydın Aycan. Bugün geleceğini bilmiyordum." "Aslında okula geçmem gerekiyor ama bugünlük gitmeyeyim dedim."

    Ben koltuğa otururken Aycan ve Barış da oturmuşlardı. "Okulu ekmeyeceğine dair bir söz verdiğini hatırlıyorum ama?" "Ya Barış bir günden bir şey olmaz. Zaten bugün önemli bir ders de yok." "Öyle olsun bakalım." "Lale ve Berkan gelmeyeceklermiş sanırım Cemal öyle demişti ben de yardım etmek istedim... Ama biraz gülümser misin lütfen Barış?" Barış yapmacık bir şekilde gülümsediğinde gözlerimi devirdim.

     "Siz yemek yediniz mi ben kahvaltı yapmıştım ama." "Biz de yaptık Aycan'cım merak etme." Hadi ama bu kız asla susmayacak mıydı? Canım sıkılmıştı ve etrafa bakıyordum. O sırada yan masadan bana bakan birini görmemle rahatsız oldum. Adam bakmıyor resmen röntgen falan çekiyordu sanırım. Gerçekten rahatsız olmuştum ve bakışlarımı hemen önüme çevirdim. "Sen iyi misin Nis, bir gerildin sanki?" Barış'ın sesiyle gülümsedim. "İyiyim sorun yok."

...

     Aradan uzun bir süre geçmişti. Aycan acil bir işi çıktığı için gitmişti. O masadaki müşteri ise hâlâ bana bakmaya devam ederken bu sefer gerçekten gerilmiştim. Gözüm Barış'a kaydığında onun da ölümcül bakışlarla adama baktığını gördüm. En sonunda ayağa kalkıp o adama doğru ilerlerken onu durdurdum. "Barış... Barış bir sakin mi olsan? Lütfen bak benim için..." Bana uzunca baktığında yutkundu. "Nis tamam sakinim sadece konuşacağım." "Emin misin?" "Son derece..." Barış beni orada bırakıp adama doğru ilerlerken kalbim küt küt atıyordu. Umarım bir delilik yapıp başını belaya sokmazdı.

Merhaba hepinize yeniden 💓

Ne dersiniz Barış sakinliğini korur mu ki? Bence koruyamaz ama bakalım. 🙃

Bundan sonraki bölüm arşa çıkaracağım sizi mutluluktan ama sonra hoppp çakılacağız yine baştan uyarayım yani😝

Neyse hepinizi çok seviyorum destekleriniz için de binlerce kez teşekkürler :)

KIRILMIŞ ZAMAN Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin