65.Bölüm

1.8K 121 263
                                    

        Biz bir süre daha sessizliğimizi bozmadan otururken kapı çalmıştı. Ben tam açmak için gidiyordum ki Barış'ın kızgın bakışlarını görünce vazgeçtim. Barış kapıyı açtığında Berkan'ların sesini duyunca bu gece yalnız olamayacağımızı da anlamış oldum. Oturma odasına geldiklerinde Lale bana sıkıca sarılmıştı. "İyi misin Niso?" "İyiyim ya sorun yok." Lale kollarını bedenimden ayırdığında yanıma oturmuştu. O sırada geldiğini henüz fark ettiğim Barış'ın yanına oturmuş Gizem'i görünce gülümsemek için kendimi zorlasam da çok da başarılı olamamıştım. "Geçmiş olsun Nisa'cım." "Saol Gizem." Barış da bana baktı uzun uzun ve gülümsedi. Gerilen vücudum bir gülümseme ile pamuk gibi olmuştu.

        "Doktor bu gece uyumasın demiş. Biz de sizinle biraz vakit geçirelim dedik. Hem uzun zaman oldu sanırım beraber bir şeyler yapmayalı..." Lale'yi başımla onayladım. "Çok uzun zaman oldu hem de. Sanırım en son Barış'la biz sevgili olduğumuz zaman bir araya geldik sadece eğlenmek için." Barış bana bakıp gülümsediğinde ben de ona aynı şekilde karşılık verdim. "O zaman bence ilk olarak birkaç fotoğrafla başlayabiliriz. Arşivi ortaya dökelim bakalım. " Ben resimleri almak için ayağa kalkınca Barış da beni yalnız bırakmamak için peşime düşmüştü. "Bu kadar endişelenmene gerek yok. Ben gerçekten iyiyim Baroska." "Bunu dediğini duymadım bile ben tamam mı? Senin için endişelenmemek mi? İmkansızı istiyorsun benden güzelim."

       Yaklaşık yanağına bir öpücük kondurdum. Ve resimlerinin bulunduğu kutuyu aldım. Kutuyu ona gösterdim ve gülümsedim. "Görev tamam kaptan, gidebiliriz." Gülerek yanağımı hafifçe ısırdığında ikimiz de kahkaha atmaya başlamıştık. Odaya girdiğimizde de hepsi bize bakıyordu tabii. Elimdeki kutu ile birlikte yere oturduğumda Barış hemen yanımdaki yerini almıştı. Diğerleri de gelmişlerdi yanımıza. Kutudan rastgele birkaç resim çıkarıp bakmaya başladık beraber. "Aaa bakın ne buldum ben." Lale'nin neşeli sesiyle hepimiz ona döndüğümüzde elindeki resmi bize tutarak gülmüştü. "Niso ile ilk tanıştığımız gün." Gülümsedim. "Biz tanışmıştık önce ben tanışırdım sizi bir kere." Berkan'ın sözleri ile hepimiz gülmüştük.

        Berkan ile hayvan barınağında tanışmıştık. Sonrasında beni diğerleri ile tanıştırmak için bir cafeye gitmiştik. Bu grup ilk orada buluştuğu için biz de bir cafe açmaya karar vermiştik. Belki birileri de bizim sayemizde tanışır ve böyle dostluklar kurar demiştik. Öyle de olmuştu. İnsanların mutluluğuna bir çok kez şahit olmuştuk ve bu bizi mutlu ediyordu. Resimi uzun uzun süzdüğümüzde gülmüştük. Gizem bir resmi gösterip konuştuğunda hepimiz o resime bakmıştık. "Ben bu çocuğu tanıyorum. Barış'ı ziyarete gelmişti bir gün maçtan önce." Resimdeki Cemal olunca hepimiz şaşkınca Barış'a baktık tabii ki. "Cemal seni ziyarete mi geldi?.." "Hangi yüzle gelmiş o şerefsiz..?" Benim ve Berkan'ın sorusuyla beraber Barış da başımı iki yana salladı. "Bilmiyorum. Özür dilemeye gelmiş, pişman gözüküyordu."

        "Barış senin bu merhametin var ya hep o yüzden bu kadar kırılıyorsun. Cemal'i de affettim de bayılayım şuraya." Berkan'ın sözlerini tamamlaması ile Barış gülmüştü. "Affetmek demeyelim de konuştuk işte. Çok da önemli bir şey değil zaten. Danla ile yurt dışında bir butik açacaklarmış. Özür falan diledi işte..." Barış'ın omzuna başımı koydum. "Bize neden söylemedin ki bak Gizem olmasa haberimiz de olmayacaktı." "Unutmuşum bile boncuk. Dedim ya çok üzerinde durulacak bir konu değil. " "Özür dilerim Barış yaa. Yine pot kırdım sanırım." "Sorun değil Gizem ya. Ben söylemeyi unutmuşum sadece şu hastalık unutkanlık yapıyor bende." Barış büyük bir pot kırdığını fark edince sustu. Odada ölüm sessizliği hakim oldu kısa bir süre. "Hangi hastalık yüzündenmiş o minik zürafa?" Lale'nin sorusuyla afallayan Barış'a yardım etmek için ben konuya girdim. "Ne hastalığı olacak şu kazadan sonra devam eden ağrıları var ya. İlaçlar o kadar unutkanlık yapıyor ki sevgilimde."

       Lale beni başıyla onayladığında konuyu değiştirmek için hemen gördüğüm bir resmi aldım elime. "Biliyor musunuz Barış bana aşık olduğunu ilk kez bugün fark etmiş?" Resime bakıp gülümsediğimde Barış da yanağıma uzun bir öpücük kondurmuştu. Kulağıma da yavaşça fısıldamıştı. "Teşekkür ederim peri kızım." Ona bakıp gülümsedim. Bu sefer de ben onun yanağına bir öpücük kondurmuştum. Lale de elimdeki resme baktı uzun uzun. "Yaa ben demiştim o gün Beko'ya bunda bir haller var diye." Hepimiz gülümserken Gizem de resmi alıp incelemişti. "Nisa eskiden de çok güzelmiş. Çok tatlısınız siz ya." "Teşekkür ederim. " "Yaa şuna bak hemen utandı... Barış seni o kadar iyi anlıyorum ki. İnsan Nisa'nın bu enerjisiyle bir ömür geçirmek istiyor ya." Barış beni sıkıca sardığında Gizem'e de göz kırpmıştı. "Birtanedir benim minik kedim."

        "Siz Burak ile ne yaptınız bu arada? Konuştunuz mu hiç?" Lale'nin sorusuyla Gizem başını iki yana salladı. "Hiç konuşmadık neredeyse. Beyefendi o kadar meşgul ki? Bir de hâlâ beni suçluyor ya. Yok beni kucağında mı götürseymiş de falan filan." Gizem'in yüzünün asıldığını görünce Barış'ın merhametli tarafı dayanamamıştı tabii. "Asma yüzünü ya Nisa'm toparlasın üçümüz gideriz. Hem sizin Burak'la olan sorunlarınızı hallederiz hem de sevgilim ile küçük bir tatil gibi olur. Anlaştık mı?" "Sen iyi ki çıktın benim karşıma yaa." Gizem Barış'a sarıldığında kıskansam da belli etmemeye çalışmıştım. Sonrasında bir çok resime daha bakmıştık ve sohbet etmiştik. "Burada minik kedimin daha da minik bir fotoğrafı var." Barış güldüğünde elindeki bebeklik resmime baktım. Tabii herkesin odak noktası o resim olmuştu.

        "Ne tatlı bir bebekmişsin Niso yaaa." Lale fotoğrafı adeta yiyecek gibi baktığı için gülmüştüm. "Oğlum sizin bir çocuğunuz olursa fena bir şey olur yaaa. Şu genlere bak." Berkan'ın sözleri ile kızarsam da gülmüştüm. "Sizin hiç yok mu bebeklik fotoğrafınız, hiç görmedik de." Lale'nin çekinerek sorduğu sorudan sonra fark etmiştim ben de Barış'ın küçüklüğüne dair hiçbir şey görmediğimi... Berkan ve Barış birbirlerine bakıp kafalarını iki yana salladılar. "Yok kızım yaa yurtta kim çeksin bizim resmimizi." Berkan'ın bu cümleyi gülerek kurmasına rağmen içim buruklaşmıştı. "Hiç mi yok?.." Gizem'in sorusuna cevap veren bu kez Barış olmuştu. "Okula başladığımız dönemden var ama ondan öncesi yok. Neyse çok da önemli değil zaten. Fotoğraflar anılar taze kalsın diye var ve bizim o döneme ait bir anımız da yok."

       Barış'a sıkıca sarıldım ve kokusunu içime çektim. "Seni çok seviyorum ben... Bundan sonra aramızdan kimse yalnız kalmayacak. Daha kocaman büsbüyük bir aile olacağız değil mi?" Barış saçlarımın arasına minik bir öpücük kondurmuştu. "Umarım güzelim. Ömrümüz yettiği sürece hep birlikteyiz." "Yaa tamam ama duygusallığı biraz daha rafa kaldırılamaz mıyız?" "Oyy abisinin gülü. Sen öyle istersen kaldırırız tabii." Lale uzaktan Barış'a öpücük gönderirken Berkan da gülerek Lale'yi kendine çekmişti.

Aman sus sakın kimse uyanmasın,
Gizlice ayrılalım çocuklar duymasın.

Selam beybitoşkolarım. Bugün sizinle dobra dobra konuşacağım. Öncelikle hepinizi çok seviyorum inanılmaz seviyorum hem de. Destekleriniz için de çok teşkür edrim çecuklar 😘❤

Burası bir sonraki bölüm ne olacak bilemiyorum o yüzden bugün bölüm gelmez buraya yarın akşama gelir :(

Neyse hoşcağalın gidiyom ben 🙁

KIRILMIŞ ZAMAN Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin