49.Bölüm

2.2K 131 389
                                    

       Barış'ın evine gelmiştik. Barış üzerini değiştirirken ben de oturma odasında onu bekliyordum. Etrafı izlerken gözüme koltuğun üzerine yığılmış hap kutuları çarptı. Ağrı kesiciler ve birkaç anlamlandıramadığım ilaç daha... Barış'ın sesini duyunca irkildim. "Barış yaa şöyle sessizce gelme demedim mi ama?" "Ne yapayım bu telaşlı hallerin hoşuma gidiyor..." Yanaklarıma öpücükler kondururken güldüm. Sonra aklıma ilaç kutuları geldiğinde merakla sordum. "Bunların hepsini içiyor olamazsın değil mi minik zürafam?" "Aslında içmem gerekiyor ama gerek duymuyorum." "Ne demek gerek duymuyorum ya?! Allah korusun ya bir şey olursa?" "Senin yanında hiçbir ilaca ihtiyacım olmuyor sevgilim, benim ilacım sensin..." "Çok tatlısın aşkım ama sen yine de doktorunu dinle bence."

       Barış oflayarak beni onayladığında gülümsedim ve yanaklarına küçük öpücükler bıraktım. Elimi tutması için ona uzattım ve o da gülümseyerek tuttuğunda beraber evden çıktık. Yol boyunca sohbet ederek ve gülerek ilerlemiştik. Sonunda cafeye gelmiştik. İçeriye girerken Aycan'ın da orada olduğunu gördüm. Aycan Barış'ı gördüğü gibi hemen gelip sarılmıştı. Barış da onu sararken kıskançlık tüm vücudumu sarmıştı bile... Ne olurdu sanki şu dünyada Barış'ı bir ben görsem ona bir ben dokunsam... "Çok özledim seni Barış. Geldiğini duyunca okula gitmeden bir uğrayayım istedim." "İyi yapmışsın sarı." Beraber her zaman oturduğumuz masaya doğru ilerlerken Barış'ın elini sıkıca kavramıştım. O da gülümsemiş ve beni kendine çekmişti. "Minik kedim yine kıskandı galiba beni..." Kulağıma söylediği şey utanıp kızarmama neden olsa da güldüm.

       "Ooo günaydın babakolar. Dün sizi iki dakika bıraktık hemen gitmişsiniz." Dün olanlar aklıma gelince biraz gerilmiştim bakışlarım yeri bulduğunda Barış'ın sesiyle derin bir nefes verdim. "Nisa ile biraz dolaşalım istedik. Cafede yoğun olmadığından gittik işte." "İyi yapmışsınız minik zürafa." Lale'ye gülümsedim. Cafe bugün her zamanki haline göre daha yoğundu. Anlaşılan hepimiz bütün gün çalışmak dışında herhangi bir şeye vakit ayıramayacaktık. Nitekim öyle de olmuştu.

Barış'ın Ağzından ||

       Bugün cafe gerçekten çok yoğundu. Bu aslında bizim için iyi bir şeydi ama yine de çok yorgun düşmüştük. Aycan okula gidene kadar bize yardımcı olsa da sonra okula gitmek zorunda kalmıştı. Bir şeyler yapıyor olmak bana iyi geliyordu ama sanırım bugün biraz fazla yormuştum kendimi. Başıma saplanan ağrı bunun göstergesiydi. Yine de dışarıya bir şey belli etmemeye çalışıyordum. Bulduğum ilk boşlukta mutfağa gidip bir ağrı kesici içtim. Koltuğa kendimi atarken başımı ellerimin arasında sabitleyerek ve gözlerimi kapatarak ağrının geçmesini bekliyordum. Kısa bir süre öylece dururken başımı göğsüne yaslayan bir Nisa ile başta irkilmiştim. "Yine ağrın mı var yoksa?" Başımla onu onayladığımda daha da sıkı sarmıştı beni...

       "Bir doktora mı gitsek acaba? Bu ağrılarla duramazsın." "Daha önce kaç kere gittim zaten Nis... Hap koleksiyonuma yeni bir tane daha eklemeye niyetim yok..." Nisa saçlarıma öpücükler kondurup beni sakinleştirmeye çalışırken ağrı kesici etkisini göstermeye başlamıştı bile... "Tamam Nis sen diğerlerine yardım et. Zaten çok yoğun..." "Saçmalama Barış ya, seni böyle bırakmam." "İyiyim ben, ilaçlar etkisini gösteriyor." Nisa inatla başını iki yana sallamış ve yanımdan ayrılmamıştı. İtiraz etmedim bu sefer... Hem varlığı gerçekten iyi hissetmemi sağlıyordu. Bir süre sonra kendimi daha iyi hissettiğimde ayaklandım.

       "İyisin değil mi? Geçti yani." Dudaklarına minik bir öpücük kondurdum. "Çok iyiyim sevgilim, bana iyi geliyorsun demiştim." Bana sımsıkı sarılırken bile üzerinde tedirginlik olduğunu hissetmiştim. Ama bu konunun üzerinde daha fazla durmak istemediğim için bir şey demedim. Ve yine cafenin işleriyle uğraşmaya başladık. Ama bu kez Nisa her fırsatta bana bakarak iyi olup olmadığımı kontrol ediyordu. Evet bu beni mutlu ediyordu, yani beni düşünmesi güzeldi ama bu ilgi biraz da stres olmama neden oluyordu. Akşam olduğunda yoğunluk azalmıştı ve nihayet oturacak zaman bulabilmiştik. Hep beraber oturduğumuzda Nisa'nın bakışları yine üzerimdeydi. Bana belli etmemeye çalışıyordu ama ben onun her hareketini ayrıntılı bir şekilde biliyordum.

       "Ne yoğun gündü ama değil mi?" Lale'nin sözlerini hepimiz onaylamıştık. "Bugün erken kapatabiliriz yeterince yorulduk zaten babakolar." Nisa'yı kollarımla daha da sarmıştım. Başını göğsüme yasladığında kokusuyla huzur buldum. "Oğlum sizi yine böyle görmek çok güzel lan. Özlemiştim harbi seni" Berkan'ın sözleriyle gülümsedim. "Ben de hepinizi çok özlemiştim oğlum... Tüm dünyayı gezsem sizin gibisini bulamam galiba." "Bulamazsın tabii ki." Nisa'nın sözleri ile güldüm. "Sen bulur musun peki?" "Aramam ki..." Saçlarına bir öpücük kondurdum. "Ee hazır müşteri de yokken kapatalım o zaman cafeyi. Yarın kim açıyor şimdi?" Lale'nin sorusuyla kendimi gösterdim ve anahtarları aldım. Hep beraber cafeden çıkmıştık.

       "Bugün seninle kalabilir miyim minik zürafa?" Nisa'nın sorduğu soruyla gülümsedim. "Çok isterdim ama sevgilim kıskanabilir." "Ya Barış ya." Kıkırdadığında onu kendime çektim ve kollarımın altına aldım. Yol boyunca herkes sessizdi, belli ki herkes fazlasıyla yorgundu. Nihayet evin önüne geldiğimizde diğerlerine iyi geceler dileyip Nisa ile eve girmiştik. "Evet, karnınız aç mı bakalım minik kedi?" "Hayır... Ben en iyisi ikimize güzel bir kahve hazırlayayım Baroska." Nisa mutfağa giderken ben de üzerime daha rahat hareket edebileceğim bir şeyler giydim. Mutfağa gittiğimde içeri girmeden bir süre kapıdan Nisa'yı izledim. Gerçekten çok güzeldi ve sanırım bu dünyada başıma gelmiş ve gelebilecek en güzel şeydi.

       Kahveleri yaptığında beni yeni fark etmişti. "Hey sen ne zamandır oradasın?" "Yeni geldim sayılır. Seni izlemek istedim." Gülümsediğinde içimi huzur kaplamıştı. Beraber balkona çıkıp yıldızları izlemeye başladık. İkimizde sessizdik. "Barış... Artık takımda olmamak üzüyor mu seni?.." "Yani tabii ki biraz üzdü. Sonuçta aylarca emek verdim takım adına. Ama bunca emeğe rağmen ilk fırsatta takımdan atıldığıma göre çok da önemli değilmiş..." Bana sımsıkı sarıldığında gülümsedim. "Özür dilerim, yani tüm bu yaşadıklarına ben sebep oldum." "Nisa'm geçmişi bırakalım demiştik ama." "Ama..." Ayağa kalktım ve bu aniden olunca susup meraklı gözlerle bana bakmaya başladı. Bu hali çok sevimliydi. Küçük bir kahkaha atıp ona elimi uzattım.

       "Dans edelim mi? Seninle dans etmeyi çok özledim..." "Ben de çok özledim seninle olan her şeyi..." Ellerimi tutup kalkmıştı ve bir müzik açıp dans etmeye başladık. Nisa başını göğsüme yasladığında saçlarından firar eden kokusu sarhoş ediyordu beni. Onsuz hayatın gerçekten anlamı yoktu. Bunu ayrı kaldığımız zamanlarda daha iyi anlamıştım. Tamam yemek yiyordum, gülüyordum, geziyordum ama günün sonunda hep mutsuzdum. Hiçbir şey gerçekten keyif vermiyordu. Başkalarıyla ettiğimiz en güzel sohbetler bile Nisa ile olan sessizliğimiz kadar keyif vermiyordu. Nisa benim her şeyim olmuştu ve ben ondan artık kopamazdım.

       Bir süre daha dans etmiştik öylece sessizce... Sonra Nisa başını göğsümden çekip gözlerime baktığında bir an için  kalbim duracak zannettim. Ellerimi saçlarıma ve sakallarıma giderken yutkundum. Onunla bir ömür geçirmek istiyordum. Hatta dünyaya tekrar geleceksem yine onu bulmak her zamanımı onunla geçirmek istiyordum. "Nis... Biliyorum şuan çok saçma gelecek. Ama sen evlensene benimle ya?" "Ne?" "Ben artık geceleri sensiz uyumak istemiyorum. Sen ol istiyorum yanımda hem de her anımda her saniyemde... " "Bu bir evlilik teklifi mi yani?" "Yani... Bir yüzüğüm bile yok ama... Yani romantik bir teklif olmadı biliyorum." Küçük bir kahkaha atmıştı.

      "Öyle gösterişli abartılı tekliflere gerek yok minik kedi... Ben de seninle bir ömür geçirmek istiyorum." Dudaklarımızı birleştirdiğinde ise içimde eksik olan her yanımı sarmıştı bile... Nisa benim her şeyimdi...

Merhabaa 🙃

Öncelikle nasılsınız bebeklerim umarım keyfiniz yerindedir ❤ yerinde değilse de her şeye rağmen olumlu taraflarından bakıp mutku olmaya bakın 🙃 konuşmak falan isterseniz bana yazabilirsiniz 😊

Bu kitap sizi sıkmıyor değil mi? Yani artık final yap bence diyen varsa bileyim ❤

Yeni kurguyu da yazmaya başlıyorum bugün muhtemelen yarın ya da sonraki gün ilk bölümü paylaşırım 🤫👍

Hepinizi çok seviyorum destekleriniz için de tekrar teşekkür ederim.

Ayrıca 30 ağustos zafer bayramımız da kutlu olsun 🇹🇷

KIRILMIŞ ZAMAN Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin