12.Bölüm

2.4K 123 85
                                    

   Ertesi gün cafeye oldukça geç gitmiştim. Dolayısıyla ben gittiğimde herkes oradaydı. Ve evet o sarı cadı yani Aycan da oradaydı. Ah Barış'ı bir türlü bırakmıyordu. "Günaydın Nisa." Barış'ın sesiyle gülümsedim. "Size de günaydın." Cemal'in yanına otururken Aycan'ın üzerimdeki bakışları ile gerildim. Neden sürekli beni izliyordu ki? Kıskanıyor olabilir miydi acaba? Yani Barış'la aralarında bir şeyler var gibi duruyordu ya da en azından Aycan'ın ona karşı bir şeyler hissettiğine emindim.

   "Ben çok sıkıldım ya." Lale'nin sesiyle beraber herkes ona bakarken Barış Lale'yi kendine çekip omuzuna yatırmıştı bile... "Benim boncuk gözlüm sıkılmış mı yaa?" "Çok..." "Ne yapmak istersin sevgilim?" Lale'nin mutluluğu için her şeyini feda edebilecek iki uzun adamı vardı. Aralarındaki bağ daima farklıydı üçünün... Sanırım ilk tanışan onlar oldukları içindi ya da başka sebepler vardı bilemiyorum... "Bilmiyorum ama sıkıntıdan pat diye patlamak üzereyim."

     "Neyse ki Cemal diye bir arkadaşınız var. Çok şanslısınız valla bak benim gibi akıllı, yetenekli, eğlenceli, yakışıklı, samimi..." "Cemalcim sen kendini övmeye devam edecek misin? Eğer öyleyse kafamı koltuğa gömmeyi düşünüyorum." "Hahaha çok komiksiniz Barış Murat Yağcı bey. Kıskanıyorsun değil mi bir Cemal olamadığın için." Barış küçük bir kahkaha atmıştı. "Minik zürafama laf yok." "Ay aman yemedim minik zürafanızı Lale Hanım. Söylemiyorum işte böyle boş boş oturun."

    Cemal'in yalandan sitemiyle hepimiz gülmüştük. "Hadi Cemo söyle ya bakma sen bu uzuna uyuz ediyor o insanı." Aycan'ın sözleriyle Berkan ve Barış aynı anda cevap vermişlerdi. "Allah Allah..." ikisi de gülerken Lale ikisinin de yanağına birer öpücük kondurmuştu. "Oğlum ısırıcamm bir gün seni..." "Lale biz bunun aşılarını yaptırmış mıydık?" Herkes gülerken Berkan küsmüş bir çocuk gibi kollarını bağlamıştı. "Haklıymışsın Aycan uyuz ediyor bu insanı." "Şst babako orada bir dur, valla sevgilim demem döverim seni şurada. Abime laf yok." "Bak sennn... Lale Hanım hatırlatırım ben size bunu sonra."

    Tüm bu konuşmalar olurken ben sessizdim. Gözüm Aycan'daydı çünkü o da sürekli beni izliyordu. Bu kızda sevmediğim bir şeyler vardı nedense. Ama yakında çıkardı elbet kokusu... "Ee Cemo senin şu aşırı eğlenceli planın neydi?" Lale'nin sorusuyla Cemal güldü. "Aaa şey unuttum." Hepimiz gülerken Cemal de bize katılmıştı.

...

     Berkan ve Lale bir şeyler getirmek için mutfağa gitmişlerdi. Barış ve Cemal de müşterilerle ilgilenmeye gidince Aycan'la yalnız kalmıştık. "Bir sorun mu var?" "Efendim?" "Diyorum ki bir sorun mu var gözün sürekli üzerimde de?" Sözlerim üzerine gülümserken ben ciddiyetimi koruyordum. "Benim seninle neden bir sorunum olsun ki Nisa?" "Ben de onu merak ediyorum ya işte." "Hiçbir sorunum yok, öyle gözüm dalmış demek ki. Sen abartmayı gerçekten seviyorsun galiba?" İmayla kurduğu sözlerle kaşlarım havaya kalkmışlardı bile...

    "Barış ile yaşadıklarınızdan bahsediyorum küçük basit bir hoşlantıyı bile ne kadar büyütmüşsün. Yani Cemal'in anlattıklarına bakarsak Barış'ın şuan seninle burada bulunduğuna bile sevinmelisin bence." Güldüm.
"Biz Barış'la yıllardır beraberiz. Aramıza kimse ya da hiçbir olay giremez giremedi de. Sen merak etme yani. Asıl sen şu anların için mutlu ol bence. Çünkü senin gerçek yüzünü gördüğünde maalesef aramızda olamayacaksın." Sessiz kalıp bana bakarken ben de sessizliğimi koruyordum.

    Barış masaya geldiğinde ise Aycan gülümsedi ve ayağa kalktı. "Uzun beyciğim ben artık gitsem iyi olacak hem babamın yanına uğramam gerek biliyorsun." Barış başıyla onayladı. "Tamam, sonra görüşürüz o zaman." Aycan Barış'ın yanağına bir öpücük kondurduktan sonra bana imalı bir şekilde gülümsemiş ve gitmişti. Bu bir savaş mıydı neydi bilmiyordum. Ama arkadaşı olarak da, onu seven bir kız olarak da Barış'ı o kıza bırakmak gibi bir niyetim yoktu.

    Barış yanıma oturup gülmüştü. "Noldu kız ne bu suratının hali? Bugün de ciddi olmaya mı karar verdin yoksa?" "Barış yaa..." "Efendim?" Dayanamayıp ağzımdan küçük bir kahkaha çıktığında ona sarıldım. "İşte böyle hep yüzün gülsün, gülmek sana çok yakışıyor." Ona sarılı olan kollarımı geri çekerken gülümsedim. "Emredersiniz minik zürafa." "Heyy o benim sözüm bir kere!" Lale'nin yalancı sitemiyle beraber güldük. Barış Lale'ye sarılırken Berkan da gelip onlara sarılmıştı. Ben de onlara sarıldığımda Cemal de koşarak gelmişti. "Hey bana da yer açın." Orada hepimiz sarılıp bir bütün olduğumuzda kendimi çok güçlü hissettim. Hayatımda sonsuza dek beraber olmak istediğim insanlarlaydım işte... Ve bunu değil Aycan tüm dünya bir araya gelse asla bozamazdı....

Merhabalar efendim 🙃

Bol bol yorum bekliyorum yorumlarınız beni yazmak için teşvik ediyor gerçekten 💓

Bir sonraki bölüm akşam gelir 8-9 gibi biraz ders çalışmam gerek çünkü 🙄

Destekler için teşekkür ediyorum ve sizleri çok sevdiğimi tekrar tekrar iletiyorum 🐈

KIRILMIŞ ZAMAN Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin