❦ BİRÇOK KÖTÜ ALIŞKANLIĞIM VARDIR... /BÖLÜM ●1●

607K 15.6K 8.3K
                                    

Hellö 💦

Yeni kitabımla karşınızdayım. Benden aşk kitabı istemiştiniz. Ben de size aşk kitabı nasıl olur anlatmaya geldim :)

Şuraya bi tarih alabilir miyim?

Rüzgârın teni okşaması kadar sessiz ve kinliydi tenimdeki soğukluk. Parmaklarımın ucu üşümüş, dudaklarım titremeye yüz tutmuş bir kukla gibi. Yanaklarım yanıyor. Genzimden aşağıya inmeyi bekleyen top top yumru var. Parmaklarıma kadar uyuştum. Nefesim darlanıyor. Bedenim sanki akılalmaz bir yangın çemberinin ortasında kalmış.
Gözlerim ikisinin üzerinde dolanırken sanki yabancı bir insana bakıyormuş gibiyim. Dudaklarındaki gülümseme, bedenindeki dinçlik, yüzündeki akılalmaz ışıltı. Elinin değdiği o yabancı kadın...

Kolum okşanıyor tam da o anda. Hırsım kursağımda gözlerimi kaçırıp bana dokunan, gözleri telaşlı arkadaşıma bakıyorum. Saçları kıvır kıvır iki yana salınmış. Buğday teninin üzerinde bakımlılık akan bir parlaklık söz konusu. Masmavi gözleri ise bir şeyleri anlamaya çalışırcasına gözlerimde.

"Sakin ol!" diyor neye sinirlendiğimi bilerek.

Derin bir nefes alıp verdikten sonra gözlerimi deviriyorum ve kucağımdaki ellerime bakıyorum. French'li parmaklarım oldukça ince ve uzun bir hâlde karşımda duruyor. Sanki bir iskelet gibi. Bu hâlimi umarım bir ben görüyordum. Çünkü kimse küçüklükten beri âşık olduğum adamın düğününde beni berbat hâlimle görmemeli. Bence bu zamana kadar oldukça güzel atlatıyorum.

Başımı kaldırıp onların ilk danslarını yaptıklarını izlerken onunla göz göze geliyoruz. O iliklerime kadar işleyen kahverengi gözlerini buradan bile seçebiliyorum. Gözlerim yanıyor ama dudaklarıma kondurduğum bir gülümseme var. Acı bir gülümseme. O da bunun farkında gibi gözlerini benden kaçırıyor ve dans ettiği kadına dönüyor. Eşine... Az önce, "Evet." dediği kadına...

Derin bir nefes alıyorum ve yerimden kalkmak için bir hamle yapıyorum ama Tolga beni durduruyor. Dönüp ona hırsla baktığımda ise ikaz edercesine gözlerime bakıyor. Masadaki birkaç kişinin çoktan dikkatini çektik bile...

"Sakin ol." diyor dudaklarının arasından ama sesini bir ben duyabiliyorum. Tanrım! Bunun imkânsız olduğunun farkında mıydı?

Daha dün gece âşkımı sonunda itiraf ettiğim adam göz göre göre o kadınla evleniyor. Neredeydi küçükken kurduğumuz o evlilik hayalleri? O masada benim oturmam, onun kolundaki ben olmam gerekiyordu.

Dinginleşen ruhuma karşılık olduğum yerde oturmaya devam ediyorum. Gözlerim ise onların haricinde her yerde. Tam da o sırada başımızın üstünde dikilen farklı bir adam fark ediyorum. Tanımadığım birisi. Muhtemelen kız tarafından olan akrabalardan biri... Gözlerimin içerisine bakıyor. Tanrım! O an anlıyorum.

"Merhaba, sizi dansa kaldırabilir miyim?"

En lanet dansa davet olsa gerekti. Nasıl reddedecektim ben şimdi onu?

"Teşekkür ederim ama ayağım az önce biraz burkuldu." diye hızlıca bir yalan uyduruyorum. Başını onaylar anlamda sallıyor ve gülümseyerek yanımdan ayrılıyor. Ahmak! Hiçbir şey yapmamasına rağmen ona bütün sinirimi kusmaya dünden hazırım.

Yavaş yavaş dolan pistte âşık çiftler göze anında hitap ediyor. Onlar ise hâlâ birbirlerine gülümseyebiliyorlar. Neden? Neden orada olmayan insan bendim ki?

"Seni dansa kaldırabilirim." diyen Tolga şebek bir hâlde gözlerimin içerisine bakıyor. Onun bu hâline buruk bir gülümseme ile karşılık vermeden edemiyorum.

Deliler Ağlamaz KİTAP OLUYORHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin