ŞEBNEM
Selim çok tuhaf bakıyordu. 'Ne saçmalıyorsun?' der gibiydi ama açıklayamazdım.
Adamların adımlarını çok daha yakınımda hissediyordum ama bu sesi bastıran bir ses oldu.
Bora'nın arabası hızlıca köşeden dönmüştü ve bizim hemen önümüzde durmuştu.
Adamlar bize gelmek için adımlarını hızlandırdırmayı hedefliyorlardı ama yan tarafta oturan Mert adamların ayaklarının dibine bir iki el sıktı.
Bu sırada Selim beni tuttuğu gibi arabanın arka koltuğuna atmıştı. Kendi de peşimden geldi. Adamların silahından çıkan bir el atış Mert'in omzuna isabet edince, Bora daha fazla beklemeden arabayı çalıştırdı. Diğer adamların da peşimize düşeceğini anlamak zor değildi.
Araba hareket edince herkeste bir rahatlama olsada, adrenalin en tepeye çıkmıştı. Bora beni azarlamaya başlamıştı bile.
"Bir kerede şu telefonuna zamanında ulaşılsın dimi! Süs mü o telefon Şebnem, hı? Süs mü?! İzleme cihazı da olmasa halimize otur ağla!"
"Bora kes sesini de yola bak. Arkamızdalar zaten."
Derin bir nefes aldım ve Mert'e döndüm.
"Mert?"
"Bir şey yok, tamam. İlk defa kurşun yemiyoruz herhalde."
Kafamı koltuğa vurdum.
"Bu adamlar nerden buldu bizi ya?!"
O an Selim'in başını öne eğdiğini fark ettim.
"Selim, ben-"
"Onlar Çakıroğlu'nun adamlarıydı. Sanırım benim peşimdeler, sizi bu işe süreklemek istemezdim ama-"
Bora ve Mert büyükçe gülerken ben şaşkınlıkla bakakaldım. Selim durumu anlamamıştı ki ne yazık ki bende öyle.
"Bu kadar komik olan ne?"
Bora gülmeyi bırakmaya çalıştı.
"Üstüne alınma Selimcim. Sadece bizim peşimizde-"
Tam o anda arabanın biri önümüzü kesince Bora ani bir fren yapmak zorunda kaldı. Bir aracın daha arkamızdan bizi sıkıştırdığını fark ettik.
"Mert, kızlara haber ver."
"Saçma salak hareketlerle bizi kurtarmaya çalışsınlar diye mi? Azıcık düşün Bora."
"Kusura bakma başımda silahlı on adam olunca beyin nöromlarım istifa etmeyi daha güvenilir bulmuş!"
Derin bir nefese çok ihtiyacım vardı ama almak için bile zamanım olmadığını farketmiştim. Aracın etrafını saran on silahlı adamı görünce istemsizce Selim'in kolunu sıktığımı fark ettim. Bora ise hala pozitif düşünmeye çalışıyordu.
"Onları haklayabiliriz bence."
Mert elini omzundan çekip kanı gösterdi.
"Dalga mı geçiyosun?"
"S...im belanı ya."
Bora küfürleri sıralamaya başlarken, Mert gerçekçi davranıp kapının kilitlerini açmıştı. Sonra bize döndü.
"Elinde silah olan on kişiye artistlik yapmaya çalışan olursa benden sağlam bir dayak yer."
Özellikle bana dönmüştü.
"Çenenizi kapalı tutun."
Bora'yı dürttüm.
"Sana diyor."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Tehlikeli Güzel (TAMAMLANDI)
Fiksi PenggemarTam bir baş belası olan Şebnem'e rastlayıp, onun etkisine kapılan Selim'in hayatı bir anda sakinlikten, hiç durmayacak bir maceraya dönüşür.