-6-

1.5K 110 5
                                    

Jeonguk'tan

Saraydan çıkarken peşlerine takılmıştık.  Daha sonra kar gibi beyaz olan ata binip bize baktı. Alaycı tebessümle önüne döndü. Ancak bana gelmişken kolay kolay göndermezdim onu. Hızla önlerine kalkan duvar yaparak geçmelerini engelledim. Taehyung hırsla atından indi ve yakalarıma yapıştı.

"Kaldır kalkanı yoksa bütün krallığını küle çeviririm." dedi. Cesur. Çok cesur. Baş hareketi ile kalkanın kalkmasını sağladım. Suratıma baktı yakamı alaycı şekilde düzellti ve "Aferin sana." deyim hızla atına binip uzaklaştı. Zihnine girdim ve 

"Elbet seni elde edeceğim gün gelecek scretim. O zaman çok yakın arkanı kollamanıtafsiye ederim..."

Bizimkilere döndüm ve "Gidelim."dedim.

Min Yoongi (1 hafta sonra)

Ormanda her zamanki patikada atış çalışmaları yapıyordum. Karşımdaki hedefe kitlendim... Ve evet. Tam onikiden. Çalılıkların arkasından ses gelmesi ile oku o tarafa yönelttim. "Ben seni vurmadan çık o çalıların ardından." dememle gri yavru bir kurt çıktı karşıma. Hafif bir tebessümle yere oturdum ve sevmeye başladım. Yarım saatin ardından tanıdık ürkütücü ses kulaklarıma ulaştı. 

"Demek Jimin'le tanıştınız." anlamaz gözlerle ona baktım. Yarım saat boyunca sevdiğim kurt bir anda insan formuna döndü. Bir LOST. Lostların genel özellikleri büyü ve sağlık ile ilgili. Ancak bu vampirinki şekil değiştirme ha? 

"Siz sahtekarlardan da bunu beklerdim."

"Jimin. Kaybol." lost bana göz kırpıp ortadan kayboldu. Anında önümde beliren safkanla olduğum yere çakılı kaldım. 

"Orkidelerime iyi bakıyorsun değil mi Min? Onlara iyi bak. Çünkü yakında solacaklar ve sen o zaman ait olduğun yerde benim orkidem olmaya başlayacaksın." deyip boynuma etkilisinden bir öpücük kondurdu.

Kim Seokjin

Cam çardakta kremasını bitirdiğim pastamı süslüyordum. Çilek ve kirazları aralarında kremaya yetecek kadar boşluk koyarak diziyordum. Tam kremayı elime almıştım ki birisi belime sarılmıştı. "Kolay gelsin miniğim." tanıdık ses kulaklarıma ulaşırken ne yapacağımı şaşırmıştım. Arkama dönmek istedim izin vermedi. "Bı-bırak beni." ardından belimdeki eller yerini kaybetmişti.

"Ne işin var burda? Defol sarayımdan! Sen unuttun ama ben unutmadım. Sen babamın katilisin. Acımadan saldın kalplerini. BEN DE SANA ACIMAYACAĞIM." dedim hiddetle ve ona bakan nefret gözlerimle. Siyah ve kırmızıya dönmüş gözleriyle konuştu. "Diz çök!" dedi. Screttim evet ama safkanların sözlerinden etkilenmezdim. Ama unuttuğum şey şu ki bu adam Select yani tüm ölüler aleminin ve etrafındai sıradışı yaratıkların yöneticisiydi ve ben diz çökmek zorunda kalmıştım.

"Saygısızlığını görmezden gelmek isterdim ama göremeyeceğim Jin! Kimle konuştuğunu unutma karşında efendin var. Saygıda tek bir kusurun olursa sevdiğin her şeyi tek tek yok ederim!!" diye ürkütücü ses tonuyla konuştu. Gözlerimdeki titreklik ve gözlerimin mor rengine dönüşmesi onu kendine getirdi. Yutkundu. Elimden tutup kaldırdı ve sıkıca sarıldı. Hala korkuyordum. O ise fermonlarını salgılamaya başlamıştı. Mentol ve böğürtlen kokuyordu. Eşsizdi cidden eşsizdi. Ama bu ondan etkileneceğim anlamına gelmezdi.

"Üzgünüm güzelim. Amacım korkutmak değildi. Sadece görmek istemiştim. Gideceğim." dedi. Sonra eline hançer kutusunu aldı. "Bu hançer yakında kırılacak ve sen ait olduğun yere geleceksin." deyip ortadan kayboldu... 

Kim Taehyung

Odamda kitabımı okurken karşımda bir haerketlilik hissettim. Kafamı kitaptan ayırmadan konuşmaya başladım. Kim geldiğini kokusundan tahmin ediyordum. "Ne istiyorsun Jeon?" tahmin etmem onu şaşırtmamıştı. Biliyordu beni çünki. "Seni diyeceğim ama lütfen bu sefer elimi yakma olur mu? Bu sefer sakin kalamam. Ayrıca gelme sebebim seni ilgilendirmez portakal çiçeği." Histerik bir şekilde kahkaha attım ve hesap sorar gibi "Benim sarayımdasın?" dedim.

Scret  // TaekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin