5. Bölüm

2.5K 207 372
                                    

Olaydan daha çok duygu yazmaya meyilliyim. O yüzden kurgudan çıkıp denemeye doğru ilerlersem beni uyar. Burada sen ve ben tekiz. Sıkılmanı istemem.

Bir de yazdığım en uzun bölüm bu oldu...

Bu geceki halinin hikayesinin uzun olacağını biliyordu Steve.

Merdivenlerden uçarcasına inerken Olraith'e ne söyleyeceğini düşünüyordu. 'Seni kandırdım ve iyiliğimiz için buraya getirdim.' açıklamasını pek de iyi karşılamamıştı sonuçta. Ne söyleyeceği hakkında gerçekten bir fikri yoktu. Tek bildiği peşinden gitmesi ve gözlerindeki hayal kırıklığını silmesi gerektiğiydi.

Atom karınca gibi çevik olan kıza yetişmek için beklediğinden daha fazla çaba göstermesi gerekti. Uçuşan turuncu saçlar görüş alanına girdiğinde çoktan lobiye inmişlerdi. İnsanların dikkatini çekmemek için adımlarını yavaşlattı.

Kapını önüne geldiğinde son bir adımla hızlanıp kızın kolunu tuttu.

Ani bir hareketle durdurulan Olraith arkasında Steve'i görmeyi beklemiyordu. Bakışlarını koluna tutan ele çevirdi. Midesinde bir hareketlenme hissettiğinde ister istemez burnuna bayıltıcı spreyin kokusu geldi. Yüzünü buruşturup hızlıca kolunu çekti. 

Olraith'in yüzündeki tiksinmiş ifade Steve'in bir adım gerilemesine sebep oldu. Bağırıp çağırmasını hatta yine bir darbe yemeyi bile bekliyordu ama kızın kendisinden tiksinmesi beklenmedik bir durumdu onun için. Yüzü acıyla kasıldı.

Steve Rogers çok erken hareket ettiği için pişmandı.

Olraith'in yeniden hareketlendiğini görünce önüne geçip durmasını sağladı. Bir şeyler söylemesi gerekiyordu.

"Ben gerçekten özür dilerim."

Haklı sebeplere dayanan hatası için söyleyebileceği tek cümle buydu.

"Yaptığım hareketi yanlış bulmuyorum, lütfen bunu kişisel algılama. Her kim olursa olsun, etrafımdaki insanlara dikkat etmek zorundayım. Sadece kendi hayatımdan mesul değilim. Korumakla yükümlü olduğum bir ekibim var. Beni anlamanı istiyorum."

Kollarını birbirine bağlamış, Steve konuşurken ayaklarına bakan Olraith, kafasını kaldırıp gözlerine baktı.

"Yaptığınız işi anlıyorum, söylediklerinizi de mantık çerçevesinde değerlendiriyorum. Haklısınız. Bu duruma kuşbakışı bakıldığında yapmanız gereken şeyi yapmış gibi görünüyorsunuz. Ama biraz da sokak görünümüne inelim mi? Sizin tabirinizle kişisel algılayalım.

Siz bir savaşçısınız değil mi? Bir yerde tehlike olduğunda gözler ilk sizi arıyor. Ben de aynı şekilde aktif bir üniversite öğrencisiyim. Beni her türlü sosyal etkinlikte görmeniz çok muhtemel. Bir sempozyumda, kitap fuarında ya da bir konserde karşılaşmamız beni ajan yapmaz, genç yapar. Ki beni gördüğünüzü söylediğiniz konumlar birbirine yakın yerler. Yakınlarda oturan bir komşu bile olabilirdim ama siz tutup beni ajan yapmayı seçmişsiniz.

Hadi diyelim bu tamam, beni kötü biri olarak gördünüz. Neden gelip benimle vakit geçiriyorsunuz? Ajan olduğunu düşündüğünüz herkesin işine yardım mı ediyorsunuz? Farkında değilsiniz belki ama benim güvenimi kırdınız. Ülkenin en güvenilir insanına bile güveneneyeceğimi kanıtladınız. Madem kaçırıp kim olduğumu öğreneceksiniz, direkt kaçırın. İlk önce güven verip sonra arkadan vurmak da nedir? Yaptığınız tam olarak bu, duyunca yüzünüz buruşuyor ama yaparken hiç de çekinmiyordunuz.

Basorexia | Steve RogersHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin