11. Bölüm

1.5K 152 126
                                    


Uzun bir ara olduğu için özür dilerim. Bundan sonra daha da hız kazanacağız, romantik anları yazmak için heyecanlıyım.

Beni burada yalnız bırakma, fikirlerini duymalıyım.

Gece boyunca belki yüzünce defa gördüğü kapıyla gülümsese de sonunda endişeli bir hale büründü. Daha yeni yeni Olraith'in güvenini kazanırken birden takıntılı biri gibi görünmek istemiyordu. Hayatında sağlam koca bir kaya gibi dimdik durmak istiyordu, sapık biri gibi değil.

Bu yüzden hızlıca sokağın tersine doğru adımladı. Yüzündeki endişeli ifade ileride siyah bir arabadan çıkan Natasha'yı görünce katbekat arttı. Natasha'nın yüzüne bakılırsa bir sorun vardı.

Gerçek bir sorun.

****

Sibirya'dan gelen istihbarat üzerine gittikleri  savaştan çıkmış bir Ortadoğu ülkesi gibi görünen adada buldukları denekler, ekibi başta biraz zorlasa da onları kontrol altına almayı başarmışlardı. Özel gücü olan kimse yoktu, denekler sanki birer hayvan gibi saldırmaya çalışıyorlardı. Hayvan olmaları için eğitilen insanlar olduğunu düşündü önce Steve. Sonra eğer böyle bir işlem yapılsaydı deneklerin çok daha yırtıcı olacağını düşündü.

Saçları sakalları uzamış bu insanlara yapılan ise sanki insanlıklarını unutturmaktı. Ağızlarından düzgün tek bir kelime dökülmüyor, ölü bir dili bile kullanmıyorlardı. Su görmeye görmeye kararıp sertleşmiş derilerinden yayılan koku insanın midesini bulandırıyordu. Üzerlerindeki tüyler keçe gibi olmuş, yer yer yakılarak vücutları çıplak bırakılmıştı. En kötüsü çeşitli eklem aletleri ile omurgaları yamultulmuş, bir goril gibi duruyorlardı.

Steve dönüştürülen onca insan arasında belki en bahtsızlarının bunlar olduğunu düşündü. Tanıdığı diğer herkes  bir şekilde insan yanını korumuştu; intikam duygusuyla, aşkla, acıyla, hırsla, tutkuyla  ama bir şekilde insan kalmışlardı. Oysa bu adada yaşananlar bu insanlara toplumsal kuralları, etik değerlerini, ahlakı, kanunları kısaca  tüm insanlığı unutturmuş gibiydi.

Şimdiye kadar bilinenlerin dışında bir yapılanma bulunan adada ne olduğunu tam olarak kimse çözememişti. Belgelerde bir tane resmî isim yoktu, hepsi dinlerken müsvedde kağıtlarla alınan sıradan notlar gibiydi. Baskın yapılan binanın büyüklüğü göz önünde alınmasa vahşi bir bilim adamının laboratuvarı olarak anılabilirdi geldikleri konum. Ancak böyle geniş bir alan sadece tek bir bilim adamının çalışmaları için ayrılmış olamazdı. Etrafta gördükleri araçları alabilmek için gerçekten büyük bir fona ihtiyaç vardı.

Ne olduğunu çözebilmek için laboratuvardan alınan son örnekler de araçlara yüklenip adadan ayrıldığında tüm ekip derin bir nefes aldı. Burada hoş şeyler dönmüyordu. Uzayda insanların yarısını öldürmeyi planlayan bir varlıkla bile savaşan Avangers, bu adadan iğrenç kokular alıyordu. Etraftaki her yer kirli bir zihnin inşaası gibiydi. Bakmak bile yeterince tedirgin ediyordu.

"Hadi artık, şu kahrolası adadan ayrılalım. Buradaki bilinmezlik beni sinirlendiriyor."

Yüzünde huysuz bir ifadeyle istediğini dile getiren Bruce jete doğru ilerledi. Onu takip eden Tony arkada kalan Natasha ve Steve'e 'hadi artık' diyerek gelmelerini işaret ediyordu.

Steve Tony'nin işaretiyle ona doğru ilerlerken geride kalan Natasha eğilip yerden bir avuç kum aldı. Bu adayı oluşturan şeyi merak ediyordu. Sadece kum değildi ellerindeki, hissediyordu.

Jete bindiklerinde  Natasha elindeki kumu örnekler arasında bulduğu  bir kutuya boşalttıktan sonra eline tiksinircesine baktı. Pantolonuna sildikten sonra ileride aynada yüzünü silen Steve'i gördü. Gözlerine muzip bir  parıltı peydahlandı. Vakit kaybetmeden Steve'e doğru ilerledi.

Basorexia | Steve RogersHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin