Hepinize merhaba
Bu bölüm bir hayli uzun oldu
İyi okumalar ❤
---
Bazı anlar vardır ki sizi ikilemde bırakır. Yaptığınızdan şeyden pişman olursunuz ama yine de sonuna kadar yaptığınız şeyi savunur, arkasında durursunuz. Şu an benim yaşadığım şey tam olarak da buydu. Öfkeden deliye dönmüş gözlere bakarken bacaklarım benden bağımsız titriyor bir an önce buradan kaçmak istiyordu. Alev alev yanan gözlere bakarken pişmanlık beni sarıp sarmalamaya devam ederken olduğum yerden kımıldamadım. Onun dikkatini nihayet tamamen üzerime çekmiştim ve sanırım tek odaklanacağı konu artık bendim. Evet, benim istediğimde buydu ama içimi izinsizce saran pişmanlık bana geri adım attırmak istiyordu. Ama bunu yapmayacaktım. Her şeyi bir an önce bitirmeye çalışıyordum. Beni düşmanı olarak algılasın ve benim üzerime yoğunlaşsın bende böylece atak yapabilecektim. Hayır, ona açıkça meydan okuyarak deli olduğumu göstermemiştim. Ama burada kaldığım her saniye deliriyordum. Bir çıkmazın içine düşmüştüm ama yine de bir çıkış yolu aramaya çalışıyordum.
Başımı kaldırıp ona baktığımda derin bir nefes aldım. Yakut gibi parlayan gözleri bana baktığı her geçen saniyede daha da parlıyordu. Sanırım gerçekten beni öldürecekti.
Dizlerinin üzerine doğrulduğunda derin nefes alışları göğsünü şişiriyor dizlerinin üzerinde olsa dahi onu daha heybetli daha yenilmez yapıyordu. Ben ise kıçımın üstüne düşüp ardından duvar dibine düşmüştüm. Sanki ondan kaçabilecekmiş gibi. Yavaşça ayağa kalktığında avuç içimi arkamdaki soğuk mermere koyup kalkmaya çalıştı. Yakutların kenarları tekrardan yeşile dönmeye başladığında birazcık rahat nefes aldım. O hâlâ Karanlık Lord'du ama en azından kendini biraz önceki haline kıyasla kontrol edebilirdi.
Ayağa kalkıp bana bir adım attığında tenimin altındaki yer titremişti. Kalbimle beraber.
"Sen. Kendini. Ne. Sanıyorsun!"
Bir yılanı andıran sesi tüylerimi ürpertti. Yutkunduğumda bir an önce onun gazabından kaçacak bahaneler arıyordum. Ellerimle duvardan destek alıp ayağa kalkmaya çalıştığımda titreyen dizlerimi görmediğini umdum. Şu an geri adım atmak onu daha çok sinirlerindi. Onunla oynadığımı sanıyordu. Oynuyordum da. Ama sırf kendisinin gözlerinin içine bakanı bile öldüren şeytan. Kendi cehenneminde kedinin fareyle oynadığı gibi onunla oynadığımı öğrenirse tarih dünyanın en vahşice cinayetini yazabilirdi. Şeytanın ininde onunla saklambaç oynuyordum oysaki o her yeri bilirken.
Bana doğru bir adım daha attığında ayağa kalkıp sırtımı duvara yasladım. Çarpmanın etkisiyle sırtım acıyordu. Benden bin cevap beklercesine gözlerini kıstığında dudaklarımı araladım ama kelimeler boğazıma oturmuş çıkmıyordu. Hadi ama bu durumda ne denirdi ki.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TOMİONE || RİTİM
FanficYalanlarla dolu geçmişin içine atılan iki kız. En güvendiklerinin bir yalan olduğunu, yalanın ise bir doğru olduğunu öğrendiklerinde içine düştükleri araftan çıkmaya çalışırken en dibe düştükleri zaman geriye hiçbir şey kalmayacaktı onlar için. Yo...