%9 • Bileklik

826 49 56
                                    

•bölüm öncesi bilgi•

Şimdi zaman çizelgesini azıcık değiştirdiğim için sizi bilgilendirmek istiyorum.

Ada'nın bayıldığı günün akşamı olması gereken Rock Konseri, Ada taburcu olmadan bir gün önce gerçekleşti. Yani onu ziyarete gittikleri günün sonrasında Rock Konseri oldu.

Grup içindeki kavga da bir gün ertelenmiş oldu böylelikle. Bölümü zaman çizelgesini umursamadan okursanız sorun olmaz ama benim gibi detay seviyorsanız umarım bu bilgi sizi aydınlatmıştır.

İyi okumalar!

İki gün sonra...

Ada doktorunun dediklerini son kez onaylarken oturduğu koltuktan kalktı. Kapıyı açıp kendini o iğrenç odadan attı.

"Sikeceğim seni de, hastaneni de, ilacını da- Osman?"

Kız sövmeye devam edecekken Osman'ı karşısında bulmasıyla duraksadı. "Ada." dedi çocuk, kıza bilakis selam verircesine. "Ne yapıyorsun burada?"

"Vallaha teyzene artık nasıl bir enerji verdiysem, bak Allah'ın işine beni gönderdi seni eve götürmeye." diyen Osman'a baygınca baktı. "Ne saçmalıyorsun sen acaba?"

Çocuk kızın tatlığına karşı güldü. Cebinden fındık çıkarıp ona uzattı, eliyle ileriyi gösterirken yürümeye başladı. "Cidden, ne yapıyorsun burada?" diye sordu Ada, taburcu belgelerini imzalayanın teyzesi olması gerektiğini bildiği için.

"Cidden, seni götürmeye geldim." dedi Osman ciddiyetle. "Taburcu belgeleri?" çocuk dalga mı geçiyorsun der gibi güldü. "Halloldu, hadi."

Ada kaldığı odasının yanından geçtiklerinde duraksadı. "Eşyalarım peki?" diye sordu odaya ilerlemeye kalkışırken. Osman kolundan tutarak durdurdu. "Aldılar."

"Kim aldı?" kızın kafası daha da karışırken Osman bir şey demeyerek yürüdü ve fındığını yemeye devam etti...

Beraber hastaneden çıktıklarında Ada gördükleri ile inanamayarak yanındaki çocuğa baktı. Merdivenleri inip önlerinde durdular.

"Geçmiş olsun!"

Işık'a tebessüm edip cevap olarak başını salladı. "Sen şimdi iyisin değil mi? Bayılmayacaksın falan." diyen Eda'ya karşı güldü. "Yani, umarım."

Ada; Kerem'in, Sinan'a dirsek geçirdiğini görünce bir şeyler döndüğünü anladı. Kaşlarını çatıp sorgularcasına onlara bakmaya başlarken Sinan cebinden bir şey çıkarıp kıza uzattı.

"Osman bunu Burcu'lar için almıştı ama sana vermemiz daha anlamlı olur diye düşündüler...yani düşündük."

Ada çocuğun uzattığı şeyi aldı. Zarif bir bileklikti verdiği. Yüzünde koca bir gülümseme ile onlara bakarken teşekkür etti. "Ya bu çok güzel... Bence siz bunu Burcu'lar için saklayın." Osman göz devirip kızın elinden bilekliği aldı.

Ada çocuğun bilekliği cebine atacağını sanıyorken Osman, kızın bileğini nazikçe tutup bilekliği taktı. "Bu sefer teklif yok, ısrar var."

Eda ikiliye yüzünde bir sırıtışla baktı. İkisinin arasında bir çekim olduğunu anlamıştı. Olayı toparlamak için "Hadi gidelim o zaman." dedi ve hastanenin yakınlarındaki eczaneye gittiler.

Eczaneden ilaçlarla çıkarken "Oha amına koyayım tüm eczaneyi satın alıyoruz sanacaklar." diyen Kerem'e karşı güldü ve Işık'ın taşıdığı küçük bavulu eline aldı Ada.

Kenara geçip bavulu yere koydu ve ilaçları içine doldurdu. Işık'a geri vermektense yük olmamayı seçerek sırtına asıp yürümeye devam ederken Osman yemek yemeyi tavsiye etti.

Ada acıktığını hissedip onaylarken Eda Kerem'i yanına çekip işleri olduğunu söyledi. Işık da geç olmadan eve gitmesi gerektiğini söyleyince Sinan onu bırakabileceğini söyledi.

Kısacası Osman ve Ada yalnız kalmıştı.

"Ne yiyelim istersiniz Ada Hanım?" diye soran çocuğa karşı omuz silkti. "İşkembe." dedi karşıda gördüğü çorbacıya karşı. Osman kısa bakıp gülerken "Sever misin?" diye sorunca kız başını salladı cevap vermek yerine.

"O zaman işkembe içiyoruz."

Ertesi gün, ekip sınıflarına dağılırken Işık, Ada'nın kolundan tutup durdurdu. "Bugün çıkışta yıllık çekimi var, gelirsin değil mi?" diye sordu umutla. Ada kıza tebessüm edip başını salladığında, boynuna dolanan kollarla biraz duraksasa da o da sarıldı.

"Süper! Çıkışta görüşürüz o zaman. Ben diğerlerini ikna etmeye çalışacağım."

"Sana iyi şanslar."

Ada sınıfına giderken, Işık da kendi sınıfına girdi ve sırasına otururken konuştu. "Bugün çıkışta yıllık çekimi var bakın basıp gitmeyin hemen, direkt oraya geçelim hep beraber."

Eda kızın dediklerine karşı inanamazca "Ya dur, daha mezun olup olmayacağımız belli değil. Umurunda mı bilmiyorum ama sıçmış durumdayız." dedi. Işık onu ikna etmeye çalışırken Sinan yanına oturup fikrini belirtti, her zamanki asabiliğiyle.

"Yıllık da tam böyle bir sikmişsin gibi kendini tarihe kaydetmeye çalışmak."

"Abi, olur da geç gözünü seveyim felsefesine girme. Çok uzayacak." diyerek her zamanki gibi boş yere olay çıkacak bir konuyu kapatan Osman'a karşı Kerem, kıza baktı umursamazca.

"Işık, olur olur canım."

"Oley be!"

Sınıfa giren hoca ile herkes toparlanırken sınava başladılar. Işık kalemlerini ayarlarken "Çalıştın değil mi?" diye sordu Sinan'a. "Yoo, ne münasebet."

"Nasıl yani? Sınav konularını vermişti hafta sonu çalışmadın mı?"

"İçimden gelmedi."

Işık, Sinan'a inanamazken ne yapacağını sordu. "Adımı yazıp çıkacağım, abartacak bir şey yok." diye bir cevap alınca, Sinan'ın birine değer verme konusunda hiçbir fikri olmadığını anladı. Ki ikisi de bilmiyordu ki; Işık, Sinan'a haddinden fazla değer veriyordu.

Ve bunun bir belirtisi olarak sınav sırasında kağıtlarını değiştirdi, kendi kağıdına Sinan'ın; Sinan'ın kağıdına da kendi adını yazıp hocasına çalışmadığını söyleyerek boş kağıdı verdi.

•

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

•

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
la vie en roseHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin