Ada, Eda, Osman, Kerem ve Sinan beşlisi kurulun karşısına çıkmak için bir sınıfta bekliyorlardı. Osman kapıya vurup sinirle geri dönerken konuştu. "Amma uzattılar bunlar da he, çağırsınlar da girelim işte."
"Bana mı bakıyorsun sen?" diye soran Eda ile bakışlar ona toplandı. Kerem gözlerini ondan alıp "Ne alakası var, gözlerim dalmış." diye cevaplarken buna kimse inanmamıştı.
Osman ikisinin arasındaki olayı bitirmek adına Kerem'e anfiyi kıranın o olup olmadığını sordu. "He, sen ne yaptın?"
"Hiç işte rutin işler." diyen Osman bu sefer de Eda ve Ada'ya baktı. "O ışıkları yapmasaydınız büyük para kazanıyordum yalnız." Eda göz devirdi. "Ay çok da umrumda."
"Bu ne yapmış?"
Kerem uyuyan çocuğa baktı umursamazlıkla. "Yaktı ya perdeyi." Ada onu onaylar şekilde başını sallarken çocuğun bakışları ona döndü. "Sen şu şizofren kız değil misin?"
"Sen de sinir hastası çocuk değil misin?" diye sordu alayla Ada, çocuğun gözüne bakarak. Kerem sinirlenmiş gibiydi.
Görevli kapıyı açıp Eda'yı çağırınca, ikisinin arasındaki bakışma kesildi ve odadan çıkan kıza odaklandı... "Hadi bakalım..." diye fısıldayan Osman'ı duyan Ada bakışlarını yere çevirdi...
Herkes geri gelirken Ada'yı çağırmamaları diğerlerinin gözüne batmıştı. "Seni niye çağırmadılar?" diye sordu Eda. Kız cevap olarak omuz silkti. "Bilmem, belki de üstlerine saldırırım diye korkuyorlardır."
"Saldırır mısın ki?" diye soran Kerem'e karşı güldü. "Bilmem, saldırır mıyım ki?" Eda kızın cevabına gülümsedi. Osman yaslandığı yerden çıkıp odada yürümeye başladı.
"Atılır mıyız ya gerçekten?" diye sordu duraksarken. Eda yüzünü buruşturdu. "Yok ya, ben geliyorum her ay buraya şu oy birliği denilen nane var ya."
"Biliyorum! Ben geçen ay ona iki ile yırttım."
"Ona iki? Çok yaklaşmışsın, benim en üst rekorum sekize dört. Yani en az dört kişi yazık bu çocuğa diyor kalıyorum burada." deyip güldü Osman.
Ada kalçasını yasladığı masadan ayrılırken "Siz yaklaşamamışsınız bile, on bire bir." dedi sıkkınlıkla. "Oha ucuz yırtmışsın sen." diyen Eda'ya başını salladı. "Neden girdin ki?"
Kerem'in sorusuna karşı "Alevlendim." dediğinde karşı cevap alacaktı ki Sinan'ın küfrünü duydular. Osman elinde içki matarasıyla duran çocuğa doğru ilerleyip fındık verdi. Kerem de isteyince kalan herkese verirken Ada gülümseyerek teşekkür etti ve sandalyelerin birine oturdu.
Bu dört öğrencinin onunla konuşmaktan çekinmemesi hoşuna gitmişti sarışın kızın. "Alevlendim derken ne demek istedin?" diye sordu Kerem fındığını yerken.
"Bir şeyler tetikledi ve delirdim diyelim. Alevlenme dönemi diyorlar sanırım artık her ne boksa." Ada yine o günü hatırlarken içinden küfretti.
"Ada gelir misin bi' canım." diyen Burcu Hocayla gülümseyerek sırasından kalktı ve güzel kadının yanına gitti. "Sana bir haberim var, oturmak ister misin şuraya?"
Başını sallarken kaşını çattı kız. "Ne oldu hocam?" diye sordu merakla. "Teyzen aradı, annen ve baban..." derin bir nefes aldı Burcu Hoca. Kendinde kıza haberi vermek için güç arıyordu.
"Annen ve baban araba kazası geçirmişler."
Omzunu sarsan Eda'yla kendine geldi kız. İçeri giren Necdet Hocayı görünce merakla ayağa kalktı. "Gidiyorsunuz...cehennemin dibine hem de!"
"Ama şimdi değil...on bire bir." dediğini tekrarladı bir kez daha Sinan'a bakarak. "Yine yırttınız Allah'ın belaları, bir kişi yüzünden atamadım sizi ama atacağım."
Ada, Necdet Hocanın dediklerinden sadece önemli olan yerleri dinlerken o son lafını söyleyip sımıftan çıkmıştı. "Kim acaba o bir kişi?" diye soran Kerem'e karşı kalan dörtlü çantasını alıp odadan çıktı.
Beşli öğretmenler odasına girerken Kerem Işık'ı görmesiyle konuşmaya başladı. "Öğrenci temsilcimiz de buradaymış."
Ada, onlar bilgiyi almak için kızı sıkıştırırken arkadaki palyaçoyla bakışıyordu. Korkunçtu.
Palyaço gülmeye başlarken odağını bozan şey Kerem'i kıza bağırışı oldu. "B-burcu. Burcu hoca çok çabaladı ama gitmenizi istemedi. Öbür öğretmenler çok kızdı ona."
Osman bakışlarını kaçırırken "Atılmakla aramızda bir tek Burcu kaldı yani." dedi. "İki sene önce de beni kurtarmıştı, kimse söylemedi ama biliyordum." dedi Ada, sandalye çekip oturmuş çocuğa bakarken.
"Evet ama şe-" diye başlayan Işıl'ı Kerem'in sinirli bağırışı kesti. Kapının önüne dikilmiş Sinan "Bağırma kıza lafını şaşırıyor." dediğinde korkan kız devam etti ve odadan çıktı. "Çok direndi, hiç kimse gitsin istemedi."
Ada içeride kalan dört kişiye bakarken hepsinin şaşkın olduğunu görerek göz devirdi. "İyi günler hepinize."
•
•
ŞİMDİ OKUDUĞUN
la vie en rose
Fanfic❝la vie en rose, Hayata pembe gözlüklerle bakmak anlamına gelir. Edith Piafın en popüler şarkılarından birisidir. Edith Piaf bu şarkısıyla kötü bir dönemin ardından bulduğu aşkı kutlar.❞ •·• Aşk 101 · Osman