"Ee, Burcu hoca neden çağırmış seni?" diye sordu Ada elindeki kaşığı kenara bıraktıktan sonra. Gülay Hanım gülümseyerek baktı ona. "Derslerde olan başarının biraz düştüğünü ama sosyal olarak çok geliştiğini söyledi."
Ada rahat bir nefes verirken başını salladı. "Arkadaşların, onlar sayesinde." diye de ekledi Gülay Hanım yemeğine geri dönmeden hemen önce. Kız başıyla onayladı onu. "Nasıl oldu da tanıştınız peki?"
Aniden aldığı soruyla dondu. Boğazını temizleyip yüzüne bir gülümseme koyarken söyleyecek bir yalan düşündü. "Bir okul etkinliğinde yollarımız kesişti." Gülay Hanım "Kahvaltı Kulübündeki gibi mi?" diye sorunca gülerek başını salladı. ''Kahvaltı Kulübündeki gibi.''
•
''Anladın mı şimdi farkı? Kötü, iyi görünür; iyi de kötü.'' diyen Sinan'a karşı göz devirdi Ada. O konuşmaya devam ederken Işık'ın yaptıklarını inceledi. ''Burcu'ya bile göstermeden, hiçbir prim kazanmaya çalışmadan resmen çıkarıp verdi montunu. Bir de onca yağmurun altında boşuna bekledi.'' dedi kız, poşetinden bir şeyler çıkararak. ''Eh tamam işte, gördün. Ne diyorsun?'' Işık, Eda'nın sorduğu soruya karşı gülümsedi. ''Haklısınız galiba, yani ucuz biri bu adam. Kemal gibi bir şövalye değil - Al Sinan.''
Ada ve Osman bakışıp zaferle gülümserken beşlik çaktılar. ''Ne yapacağız peki? Sinan, alsana şunu.'' Sinan, kızın uzattığı kaseyi alırken Ada çocuğun yüzündeki ifadeye karşı tebessüm etti. ''Kemal, Burcu için doğru insan ama Burcu bu adamla çıkıyor.'' diye ekledi kız. Eda oturduğu yerde eğilirken ''Aman, o en kolayı. Şimdi asıl eğlenceli kısma geldik, nifak ekeceğiz. Bayılırım.'' dedi.
''Her türlü aralarını bozacağız.'' diye girdi araya Osman. Ada oturduğu minderden ona bakarken ''Var mı böyle bir gücümüz?'' sorusunu sordu. Kerem onu tamamladı: ''Belki herif çok iyi. Belki Burcu'yu feci tatmin ediyor, nasıl ayıracağız?'' Eda onun dediklerine karşı yerinden kalkarak ''Öyle olsa bir kere Burcu, Kemal'e kapılmazdı.'' dedi. O çocuğun yanına geçerken konuşmaya devam ediyordu ama Ada, ana metni anladığı için dinlemedi.
Osman başını pencereden çevirdi düşünceli bir şekilde. ''Biz daha Burcu'yla Kemal'i yapamadık şimdi bu herifle arasını nasıl bozacağız?'' Sinan başını Işık'ın uzattığı kaseden alırken kolay, dedi. ''Yıkmak yapmaktan daha kolaydır.'' diye de ekledi. ''Yıkarız diyorsun.''
''Yıkarız.''
Kerem de oturduğu yerden heyecanla konuştu: ''Eh yıkıyoruz o zaman?'' Işık ona başını sallayıp ''Yıkıyoruz, planımız bu. Değil mi?'' dedi ve Sinan'a çorba içirmeye devam etti. Ada omuz silkip atılmayalım yeter ki, diye düşündü. Osman yerde oturan kıza bir bakış attı, kız bunun hadi gidelim anlamına geldiğini anlayarak kalktı yerinden. Diğerlerine veda edip oradan çıktılar...
•
''Günaydın!'' diyerek çeteye pozitif enerji saçmaya çalışan Işık'a herkes başıyla selam verdi. Işık çantasını yere koyarken Sinan'ı sordu merakla. Osman bakışlarını yerden kaldırıp sarışın kıza baktı. ''İçip içip sızmıştır bir yerde.'' dedi ve kalan çeteye dönüp ne yapıyoruz, diye sordu. ''Bunlar işi ilerletmeden bize bir nifak planı lazım.'' Ada başını kitabından ayırmadan, ki sırlar odasını okuyordu, Burcu hocanın bugün izinli olduğunu söyledi. Osman bakışlarını kenarda oturan kıza çevirerek ''Neden ki?'' diye sordu. Ada kafasını kitaptan kaldırıp gözlerini çocuğun yeşil gözleriyle birleştirirken omuz silkti. ''Bilmiyorum.''
ŞİMDİ OKUDUĞUN
la vie en rose
أدب الهواة❝la vie en rose, Hayata pembe gözlüklerle bakmak anlamına gelir. Edith Piafın en popüler şarkılarından birisidir. Edith Piaf bu şarkısıyla kötü bir dönemin ardından bulduğu aşkı kutlar.❞ •·• Aşk 101 · Osman