- ♔ -
-Flashback-
"Neden?"
Younghoon yerdeki bedene kalkması için elini uzatırken sormuştu merakla.
"Neden bu kadar güçsüzsün Chanhee?"
"Hasta olmalı Younghoon."
Juyeon tek hamleyle yere serdiği arkadşı için endişeleniyordu.
Eğilerek yere savrulan kılıcı parmakları arasına alırken gülümseyerek tek kelime etmeyen Chanhee'ye uzatmıştı.Younghoon'da endişeleniyordu. Günlerdir yaptıkları her talimden başarısız bir sonuç alarak çıkıyordu Chanhee.
"Konuşmayacak mısın?"
Elindeki kılıcı süzdü bir süre.
"Babam bana işkence ediyor."
"Dalga geçmeyi bırak Chanhee. Ciddiyiz biz. Ne yapıyorsun? Derslerden mi kaçıyorsun?"
Güçsüzce ona sahiden inanamayan bedenlere baktı.
Bitkin hissediyordu.
Elini salladı gelişi güzel.Haklıydılar.
Efser Kralı, Chanhee dışındaki herkese karşı öyle kibar ve iyi davranırdı ki bazen o bile kendisinden şüphe ederdi.Yine de arkadaşlarının ona inanmaması canını yakmıştı.
Yediği onlarca dayak, çektiği onalrca işkencenin canını yaktığından daha da fazla hemde.- ♔ -
"Bu ne rezalet!"
Tokat attığı bedene baktı öfke dolu gözlerle.
"Sen bu halde birde prens mi olacaksın? Sen bu şekilde krallığın varisi mi olacaksın?"
Duygusuzlaşmış oğlunun saçlarından kavradı.
Öyle delirmişti ki oğlunun güçsüzlüğünün ve zayıflığını tek nedeninin kendisi olduğundan bir haberdi."Krallığın adını kirletiyorsun! Yok olacağız! Anlıyor musun beni?"
Babasının bileğini tuttu tüm gücüyle. Saçlarını bırakması için itti sertçe.
"Sen iyi değilsin."
Güldü babası.
"Evet. İyi değilim ama bunu senden başka kimse bilmiyor. Ellerimde çürüyüp gideceksin. Benimle birlikte sen de delireceksin."
"Prens Choi, yemeğinizi getirdim."
Hizmetlinin odaya girmeden kurduğu cümleyle hızla toparlandı Kral. Gözlerindeki nefreti yok etti anında. Sıcak bir gülümeme kondurdu dudaklarına.
Oğlunun omzuna vurdu ardından hafifçe, hizmetli içeri girip kendisine ve oğluna selam verirken daha fazla öfkelenmemek adına ayrıldı oğlunun yanından.
Yemek tepsisini masanın üzerine bırakıp giden hizmetlinin ardından tuttuğu nefesin dudaklarının arasından çıkmasına izin vermişti.
Bedenini ayakta zor tutmaya çalışıyordu. Sonunda zeminin sertliğini umursamadan yere uzanmış, gözlerini kapamıştı.
Saç kökleri sızım sızım sızlarken yaptığı tek şey nefes alıp vermekti. Gözlerini açtığında ise ona gülümseyerek bakan genç muhafız Ji Changmin'i görmüştü.
Ses etmeden gözlerini tekrardan kaparken öylece kendisine bakan bedenin acınası halini izlemesine izin vermişti.
Fakat düşüncelerinin tam tersi olmuştu.
Gözlerini tekrardan açtığında gördüğü şey kalkması
için uzatılan eldi.Muhafız Ji Changmin'in gözleri ona acıyarak bakmıyordu.
Aksine, endişeli ve içten görünüyorlardı."Size inanıyorum prens."
- ♔ -
"Çok uykum var."
Eğitim binasının geniş bahçesinde oturan arkadaşlarının yanına ilerlerken kurduğu cümle bu olmuştu genç prensin. Yorgundu.
Sonrasında prens Younghoon'un yanına oturarak kafasını prensin omzuna yaslamıştı.
Younghoon ise bir prensten çok uzak şekilde davranan arkadaşının kafasını iterek gülmüş ve ayaklanmıştı.
Heyecanlı görünüyordu. Chanhee gelmeden önce elindeki deftere not tutan arkadaşına bir şeyler anlatıyordu."Hadi ama Chanhee! Ne uykusu?. Bugün babam ziyaretime gelecek ve oldukça iyi görünmeliyim.
Eğitim binasına gidip bşraz daha çalışmalıyım."Chanhee derince bir nefes alırken güldü.
"İyi şanslar o zaman sana."
Oldukça enerjik görünen Younghoon arkadaşının içten dileğine sahici bir gülümseme sunarak binaya yöneldiğinde Juyeon oturduğu yerden kalkarak Chanhee'nin yanına oturmuş ve saden uykusu olduğunu düşündüğü arkadaşının kafasını omzuna yaslamasına izin vermişti.
Chanhee şaşırsada ses etmen bulduğu nadir huzurlu anlardan birnin bozulmaması için dua ederken Juyeon'un saçlarını okşaması, hala sızlayan saç diblerine ilaç gibi gelmişti.
Mırıldandı öylece.
"Teşekkür ederim."
- ♔ -
ŞİMDİ OKUDUĞUN
pembe saçlı katil kral / Tbz
FanfictionTacın üzerindeki taze kan, bir bir pembe saçlarının üzerine damlıyor ve onları kırmızıya boyuyordu. - tamamlandı - Bu fice oy vermek zorunda değilsiniz keyfiniz isterse yorum yapabilirsiniz