♔ - ö z e l b ö l ü m - ♔

206 36 11
                                    

- ♔ -

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

- ♔ -

- flashback -

"Lord!"

Kral Choi, düzensiz nefes alış verişlerinin arasında dudaklarından dökülen cümleler eşliğinde Lord Kevin'ın pianosu için özel olarak boşaltılmış salona giriş yaparken, kralının neşeli sesiyle irkilerek çaldığı besteyi bölmüştü Lord Kevin.

Merakla pembe saçları dağılmış vaziyette, elindeki taçla kendisine gülümseyen Kral Choi'ye bakmıştı.

"Çaldığım beste uykunuzu mu böldü?"

Gecenin en derin ve sessiz saatlerinde, Kral Choi'nin pek sevdiği bestelerinden birini çalıyordu.
Günün aymasına saatler kala son karanlık saatleriydi gecenin. Yakında ayacak olan gün için son çalınan bestesindeydi lord.
Kral Choi huzurlu bir uyku çeksin diye bestelerini uzattığı saatler olurdu....
Öyle görünüyor ki şimdide uzattığı saatlerden birindeydi.

Kral Choi onun için değerli bir dosttu. Tıpkı muhafız Changmin gibi o da sevgili kralının üzerine titrerdi.
Kral Choi güzel ve doğal görünüşünden ödün vermeksizin yine büyüleciydi.

Zarif ince parmakları camın ilerisini, havada uçuşan bir tüy misali yer yüzüne inen kar tanelerini işaret ediyordu.
Lord Kevin, kışın en sevdiği saatlerinden birini sırf kendisi için çaldığı beste yüzünden kaybetsin istememişti Kral Choi.

"Lord, bu derin gece size beyaz bir armağan bırakmış. Çaldığınız bestenin huzuru bulutlara kadar ulaşmış olmalı ki masum ve saf kar taneleri bestenizi daha yakından işitebilmek için yer yüzüne inmiş."

Kralın zarif cümleleri lordun gözlerinin kısılmasına, tıpkı bir çocuktan farksız neşesiyle yüzündeki güzelim gülümsemenin ise Lord Kevin'a da bulaşmasına neden olmuştu.

Lord Kevin çaldığı besteye öyle odaklanmıştı ki, neredeyse her tarafı camlarla kaplı olan salonda karın yağdını farkedememişti.

Eşşsiz bir manzaraydı.

Güneşin doğmasına saatler kala dünyaya gönderdiği saf ışık süzmeleri karlı geceye bir sanatçının bahşettiği küçük dokunuşlardan biri olmalıydı.

Kral Choi, Lord Kevin'ın karın yağışını izlemeyi sevdiğini bilirdi.
Öyle olmalı ki, gördüğü gibi Lord Kevin'a haber vermek üzere sıcak odasından ayrılarak salona uğramıştı.

Kral hala genç ve bir parçada küçük bir çocuktu.

Kral Choi'nin arkasından salona giren muhafızın kaşları çatılmıştı. Dostunun aksine hala uyanabilmiş değildi. Bu saatler uyanmak için fazla erkendi.

Gözleri değerli dostunun gülümsemesi ve bir diğer değerli dostunun kendisine verdiği selamla açılırken oda bulaşıcı olan bu gülümsemeyi dudaklarında konumlandırmıştı.

"Huzurlu görünüyor Lord. Öyle değil mi?"

Kralının cümlesi ile bakışlarını muhafız arkadaşından alan lord hızla kafasını sallamıştı.

"Öyle Kral. Fazla huzurlu ve sakin."

"Geçtiğim sonbahar, Changmin ile bahçede turlarken sizi yine burada gördük. Güzelim bestelerinizden birini çalıyordunuz. Bu sefer kar tanelerinin yerinde dökülen yapraklar vardı. Eşsiz bir manzaraydı lord. Huzurluydu. Ve sizinde bu huzur tatmanız gerekir diye düşündüm."

Uzun cümlesinin ardından piyanist lordun yanında bulmuştu bedenini Kral Choi. Kralın zarif parmakları ezbere bildiği besteyi çalmak için çoktan harekete geçerken yanında duran lorda bakmıştı gülümseyerek.

"Bu anın tadını çıkarmalısınız Lord Kevin. Sevgili dostlarımdan birinin bana her gün sunduğu bu armağını size bir kaç saatliğine dahi olsa sunmama izin verin."

Lordun gözleri hala girişte duran muhafızın gözlerini bulduğunda, muhafız Changmin sıcak bir gülümseme sunmuş ve kafasını olumlu anlamda sallayarak kralın lorda sunduğu bu huzurlu saatlerin tadını çıkarması için onu cesaretlendirmişti.

Şüphesiz Lord Kevin bunu hakeden sayılı insanlardan biriydi. Kimse kıymetli uykusunu kralı dahi olsa bir başkası için bölüp gecelerini ve hatta gündüzlerini piano çalarak heba etmezdi.

Lord Kevin bu durumdan hiçbir zaman şikayetçi olmamıştı. Dünya üzerindeki en huzurlu ve en güzel iş ondaydı sanki.

Kralının ona armağan ettiği saatlerin değeri pek büyüktü.

Muhafız Ji Changmin sonunda hareketlenirken, kral dostunun pianonun üzerine bıraktığı tacı parmakları arasına alarak pembe saç tutamlarına her zaman olduğu gibi yine kendisi yerleştirmişti.

Lord Kevin ses etmeden boydan camlarla çevrili salonun tam ortasına bağdaş kurarak oturmuş. Ona sunulan eşsiz manzaranın ve kralının kendisi için çaldığı bestenin güzelliği ile büyülenmişcesine kala kalmıştı.

Şüphesiz günün en güzel olayı, Lord Kevin'ın kral dostunun çaldığı besteye eşlik ettiği sesi olmuştu.
İçindeki huzur, sesine yansımış gibiydi.

Kral Choi çalıyor, Lord Kevin sesiyle eşlik ediyordu.

Muhafız Ji Changmin ise içinde bulunduğu kıymetli dakikaların bir daha hiçbir zaman geri gelmeyeceğini, hatta yaşanmayacağını biliyormuşçasına her bir saliseyi zihnine kaydetmek istiyordu.

Gün, Kralın zarif parmaklarının tuşlarda gezinmesiyle, Lordun eşsiz sesinin sarayın koridorlarını huzurla doldurması ve Muhafız Ji Changmin'in dünyanın en güzel sabahına bu şekilde uyanmasıyla başlamış, yine huzurla bitmişti.

Lord Kevin, Kral Choi'nin dostluğuna ve düşünceli kalbine bir kez daha hayran kalmıştı. Bir kez daha sevgili Kralına tamamen bağlanmıştı...

Lord Kevin bestelerini Kral Choi ölene dek çalacak, son nefesine kadarda çalmaya devam edecekti.

- ♔ -

- ♔ -

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
pembe saçlı katil kral / TbzHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin