MORNINGSTAR +18

KANLI KRALİÇE/ II.KİTAP

Başlayalım mı ?   :) 

Her zaman güçlü bir kadın olmanız dileğiyle.  SANDIĞINIZDAN ÇOK DAHA GÜÇLÜSÜNÜZ. 

İkinci kitabımı tüm kadınlara ithaf ediyor, evlatlarını kaybeden tüm ailelere baş sağlığı diliyorum. 

KANLI KRALİÇENİN YÜKSELİŞİ, KADINLARIN YÜKSELİŞİ OLMASI DİLEĞİYLE. 

(BÖLÜM ŞARKISI. TENET FİLMİ ÇOK GÜZELDİ. ÖNERİRİM. CHRISTOPHER NOLAN TEKRAR YETENEĞİNİ VE FİZİK KURALLARININ SINIRSIZLIĞINI BİZE YAŞATTI. ) 

CIEL CARTER'DAN/ KANLI KRALİÇE

-ŞEYTANIN EN BÜYÜK ZAAFI-

Sıcak.

Cehennem kadar sıcak.

Öyle ki güneş üzerimde sanki.

Gözlerim açık olsa da tek görebildiğim karanlık. 

Görüşümün aksine zihnim bir kağıt gibi bembeyaz.

Ellerimle bedenimi sardığımda parmaklarımı kaplayan yapışkan sıvı beni bulanık kesitlere götürdü. 

Cennet.

Lucifer.

Onun ıslak öpücükleri ve cehennem sıcağı dokunuşları. 

Zihnim kesik anılarla dolup taşarken etrafa yayılan kan ve kül kokusu beni yeterince geriyordu. Neler oluyordu neredeydim ben??

Derin bir nefes çektim içime göz kapaklarımı sımsıkı yumdum ve her şeyin bir halüsinasyon olduğuna inandırdım kendimi ta ki o sesi duyana dek. 

Yılanın tıslamasını aratmayacak bir ses. 

Adım seslerine karışan sürtünme sesleri. 

Tıssss....

Yılan tıslamasını duymamla korkuyla ayaklarımın geriye doğru gitmesi, soluğumun aynı anda kesilmesi saniyelerimi almıştı sadece. Ayaklarım tekrar yapışkan ılık suda dans ediyor görüşümün olmaması nedeniyle ne yapacağımı bilmiyordum. Korkuyordum. Yılanın tıslamasını daha yakından geldiğini anladığımdaysa ağzımdan kaçan çığlığa engel olamadım.  Sonradan algılayabildiğim cılız bir ses 'lütfen' diyordu, lütfen gelme. 

Bu ses bendim. ''lütfen, lütfen gelme.'' Aralıksız bir şekilde başımı sallıyor yapışkan gölette daha da geriye giderken aslında derine batıyordum. 

Adım sesleri sonunda sesimi duymuş olacak ki durmuştu. Aynı zamanda tıslama ve sürünme sesi de ama tam o an geç de olsa anladığım bir şey olmuştu. İçinde bulunduğum su küçük küçük dalgalarla bedenime çarpıyor yükseliyordu. 

Yılan suyun üzerinde yüzüyor bana doğru geliyordu.  

Geriye doğru giden her adımımda daha da batıyordum bu yapışkan bataklığa. 

tısss...

''kkra..lliçemm...'' 

Sessizliği bir bıçak gibi kesen bu tıslamalı ses yılana ait olamazdı değil mi?  Yılanlar sağırdı, işitemez veya konuşamazlardı. 

''ka..nnlı kkrali..ççem'' 

Bu korkunç tıslamayı daha fazla duymak istemezcesine kollarımla kulaklarımı örttüm ve