MEDYA: KANLI KRALİÇE VE ARKASINDAKİ TABLO GRİS
GEÇİŞ BÖLÜMÜ OLDUĞU İÇİN HİKAYE KISA. GELECEK BÖLÜM DAHA UZUN OLACAK. ANLAYIŞINIZ İÇİN TEŞEKKÜR EDERİM.
BU BÖLÜMÜ HER ZAMAN YANIMDA OLAN SADIK VE YARDIMSEVER OKUYUCUM Elvinna'ya ithaf ediyorum. Teşekkür ederim :)
BİR KADININ NARİN VÜCUDU AMA BİR KRALIN RUHU
Kör adımlarımla düşe kalka yürüyebildiğim yollarda yanımda sadece Beelzebub ve yanımda sürünerek bana eşlik eden Gris'in tıslamaları, derisinin zemini dövüşünün sesi yankılanıyordu. Beelzebub'ın üzerime ne zaman örttüğünü bilmediğim bir tül ile çıplaklığım kapatılmış kısa sürede tüm vücudumu içine çeken gölden çıkarılmıştım. Şu an bilmediğim bu yollarda yürürken sadece mantığımla hareket ediyor yanımda olan tek iki varlığa güveniyordum.
Şeytanın adamlarına.
Ne zamandır hissetmediğim vicdanım ve içimi sarmayı unutan o sıcaklık ile elim kalbime doğru gitti. Dokunduğum nokta elimin altında bir acıya kavuşurken ağzımdan kaçan acı dolu iniltileri Beelzebub duymuş olmalı ki uzun tırnakları bileğimi yakalamış bedenimin o uzvuyla olan temasımı kesmişti.
- Neden diye sorabilmiştim sadece?
aldığım cevapsa sadece
'' gözlerinizi ve hafızanızı geri kazanınca anlayacaksınız kraliçem'' olmuştu.
SONUÇTA TÜM UNUTMAK İSTEDİKLERİMİZ BİR GÜN MUTLAKA GÜN YÜZÜNE ÇIKARDI DEĞİL Mİ?
&
Etrafımda sürekliliğini koruyan tüm karmaşalara karşı kendimi kapatmış, bana teslim edilen odanın içerisinde yerimde sayıyordum. Zihnimde son anlarıma doğru kesik kesik görüntüler başıma kısa ama etkili ağrılara sebep olurken odadaki sessizliği bozan tek şey Gris'in tıslamaları ve şömine olduğunu düşündüğüm ısı kaynağından gelen alevlerin harlanmasıydı. Durumum ne kadar ironikti. Tüm insanlık cehennemden, şeytandan kaçmaya çalışırken ben kendimi her şeyin merkezinde bulmuş, cehennem kuyularına ait olmak için doğmuştum.
Gözlerimin görmediği, hafızamın hatırlamadığı anılara hapsolmuş resmen şeytanın vicdanına mahkum olmuştum. Beelzebub beni kolumdan tuttuğu gibi uzun bir koridorda sürüklemiş şu an da bulunduğum odanın kapının önüne kadar yanımda kalmıştı. Görmeyen gözlerim dokun dedi. Hisset.
Farkında olmadan havalanan avuçlarım kapının işlemeli desenlerinin üzerine kapandı. Kabarık desenlerin üzerinde bir aşağıya bir yukarıya doğru giden parmaklarım kapının daha doğrusu kapıyı koruyan varlığın bilinciyle hemen geriye çekildi. Hızlı çekilmemle Beelzebub beni düşmeden belimden yakalamış, duruşumu düzeltmişti. Buğulu gören gözlerimi tam karşıma dikip,
- nasıl olur bu? Cehennemde bir melek!!! nasıl mümkün bu!!
Benim şaşkınlığıma karşı havayı kesen şey sadece Beelzebub'ın kıkırdamalarıydı. Sonunda konuşabilecek imkanı yakaladığında,
- ah, gerçekten doğruymuş.
- ne? ne doğruymuş?
- bu kapı sevgili kraliçem, tıpkı söylediğiniz gibi lanetli cehennem topraklarına aykırı. Ama hissettiğiniz ve de yakın zamanda göreceğinizi umut ettiğim bu melek kabartması sizin kaderiniz lordumuzunkiyle birleştiği anda ortaya çıktı. Cehennemdeki cennet, şeytanın kayıp cenneti sizdiniz. Ne ben ne de başka bir iblis bu kapıdan içeriye adımını hiç atamadı. Çünkü melek, melek ardında sizin için olan odayı koruyor. Sadece siz kendiniz izin verdiğiniz sürece bizler bu noktadan ötesine adım atabilir odanızda bulunabiliriz, ne bundan fazlası ne de ötesi. Ayrıca şunu da eklemek isterim ki kraliçem, o kapıya şu ana dek dokunan ne şeytanlar ne de ruhlar oldu ama hepsinin sonu görmüş olduğunuz kabartmanın içine çekilmekle sonuçlandı. Meleği güçlü yapan da bu ya zaten. İçine aldığı her bir ruhla daha da güçleniyor, ardına ulaşılmaz bir savaş kalesi görevi görüyor anlayacağınız.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MORNINGSTAR +18
FantasyVe şeytan sözünü ilk kez tuttu. Cenneti cehenneme getirmişti. Sonuçta şeytan da bir melekti değil mi? #LUCIFER# -1- (29.10.2019)