Kesit/ GÜNAHKAR ARZULAR

1.6K 97 11
                                    


Şeytan ateşi aratmayan gözlerine yakışır bir gülümseme koydu yüzüne ve önünde diz çöken iblisiyle aynı hizaya gelirken eğildi. Korkudan soluğu kesilen Beelzebub olduğu yerde hareketsizce dururken tek yapabileceği şey beklemek oldu.

- seni tek bir şartla affederim dedi Şeytan ve bunu yaparken sol avucunun elini Beelzebub'ın bir zamanlar kanatlarının bulunduğu ama şimdiyse sadece iki derin yara izinden ibaret olan kürek kemiklerinin arasına bastırmıştı. Yarasının üzerine sinen kor gibi ateşi hisseden iblis acıdan kıvransa da şeytanın karşısında sadece soğuk soğuk terlemekle yetinmiş, efendisinin avucundaki cehennem ateşinin hissiyatı gelecekteki başarısız olma ihtimaline karşılık küçük bir uyarıydı sadece.

- eğer orta dünyaya adım atmama, Ciel'e ulaşabilmeme bir yol bulursan seni affederim. Bana öyle bir çözümle gel ki cehennemde zincirli olan bedenim özgür kılınsın, şeytan tüm varlığıyla orta dünyayı kasıp kavursun.

Lordunun kendisinden imkansızı istediğini biliyordu Beelzebub ama o da biliyordu ki Efendisi her zaman imkansızı ister, diğerlerini kendisine mahkum kılmak isterdi.

Melek ya da şeytan hali fark etmeksizin.

Beelzebub yapabileceği tek şeyi yapıp efendisinin arzusunu onaylamakla yetinebildi. Ama bunu nasıl , kimle veya ne ile başarabileceğini bilmiyordu. Onu korkutan da buydu ya zaten bilinmezliğe giden yolda kendisini şeytanın kollarında bulmaktı.

Efendisinin tekrar yer altına karışmadan önceki son sözleri suratında tokat etkisi yapmıştı.

'' Sonucu ne olursa olsun, o kadın benim. Ve ben, bana ait olan bir şeyi daha kaybetmeyi hiç ama hiç istemiyorum. En kısa sürede isteklerimi yerine getir Beelzebub, yoksa neler olacağını biliyorsun. ''

Gayet iyi biliyordu iblis, o kadar iyi anlıyordu ki başına gelebilecekleri ne zaman ellerine bir melek geçse onu cehennem silahıyla küllerine ayırmaktan zevk alan bu şeytani varlık şimdiyse yerini savmak için can atıyor, av konumundan avcı konumuna gelebilmek için bir an önce harekete geçmeye hazırlanıyordu. Tıpkı efendisinin de dediği gibi, sonucu ne olursa olsun.

İblisin düşünce çatışmasını bölen şey lordunun ani çıkışıyla yükselen sesi oldu.

'' ah, neredeyse unutuyordum. Bir daha ki buluşmamızda hatırlat da cezanı keseyim Beelzebub. Cehennem benim zindanım olabilir ama sadece bana ait. Benim. Tıpkı senin de bana ait olduğun gibi. Bana yaptığın bu saygısızlıktan dolayı cezalandıracaksın.'' dedi ve kayboldu.

Gerisi Cehennem tazısı olan Hades'in hırlamaları ve gecenin sessizliğini bölen kırılan kemiklerin sesleriydi. 

Parmaklarının arasında çevirdiği tüyün tenine değen her bir noktası ona huzur veriyordu sebepsizce. Hayata karşı olan tepkisizliğinin tek sebebi yine hayatın kendisine sunduğun sınavlardı elbette. Tüm olanları görmezden gelemezdi elbet ama ne kadar uğraşsa da daha derin olayların içerisine karışıyor, kendi canıyla test ediliyordu. Bu yüzden her şeyi zamana bırakmaya karar verdi.

Derin bir iç çekerken bakışlarını hiç ayırmadığı tüye ithafen

''evet, her şeyi oluruna bırakmalıyım. Ne de olsa kimse kaderinden kaçamaz.''

Sessiz odasında kendi kendisine söz veren kızın ağzından çıkan cümleleri yalnız o değil bir melek ve de bir iblis şahitlik etmişti.

Ciel'in de dediği gibi kaderinizden kaçamazsınız, kendisi de ne evinin çatısına tüneyen melekten ne de onun arkasında saklı duran şeytandan habersizdi.

VE DE KAPISINA DAYANAN KADERİNDEN.

CENNETİ, CEHENNEME SÜRÜKLEYECEK OLAN KADERİNDEN.



MORNINGSTAR +18Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin