Işte bu Carter'ın uyandiği andı.Bir an yatakta hiç kimildamadan yatip üzerindeki beyaz tavana baktı.Rüyasında bir çocuk...Onu tanıyor mu? Belki tanıyordu,belki de tanımıyordu.Fakat kesinlikle arada bir bağ vardı.Çocuk her kimse kapatıldı ve carter bununla bir ilişki kurabilirdi.Doğrulup etrafına baktı.Bu odada televizyon yoktu,ayrıca karanlıkta değildi.Pencereden içeri ışık suzuluyordu.Odada bir masa ,bir komodin ve üzerinde aynası olan bir lavabo vardı.Duvarda bir tablo bile asılıydı.kasenin içindeki suyu yalayan bir köpek resmiydi bu.Ruyasindaki çocuğun köpeği var miydi? Hayır cunku annesinin köpek tuyune alerjisi vardı.Ama bunu bilemezdi değil mi? Tabi eğer çocuğu tanimiyorsa .Her neyse altustu bit ruyaydi ışte.Sanki hafızasından cikarabilecekmis gibi başını güçlü bir şekilde sağa sola salladiysada aklından çıkarabileceğini sanmıyordu.Her zaman öyle oluyordu.Rüyaları hatırlamak istemiyordu,su ana odaklanması gerekiyordu.Örneğin adina.Carter Street.Herkes ona böyle hitap ediyordu.Ve su an kaldığı yer ...Koruyucu ailenin evinde değildi.Vw madam Meadowbrook Ortaokulundaki "Seçilmişler Sinifi"ndada değildi.Sonra aklına geldi,başı derde giren gençlerin kaldığı uyum evindeydi.Başı dertte miydi? Bunu bilmiyor ve hatta umarsamiyordu.Tehlikede değildi kesinlikle bildiği onu ilgilendiren kısmı da buydu.Aç değildi ,başını sokacak bit çatısı ve uyuyacagi bir yatağı vardı.Aç değildi belki biraz aç olabilirdi ama kısa süre sonra bir şey yiyeceğini bildiği için her şey yolundaydi .Yataktan kalkıp lavaboya gitti ve plastik bir bardağa musluktan du doldurdu.Bardağı bir çiçeğin durduğu pencere pervazina koydu.Carter geldiğinde bu çiçek yoktu.Üzerinde "seni özlüyoruz" yazan notla madam göndermişti.Bu kelimeler ona çok sey ifade etmiyordu.Birileri onu nasıl özlüyordu ki ? Fiziksel olarak o sınıfta olsa bile gerçek anlamda orada değildi.Her nerdeyse nadiren bir yerde oluyordu.Sınıf üzerinde hiçbir etkisi yoktu ve hiç kimse ona dikkat etmiyordu.Carter' in orada olup olmadığına bile dikkat etmiyorlardı.Çiçekle birlikte bir kağıt daha gelmiş ,çiçeğe nasıl bakilacagi yazıyordu.Onu ılık bir ortamda tutması ve her gün sulamasi gerekiyordu.Beslenme yada korunma gibi başka ihtiyaçlari yoktu.Tıpkı carter street gibi.Çiçeği suladiktan sonra üç gün önce oraya vardigidan beri yaptığı düzene devam etti.Yüzünü yikadi,dişlerini fircaladi ve üzerini giyindi.Ardından dışarı çıkıp kapıyı kapadı.Sağa döndu ve köşeye ilerledi.Odalardan çıkan diğer çocuklari fark etti ve onlarla aynı yöne gidiyordu.Ama hiçbiriyle konuşmadı.Istese bile konusamazdi.Merdivenletden aşağı indi ve solundaki odaya girdi.Girişte gülümseyen bir adam "Günaydın Carter " dedi.Bu bir soru ya da istek değildi, bu yüzden Carter' ın bir şey yapması gerekmiyordu.Hizmet alanına yürüdü.Bakalım Dr . Paley bugün Carter' a ne yapacaktı ve ya ne konusacakti...