5.Bölüm

163 11 17
                                    

#Hepimiz birimiz için

Sanırım yakalanmamız an meselesiydi... Jughead'e baktım. Şimdi hızla kutudaki resimleri eski haline getiriyor ve çekmeceye koyuyordu. O kutu da bu resimden fazlası vardı ve hepsini görmemiz şarttı. Ancak şuan yapacak hiçbir şey yoktu. Ayak seslerini dinledim ve kapının oraya gidip yukarı gelecekler mi diye gizlice izlemeye koyuldum. Ah tabi ki geleceksiniz burası sizin eviniz. Merdivenleri çıkarken bir yandan da bir konu hakkında tartışıyorlardı. 

Janna. Starı duydun, eğer bizim çocuklar olanları öğrenirse kıyamet kopar.

Tom. Belki öyle belki de değil. Her halükarda aramızda kalsa herkes için daha iyi.

Janna. Aynı fikirdeyim. Jughead'in yaptıklarımızı öğrenmesini istemiyorum.

Tom. Sahi o nerde? Evde olmayacak mıydı bugün?

Janna. Çıkmıştır, neyse ben arkasını toplayayım.

Tom. Bende çalışma odamda olacağım, gelirsin.

Janna. Tamam.

Olamaz! Buraya geliyordu! Hemen saklanmalıydık. Etrafa bakındım. Jughead sessizce eşya dolabını gösterdi. Evet en mantıklısı buydu. Hemen dolaba girdik ve hemen arkamızdan Tom amca içeri girdi. Üzerinde ki ceketi askılığa astı ve masasına geçti. Şimdi arkasına yaslanmış telefonu ile uğraşıyordu. Sahi, ben telefonumu sessize almamıştım. Ah daha da kötüsü benim köpecikler salonda kalmıştı. İşte şimdi fena halde faka basmıştım. Yakalanmama ramak kalmıştı. Açık ve net. Ben bu düşünceler ile daha da tedirgin bir hal alırken Jughead de kulağıma yaklaştı ve fısıldayarak "Köpekler için endişeleniyorsan endişelenme. Sizin köpekler hep bizim eve giriyor zaten." dedi. Şaşırmamış sayılamazdım. Bu nasıl oluyordu ki? Araştırılacak başka bir gizem daha ortaya çıkmıştı. Sonraya bıraktım ve şuan ki soruna odaklandım. Basit bir eşya dolabında Jughead ile tıkalı kalmıştım ve Tom amcanın da buradan ayrılacağını hiç sanmıyordum. Ta ki...

Janna. *Bağırarak*Tom Star'ın köpekleri yine bizim evdeler.

Tom. Nasıl ya, nasıl her zaman burayı bulabiliyorlar?

Janna. Buraya gel de götür.

Götürmek mi! Annem onları gezdirmediğimi anlar ve mahvolurum!

Jughead. *Yine fısıldayarak* Bir planım var ama bana güvenmelisin.

Esterelia. *Fısıldayarak* Tamam ama acele et, her an yakalanabiliriz.

Jughead. Yakalanmaktan mı korkuyorsun yoksa benimle yakalanmaktan mı?

Esterelia. İkisinden de.

Tom. Geliyorum Janna.

Sonunda gidiyordu. Kapının kilidinin açık olmasına nasıl şaşırtmadığını sormayacaktım bile. Ve... gitmişti. Gider gitmez dolaptan çıktık. Dolaptan çıkmıştık belki ama evden nasıl çıkacaktık?

Jughead. Odama gidelim.

Esterelia. Ne, neden?

Jughead. Güven bana Prenses.

Esterelia. Bir kez daha Prenses dersen bu işe sensiz devam ederim Jug.

Jughead. Peki peki. Hadi!

Dediğini yaptık ve odasına geçtik. Tahmin ettiğim gibi hala dağınık takılıyordu. Çalışma masasının üzerinde ki ıvır zıvırı kenara çekti ve camını açtı.

Jughead. Babam köpekleri götürmeden aşağı insek iyi olacak.

Esterelia. Camdan mı?!

Jughead. Odamın önünde sarmaşık var. Her gece nasıl kolayca kaçıyorum sanıyorsun?

Esterelia. Siz nereye taşınırsanız taşının sen hep bir yolunu buluyorsun maşallah.

Jughead. Hadi, korkma düşersen tutarım.

Bunu der demez ilk inmeye koyuldu. Çokta yüksek sayılmazdı. Yapabilirdim. Ondan hemen sonra tutundum ve yavaşça inmeye koyuldum.

Jughead. Biraz hızlı olsan iyi edersin, babam çıkmadan yakalasak iyi ederiz.

Esterelia. Hey ben her gün evden kaçmıyorum.

Jughead. Ama kaçmalısın. Nasıl bir duygu? Nasıl hissediyorsun?

Esterelia. Berbat.

Jughead. Ben kuralları çiğnerken demek istemiştim. Kusursuz Prenses Esterelia Diaz Butterfly kuralları çiğniyor.

Esterelia. Ow öyle desene. *Aşağıya iner ve üzerini sirkeler* Berbat.

Sonunda inmiştim. Elimi tuttu ve İkimiz de hızla ve çaktırmadan ön kapıya doğru gittik. Hemen zile bastım. Kapıyı benim tatlışlarımı tutan Tom amca açtı.

Tom. Esterelia, burada ne işin var?

Esterelia. Şey biz... Şey yapıyorduk ve sonra.. Şey işte-

Jughead. Esterelia ve ben yeni arkadaşlarım ile birlikteydik. Zamanın nasıl geçtiğini fark etmedik. Koca bebekleri de o bıraktı. Umarım kızmamışsınızdır. 

Tom. A hayır sorun yok. Pekala işte köpeklerin.

Tasmaları kapar kapmaz Jughead'a teşekkür dolu bir bakış attım ve yoluma gittim. Çok hızlı bir yalan uydurabildiği de bir gerçekti. Ben giderken o da içeri geçmişti. Ev yolu boyunca düşündüm. Şimdi elimizde gizli bir gerçek yani bir gizem vardı ve bu büyük ihtimal ile herkesin ebeveynlerini konu alıyordu. Yani bu durumda herkes ile birlikte bu gizemi çözmeliydik. Ancak bu şekilde gerçekten Mewni ve Dünya ya yardım edebilirdik. Bu öğleden sonra için tanıdığım ve gerçekten yardım edebilecek herkese mesaj attım ve eve gelir gelmez köpeciklerimin tasmalarını açtım ve annemin sorgulu hallerine yakalanmak istemediğimden hemen tüydüm. Herkesi Mewni ve Dünya'nın tam ortasında olan kafeye çağırmıştım. Erkenden gitmenin kime ne zararı vardı ki...

Kafeye gelir gelmez her zaman oturduğumuz masaya geçtim. Bana ancak gerçek dostlarım yardım edebilirdi. Onlar da şimdi geliyordu işte... Anneciğimin kadim dostu Boynuz kafa'nın kızı Olga, Halam Mariposa, Dünyalı dostum (Jackie'nin oğlu) Micheal ve tabi ki olmazsa olmaz Jughead. Sonunda hepimiz bir aradaydık.

Olga. Neler oluyor Esterelia neden hepimizi buraya çağırdın?

Esterelia. Sizi buraya ailelerimizin sakladığı sırrı çözmek için, birlik olmak için çağırdım. Bir şey saklıyorlar hem de büyük bir şey.

Micheal. Bundan emin misin?

Esterelia. Tertemiz bir su kadar net ve berrak.

Jughead. Hadi ama millet siz de eminim ki hissetmişsinizdir. Herkes bir şey saklıyor.  Bu yeni Mewya düşündüğümüzden de çok sır barındırıyor. Bu düğümleri beraber çözmeye ne dersiniz?

Şimdi hepsi sessizce düşünüyordu. Şuan tek istediğim kabul etmeleriydi. Ah hayır, tek istediğim bu değildi. Bir de Halamın bunu babama söylemeyeceğinden emin oldum mu tamamdı.

Esterelia. Ne diyorsunuz?

Jughead. Onları bilmem ama ben varım.

Olga. Tamam, senin için her şeyi yaparım kızım.

Micheal. Bende varım.

Esterelia. Peki sen Hala?

Mariposa. Yardım ederim ama sizde bana ederseniz.

Esterelia. Ne konuda?

Mariposa. Meteora konusunda, benimle konuşmuyor.

Anlaştık anlamında başımı salladım. Peşim sıra Jughead ayağa kalktı ve elini uzattı. Ne yapmak istediğini anlamıştık. Bende elimi onun elinin üzerine koydum. Peşim sıra Micheal, Mariposa ve Olga da tam ellerimizin üzerinde durunca şimdi tam olmuştuk. Hepimiz birimiz için...


-
-
-
Diğer kitaplarıma da bakarsanız beni çok mutlu edersiniz.

Star Kötü Güçlere Karşı Sihirin ZamanıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin