10.Bölüm

120 12 7
                                    

#Görev

Esterelia. Ailelerimiz... Bizden düşündüğümüzden bile çok şey saklıyorlar. Bu kadar, canıma tak etti artık! Gidip bir şeyler öğrenmezsem kafayı yerim.

Jughead. Pekala, nereye bakacağız?

Esterelia. Sen söyledin, notta daha önce olan bir şey diyor. Bu durumda Mewya sakinleri ile konuşmalıyız. Belki de bilen birileri vardır bu olayları. Eskiden kimin yaptığını ve ne yaptığını öğrenirsek şimdi aynı şeyi yapan kişiyi de buluruz.

Olga. Ah boncuğum kızgınken kafan çok iyi çalışıyor.

Oturduğum yerden kalktım ve hızla annemlere görünmeden arka kapıdan gittik. Olga ve Jughead de benimle geliyordu. Buna sevinmiştim aslında yalnız olmak istemiyordum özellikle de böyle bir zamanda.

Jughead. Yaşlı bir canavar bulmalıyız, ama kim...

Esterelia. Belki de canavar olması gerekmiyordur... Sanırım kime gideceğimizi buldum.

Daha fazla bir şey demedim ve onlar ile beraber yola koyuldum. Yol boyunca Olga ve Jughead kendi aralarında hararetli ama alakasız şeyler üzerine bir konuşmaya girdiler. Aldırmadım. Bir süre sonra sonunda gelmiştik. Neyse ki dedem ve ninem saraya yakın oturuyorlardı. Eclipsa hepimizi saraya yakın tutmuştu. Olası sorunlara karşı...

Olga. Yapma ama kızım River amca mı, o ne bilecek ki?

Esterelia. Tabi ki her şeyi. Ağzı görünmez bir yemin ile bağlı olmayan ama her şeyi gören tek Mewsan o. Ailelerimize yakın biri ve her şeyi bilme olasılığı daha fazla. Onunla konuşmalıyız.

Jughead. Hazır gelmişken karşı koyulamaz cazibede ki ilişkimizden mi bahsetsek, ne dersin Esterelia?

Esterelia *Yanakları kızarır ve belli etmemek için kapıyı çalar.* Tabi ki böyle saçma bir şey yok ve böyle bir şey yapmayacağım.

Jughead. Umm sen bilirsin sadece bir teklifti.

Ona mümkün olduğunca kulak asmamaya gayret ettim. Az sonra dedem kapıyı açtı. 

River. Oo sen mi geldin hoş geldin Star!

Esterelia. Ben torununum dede, Esterelia.

River. A doğru doğru... O kadar ısrar ettim adını Star koysun diye, beni hiç dinlemedi.

Esterelia. İçeri gelebilir miyiz?

River. Tabi buyurun.

Yaşlılık... O kadar yaşlanmıştı ki... Bize bir şey söylese bile farkına varmayacak kadar yaşlıydı. 

Esterelia. Ninem yok mu?

River. O şeye gitti... Görmüş cam balosu... Güneş can balosu... Neydi...?

Esterelia. Gümüş çan balosu.

River. Hah doğru.

Doğru ya o da oradaydı... Bazen gerçekten kör olabiliyordum. Bu bir fırsattı. Onu yalnız yakalamamız bizim için bir şanstı... Hep beraber salona oturduk ve o kalkıp kibarlık yapmak istemeden -Bir şeyler ikram etmek istemeden- konuya girdim.

Esterelia. Aslında sana bir kaç sorum olacaktı dedeciğim.

River. Ne hakkında?

Olga. Bugün boz kurbağanın cesedi sarayın önüne geldi. Kimin yaptığını biliyorsan konuş ya da sonsuza dek sus!

Esterelia. Olga!

River. Boz kurbağa öldü mü... Buna çok üzüldüm çocuklar ama kimin yaptığını ben nereden bilebilirim ki?

Jughead. Boz kurbağanın ağzında bir not bulduk. Yani buldular. Üzerinde daha önce yarım bıraktığım işe son verme vaktim geldi yazıyordu. 

River. Hmm...

Şimdi uzun bir süre sessizlik olmuştu. Üzerine çok da gitmek istemiyordum ama bir şeyler öğrenmezsem delirirdim. Birden ayaklandı ve içeride bir odada kayboldu . Bunu fırsat bildim ve Olgayı çimdirdim. 

Esterelia. Ne yapıyorsun! O yaşlı bir adam kalbine inebilirdi.

Olga. Ah hadi ama bu acıttı. Bir daha kulağımı sıkma.

Jughead. Sizce nereye gitti?

Esterelia. Bilmiyorum.

Ben daha cümlemi yeni bitirmiştim ki elinde bir dolu gazete ile geri döndü. Gazeteleri masaya bıraktıktan sonra da derin bir of çekti ve yanıma oturdu. İşte o an bir şeyler anlatacağını anladığım andı.

River. Bunlar çok öncesine ait gazeteler. Moon bu şeyleri saklamaya bayılıyor. Siz biri öldü deyince benim de aklıma şu haber geldi... (Gazetelerin arasından sayarak birini çeker) yıllar önce de bir insan ölmüştü hem de dediğiniz gibi üzerinde bir not ile.

Jughead. Notta ne yazıyormuş?

River. (Gazetedeki bir yazıyı okur) Genç eğitmen canavar bölgesinde ölü bulundu. Ağzının içerisinde bir not vardı. Buruşturulmuş, şöyle yazıyordu; Beni kurtarın, bir canavar peşimde...

Esterelia. Adamın resmi var mı?

River. Evet bakabilirsiniz.

Gazeteyi bize uzatır uzatmaz tanımıştım onu. Bu babamın karate eğitmeni sensei (ismini unuttum sadece sensei diyeceğim) di. Aynı boz kurbağa gibi çeşitli yerlerinden kesilerek ölmüştü. Ama babam bana bundan neden hiç bahsetmemişti?

Esterelia. Yani onu bir canavar mı bu hale getirmiş?

River. Söylentilere göre öyle ama bana kalırsa palavra. O dönem... Star benim küçük kızım sen yaşlardaydı ve sihir yeni yok edilmişti. Kimse birbirine uyum sağlayamıyor, alışamıyordu. O dönem ormanda bir ceset daha bulunmuştu ve o da bir canavardı. Yanlış hatırlamıyorsam... Bir çocuktu, evet küçük bir canavar çocuk. Neyse daha sonra Mewsanlar canavarlara destek oldu ve dünyalıları suçladı. Dünyalılar da hali hazırda bizi. O günden beri insanlar ve Mewsanlar düşman. Araya kan girdi.

Şimdi her şeyi daha iyi anlıyordum. Olaylar gerçekten daha önce de tekrarlamıştı. Peki ya şimdi tekrar oluyorsa? Ya gerçekten insanlar ölecek ise...

-
-
-
Diğer kitaplarıma da bakarsanız beni çok mutlu edersiniz.


Star Kötü Güçlere Karşı Sihirin ZamanıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin