|Geçmişin katranında boğuluyorum.Çırpındıkça okyanusun en dibine çekiliyordum.
Acıların çoğu ruhumuzun dibindeki sevgisizlikten besleniyordu.Ve bir çoğuda güveni deniz olan inancımızın içinde ceset taşıyordu.
Benim için acının bir değeri yada terasizi yoktu.Benim acım hayatımda intihara teşebbüs edilecek kadar ağırsa,bu senin hayatında eline batmış cam kesiği olabilirdi.
Acılar sahiplerine göre yükler alırlardı bence.
Geçmişim elimdeki jiletlere bakarak acısını ona katlarken ben elimdekilerle geleceğimin sonunu hazırlıyordum.
Umut,acısı olduğu beni, bileklerime mıhlarken ne demeye çalıştığını anlamaya başlıyordum.
Umut, bileklerimden akan kan değil geçmişin siyah katranıydı.
Bileklerimde acının kol gezdiği geçmişin zifiri jilet izleri vardı.
Kabuk bağlamış sonra geçmişti.
Peki neden acısı buram buram yüreğimdeydi...Yüreğimde de jilet izleri vardı sanki ve kesiklerin adı Anne'ydi.
Kesik bileğimde akan sıvı kan değil.Geçmişin gözyaşlarıydı.
Takvim yapraklarını geçmişe davet etti.Geçmiş gözlerimin önüne gelirken mezarım olan gözlerimi yumdum. Ve yavaşça yutkundum.
18/07/1997
Odamda,başımı yatak başlığına yaslarken pencereden akan yağmur izlerini takip ediyordum.
Hissizlik,kendime ve damarlarıma aşıladığım bu kelime beni bitiriyordu. Tepkilerim yoktu ama kafamım içi cenazeydi.Gözlerim ruhsuzdu.
Yağan yağmur hızlanırken düşüncelerimin hızıda icraata dökülmeye başladığını hissettim.Yatağımın üstünde jiletler vardı.
Yüreğimde damgalamışlardı. Bende bileğime damgalasam birşey olmazdı.Belki kendime zarar versem,annem görüp öperdi.Yüreğimin acısını silerdi gözlerimden...
Annem kilitlediğim kapının ardından hakaretlerini sayıklarken önümü gözyaşlarımdan göremiyordum.
"Keşke ölsen de senden kurtulsam,Zaten faydan yok oksijen israfı seni,Geber!"Bağırarak söylediği kelimeler yüreğimi delip geçiyordu.
Gözyaşlarım çeneme doğru giderken ellerimle yüzümü sildim.Yatağımın kenarında ki jiletler bana göz kırparken dayanmayıp elime aldım hepsini...
Zaten ruhum yara bere içindeydi.Bedeniminde bundan faydalanması gerekirdi değil mi?Uzun kollu tişörtümü dirseklerime kadar sıyırdım.
Jiletler ruhumun kesikleriydi.
Sol bileğimin nabzının bir karış üstüne bir çizik,
Ruhumun ilk kesiği Anne'm...
Kanlar avuç içlerime dolarken acıdan değilde hissizlikten ağlıyordum.Kanın kırmızısı yatağımı süslerken acısı yüreğimi dağlıyordu.Bir çizik daha,
Ruhumun ikinci kesiği inancımın katledildiği adıydı...Ve bir tane daha,ruhumun binlerce kesiği sol bileğimde toplanmıştı.
Ben umudumu bileklerime asmıştım.Umudum kan yoluyla avuçlarıma akarken artık hıçkırıyordum.
Kısık bir sesle fısıldadım.
"Anne,ne yaparsam yapayım olmuyor.Bana verdiğin acı gibi ağlatmıyor."Kanlar yatağımda içinde gölcükler oluştururken sol bileğimi hissetmiyordum...
Sanki kan kaybından değilde sevgisizliğin kalbimde ektiği köklerden ölüyordum...
(Yazar Anlatımı)
Tanrı,kadının bileğindeki kanı sildi gökyüzünden.
Artık gökyüzünde yağmur değil.
Bir kadının gözyaşları damlıyordu yeryüzüne...Melekler ruhu küçük kızın bileğine sarılıp ağıt yakıyordu.
Şeytanlar gülümsemeleriyle günaha davet ediyordu kendilerini.
Bir melek geldi,kanatlarıyla izleri sakladı.Kadın gülümsemeleriyle maskeledi acısını.
Gece saçlı kadın bileğinde yıldızları söndürdü.Gözlerindeki ay intihar etti.
Geceyi avuçlarından sildi.Kadın o an kan kaybından ölürken sadece tanrıya bir gülümseme bahşetti.
Tanrı şahitti;
Küçük kız çocuğu annesinin bileklerinde intihar,gökyüzünde yaralanmıştı.Geceler buz gibiydi artık.
Müzikler durdu.
Onu yazan yazar parmaklarındaki teri silmeden bekledi.
Yağmur aniden kesildi.
Sabahlar gözlerde artık yoktu.O gün küçük kızın mezarı odası,tabutu annesinin göz kapaklarıydı.
Kadın yeryüzünden silinirken fısıldadı.
"Anne,yüreğimdeki yarayı kapatmadın o zaman bileklerime astığım yarayı kapat..."Kadın gözlerini yumdu.
Her gözyaşı bileklerine akarken umudun kamçısı avuçlarına takıldı...Ve o an aniden bir ses geldi...
Kilitli kapının kırılma sesi...
Umut,bileklerinde tekrar yeşerdi..
Kadın gözlerini zorlukla açtı.
Ve bir melek bir meleği uçuruma bir adım kala kurtardı.
Saniyeler,saliselere bölündü.
Müzikler çalmaya başladı.
Onu yazan yazar parmaklarındaki teri sildi.
Yağmur yağmaya başladı.
Sabahlar gözlerinde ağırmaya başladı.Takvimler yapraklarını geleceğe döndürdü...
Ve umut yeniden bir kadının toprağında çiçek açtı...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KIRIK KANATLAR MÂBEDİ
AcakUmut, Bir Meleğin ruhundan bir kadının gözleridir, Sevgi, O meleğin,o kadını en çok Tanrı kadar sevmesidir. Acı, Tanrı'nın ellerinde bir meleğin ölümünü izleyen o Kadındır. Kanatlarından acıyla varolmuş bir Beyaz Melek,Ruhunun sökülüşüne eşlik eden...