ÖZGÜRLÜK

Plan

Ian çok ciddi bir ifadeyle yüzüme bakmaya başladı. Sonra tam karşıma geçti ve ne söyleyeceğini aklında topluyormuş gibi bir süre durdu.

Bense heyecandan iki büklüm olmuşum gibi hissediyordum. Ellerim titruyordu ve bir alev tüm bedenimi sarmıştı.

Sonunda konuştuğunda bayılacağımı sandım.

-Buraya nereden yani hangi yoldan geldiğini hatırlıyor musun?

-Elbette nasıl unutabilirim ki? Büyük taş binadan açılan bir geçitten geçtik ve oradanda kanalizasyona çıktık. Metropol'ün kanalizasyonuna. Ve bulduğum ilk rögar kapağındanda buraya çıktım.

O günü ,yaşadıklarımı ve o dayanılmaz kokuyu hatırlayınca yüzümü buruşturdum.

-Başka bir geçitten daha var. Efsanedeki yerle birebir uyuyor. Herşey anlatıldığı gibi.

-Neresi? Ayrıca efsanede mi geçiyor? Nasıl olur?

-Bu bir efsane değil. Efsane hiç olmadı. O çıkışın hikayeleşmiş haritası.

-Anlayamıyorum.

-İnsanların Yeraltı'na onlarca yıl önce inmelerinin bir sebebi vardı. Çok eski tarih kitaplarında da söylediklerimi bulabilirsin. Uzun zaman önce ki yaklaşık üç asır önce olduğu söyleniyor, Dünya'nın tüm dengesi bozulmuş. Önce akarsular ve göller ,sonra da okyanuslar kurumaya başlamış. Sıcaklık her gün daha da artıyormuş. Kuraklık ve berabetinde salgın hastalıklar başlamış. İnsanlar dayanılmaz sıcaklıktan kaçışın yeraltı olduğuna karar vermişler. Geriye kalan ülkeler toplanıp yeraltına bir koloni kurmaya başlamış. İnsanlar uzun süre yeraltında kalmışlar. Sonunda dışarı çıkmaya karar veren bir grup insan Dünya'nın yeniden yaşanabilir olduğuna karar vermiş. Sonradan onlara katılanlar ile yeryüzüne çıkıp yeniden başlamışlar ve Metropol'ü kurmuşlar. Tabii Metropol de yaşamak daha kolay olmuş onlar için. Ve kısa zamanda zenginleşmişler ve yönetimi ele geçirmişler. Gerisini zaten biliyorsun. Sizin efsane sandığınız şey de yeryüzüne çıkış kapısı.

-Peki asıl plan ne?

-Tanıdığım güçlü insanlar var. Ve bana destek olmaya hazırlar. Yeraltı insanlarını o geçitten çıkarıp bir araya toplayacağız. Anlayacağın bir savaşı başlatacağız.

Savaş… Bu kelime bana o kadar uzak geliyordu ki. Olacakları düşündüm. Yaralanacak ve belki de ölecek onlarca masum insanı. Doğru mu yapıyorduk? Doğru olan savaş mıydı?