" Suho! "
Tatlı ve sevimli kocana sesleniyorsun.
" Ne? "
Sesi mutfaktan geliyordu.
" Buraya gel. "
" NE! "
Mutfaktan yanına doğru koştuğunu gördüğün de gülümsüyorsun. Neredeyse önünde ki sandalyeye takılıp düşecekti fakat bunu pekte önemsiyor gibi durmuyordu. Nihayet yanına gelip koltuğa kurulduğunda sana bakmaya başlıyor.
" Senin için birşeyim var. " Diyorsun.
Yüzü aydınlanıyor. " Hediye mi? "
Başını sallıyorsun kabul eder bir şekilde ve arkana sakladığın ayakkabı kutusunu ona uzatıyorsun. Başta biraz kafası karışmış gibi duruyor fakat dayanamayıp kutuyu hızla açıyor. Içinde ki kendi ayak numarasına uygun olan Sneakerları görünce heyecandan ne diyeceğini bilemiyor. Onu bu kadar mutlu görmek senide gülümsetiyor.
" Teşekkür ederim. " Heyecanla konuşmaya devam ediyor. " Bunlardan birini cidden istiyordum. " Sana doğru eğilip dudaklarına bir öpücük konduruyor.
Ve bundan sonraki her ay ona bir hediye veriyorsun. Birbirinden farklı bir sürü hediye ve hepsi birer anlam içeriyor.. Birkaç ay önce sevimli kocan Suho'nun sana verdiği hediye kutusundan çıkan prezervatifi hatırlayınca kızarıyorsun.
Aradan 8 ay geçiyor. Ve yine bir hediye günü. Ağustos ayı. Suho'nun bir ay önce sana aldığı hediye epey dikkat çekiciydim Bir pırlanta! Ve sende bunun üzerine çıkmalısın. Bu hediyen bu oyuna noktayı koymalı.
" Suho! "
" Ne? " Cevaplıyor seni, sesinin nereden geldiğini anlayamıyorsun.
" Buraya gelir misin? Senin için birşeyum var. "
Koridorun başından sana doğru yürürken, tereddütle gülümsüyor. " Jagiya! Şuana kadar bir sürü hediye verdik birbirimize. Bence daha fazlasına gerek yok artık. "
Onu dinlemeyerek oturduğun koltuğun boş tarafını pat patlıyorsun. Hala tereddütlü bir şekilde görünüyordu fakat yinede yanına oturdu. Elinde ki ayakkabı kutusunu onun ellerine bırakıyorsun. 8 ay önce ona verdiğin ayakkabı kutusunun aynısı olduğunu görünce sana dönüyor.
" Jagiya! Bundan zaten bende var. " Ayağında ki senin ona hediye ettiğin ayakkabıları gösteriyor.
" Sadece aç şunu. " Heyecanını saklamaya çalışarak konuşuyorsun alt dudağını ısırıyorsun ardından. Midende uçuşmaya başlayan kelebekleri hissediyorsun. Tepkisini o kadar çok merak ediyorsun ki!
Suho derin bir nefes alıp verdikten sonra kutuyu açıyor. İçindekini görünce donup kalıyor.
Yüzünde oluşmaya başlayan gülümseme hızla büyüyerek tüm yüzüne yayılıyor. Kutunun içine elini sokup, içinde ki minik tıpkı kendi ayağında ki ayakkabının benzeri olan mini patikleri çıkarıyor.
Daha sonra sana donuyor." Ciddi misin? "
Kabul eder bir şekilde başını sallıyorsun. Suho kocaman bir kahkaha atarak sana sıkıca sarılıyor. Önce dudaklarına daha sonra da göbeğine bir öpücük bırakıyor.
" Tanrım! Bebeğimin bir bebeği olacak. "