Hani bazen hayatta yaptığın bazı şeyleri geri almak istersin , ama bunu yapmak için hiçbir şansin kalmamıştır.
Claudia'ya söylediğim herşeyden dolayi pişmandim.O her zaman Josh'ın mutluluğunu istemişti, bense Josh'ı kazanarak kendi mutluluğumu...
Şimdi ne özür dileyebilecektim , elimden hiçbir şey gelmezdi.Josh'a baktiğımda oda bi hayli şaşkin görünüyordu.
Bu üzüntüyle karnıma bir ağrı saplandi.Bu öyle kötü bir sancıydı ki dizlerimin baği çözüldü.Gözlerimi kapattim .Açtiğimda Claudia başimda dikilmiş elinde kanlı bir bıçakla önümde duruyordu.
"O bebek doğamaz, Sen Josh'ın çocuğunu haketmiyorsun!" Elimin durduğu yere baktığimda baktığimda elinde tuttuğu bıçakla deştiği karnimla göz göze geldim.
"Jennifer!" Bu haykırışın kime ait olduğunu biliyordum.
"Aç gözlerini, bu gerçek değil! "
Beynim gerçeklerle sarsılırken aslında beni sarsanin başucumdaki Josh olduğunu fark ettim.
"Ah, tanrim . Çok korktum Jen. Sana birşey olacak diye çok korktum. "
Bulanık bakışlarimla ona baktım. "O bizim yüzümüzden öldü !"
Yattığım yerden doğrularak kaçmaya çalıştım ama kollariyla beni sarmıştı. "Hayir, bizim hiç bir suçumuz yok , ailesiyle alakali ."dedi.
"Anlamiyorsun!" diye bağirdım dehşet dolu gözlerle."Sen zaten ne anlarsin ki ! O kız benim yüzümden öldü."
Bu iki kelimeyi mirildanmaya başladım "Bizim yüzümüzden."
Gözlerimi açtiğimda beklediğim manzara yoktu.Bitmek üzere olan serum şişesi ve kablolar...
Etrafımdaki insanları düşündüm.Herkes mutluydu .Herkes birbirini bulmuştu.Ama ben kalbimin en derininde bir sızı hissediyordum.Claudia ne yaparsa yapsın hayatımı mahvediyordu.Bizimle uğraşsada , ulaşamayacak kadar uzaklara gitse de.
Cidden birkaç gün kafamı toparlamam gerekiyordu.O sırada şebeğim içeri girdi.
Dağılmıs görünüyordu.Ona düşüncelerimi söylemeden önce tereddüt ettim.
"Uyandın mi?"dedi.Sessiz kalmayı tercih ettim.
"Eve gitmek istiyorum"Sessiz bir yolculuğun sonunda eve vardiğimizda konuşmaya başladim.
"Josh, benim kafamı toplamam lazım"
Dudaklarından küçük bir gülümseme geçti. "O zaman beraber toplarız o güzel kafani"
İtiraz edecek oldum ama konuşmaya devam etti.
"Ne? Seni yalnız bırakacağimi sanıyorsan yanılıyorsun.Çok fazla büyütüyorsun , senin hiçbir suçun yok! " güzel gözlerinin bebeğini benimkilere dikmiş bağiriyordıdu.Ama aklımda bir plan vardı.Huyuna gitmeye karar verdim.
"Özür dilerim tamam mı ? O zaman bana çikolatalı pasta yapar mısın ? "dedimBu ani karar degisikliğime şaşirmıştı. Devam ettim "Bebişimizin canı istemiş. "
Güldü.Evet o güldüğünde içimdeki kelebekler tepiniyorlardi.
"Tamam o zaman ben pastaneden pasta alıp geliyorum hemen" dedi.Kafamı geriye yatırarak çocukça cikladim. "Iıı...Kendin yap. "
Bana ciddi misin der gibi baktı. "Ben ve pasta yapmak? "dedi
"Tamam Josh sen pasta yapma sonra çocugumuzun suratında böyle çikolata izi kalsın. "dedim yine çocukça.Burnumun ucundan öptü ve "Siz istersiniz de ben yapmaz mıyım ? Hemen yapıyorum şimdi , sen git üstünü değiştir. " dedi.
Hemen giderek üstümü değiştirdim.Ve o pastayla oyalanırken evden çiktım.Hava soğuk olduğu için kaban giymiştim.Biraz kafa dağıtmaya ihtiyacim vardı.Nereye gideceğimi biliyordum.Cold Play konserine...
-Shailene
Ansel'ı bastığım kızın bir hayran olduğunu öğrenmemin üstünden iki gün geçmişti. Şuan da tam da olmam gereken yerde onun kollarındaydım.Sonra aniden aklıma gelen soruyu sormak için hafifçe doğruldum.
"Hayatım?"
Yarı kapalı olan gözlerini açıp bana bakarak oda doğruldu. "Ne oldu bebeğim?"
"Bana bebeğim deme ." dedim alt dudağımı sarkıtarak.
"Ne dememi istiyosun Shai? " muzipçe sırıttı. "Avradım mı diyeyim.?"
"Cidden iğrençsin." elimle kusar gibi hareket yaptım.
"Ama sende beni böyle seviyosun."dedi elleriyle beni sararken.Onun yanında hiç olmadığım kadar mutlu hissediyorum.Nicholas mı ? O kocaman bir hataydı hiç açmıyorum bile.
"Evet , tamda böyle seviyorum."dedim başımı göğsüne yaslarken.
"Ee?" dedi. "Sen bana ne söyleyecektin ?"
"Aa O mesele .Çok fazla önemli birşey değil ama -" yutkundum. "O kızın sadece hayran olduğunu neden bunca zaman söylemedin bana . Bu olay neden bu kadar uzadı? "
"Fırsat vermedin ki." dedi bir an ciddileşerek. "O Nicholas denen herif dibinden ayrılmıyordu."
Sinirlenmeye başlayınca ortamı yumuşatmaya çalıştım. "Tamam hayatım, boşver şimdi sen bunları.Gel biz -... Ne yapalım ? Bişey bul yapalım." Gidip kafa dağıtabileceğimiz yerleri aklımda taradım.
"Aslında birşey yapabiliriz ." dedi tekrar muzipçe sırıtarak.Omzuna vurdum.Yüzüm hemen alev almıştı.
"Bir yerlere gitmek hayatım, takılmak gibi." diyerek düzelttim.
"Randevu gibi mi ? Demek lise yıllarında kaldın bebeğim.O zaman kalk hazırlan Lunapark'a gidiyoruz ."
Koşarak giysi dolabıma koştum ve ne giyeceğime karar vermeye çalıştım.O sırada Ansel'ın telefonu çalmaya başladı.
"Alo? Naber Josh , sen beni arayıp sormazdın ?... Nasıl ya ? Yok burada değil.Yardım lazım mı bizde macera arıyoduk sevgilimle... Tamam abi endişelenme bulucaz ...İyi bekle biz geliyoruz."
Josh'la konuştuğunu anlamıştım ama ne olduğu hakkında bir fikrim yoktu.
"Hazırlanmana devam et sevgilim.Kayıp ilanı var.Görevimiz: Jennifer'ı bulmak...
Selam bibeklerim <3 .Sizleri çok özledim.Umarım hikaye unutulmamıştır.Teog nedeniyle uzun bir süre yazamadım.Telafi edicem.Sizi seviyorum.Bu arada finali bilenler kimseye spoi vermesin .ÖPTÜM :*
