Yazarın Anlatımıyla
"Hassiktir.." dedi Gökhan durumu kavradığında.
"Koşun, tutun Poyraz'ı. Bir şey yapacak Okan'a, yanında olun. KOŞUN." diye bağırdı Melike.
İki genç bir şey demeden koşar adım çıktılar kafeden ama Poyraz'a yetişmeleri artık imkansızdı. Poyraz bir taksiye atlamış gidiyordu. İki genç arkalarından gelen taksiyi durdurup bindiler.
Hamza "Abi şu taksiye yetiş. Çok acil. Sakın gözden kaybetme." dedi taksiciye.
"Tamam çocuklar sakin olun. Ne oldu kim var o takside?" diye sordu merakla taksici.
Bu sefer konuşan Gökhan'dı. "Bir arkadaşımız var, sakın gözden kaybetme." dedi.
Taksici daha fazla soru sormadan arabasını sürmeye devam etti. Gökhan ve Hamza, Poyraz'ın soluğu Okan'ın evinde alacağını biliyordu. Hava kararmış ve ay gökyüzünde kendini belli ediyordu. Öndeki takside Poyraz durumu fark etmişti.
"Abi şu arkadaki taksiden kurtul." dedi.
Taksici bir kaç soru sorsa da Poyraz cevapsız bıraktı. Taksici bu sefer hızını arttırdı. Arkadaki taksi yavaş yavaş uzakta kalıyordu. Gökhan ve Hamza, Poyraz'ın durumu farkettiklerüni anladılar. Taksiciye ne kadar hızlanmasını söyleseler de taksici hızlanamıyordu. Şimdi asıl önemli soru: Okan'ın evi nerede?
Bu sorunun cevabını öğrenmek için telefonlarından çeşitli kişileri aramaya başladılar ama kimse bilmiyordu Okan'ın evini. 10 dakika sonra rehberlerindeki bütün kişiler bitince çaresizce taksi ile sokaklarda volta attılar ama hiçbir yerde yoktu Poyraz. Çaresizce taksiden inip Poyraz'ın evine gittiler. Kapıyı çaldıklarında Poyraz'ın annesi açtı kapıyı.
"Hoşgeldiniz çocuklar. Buyurun isterseniz ama Poyraz Avm'ye gitti. Gelir birazdan."
İki genç bunu duyduklarında ümitsizliğe kapılsalar da belli etmediler. Poyraz'ın annesinin teklifini kibarca reddettiler ve tekrar sokağa çıktılar. Poyraz telefonunu kafede bıraktığı için arayarak da ulaşılamıyordu.
Yaklaşık yarım saattir tüm sokakları gezmişlerdi ama Poyraz'dan hiçbir iz yoktu.
"Abi yok, Allah kahretsin hiç bir yerde yok. Bulamıyoruz. Nereye gitti iki dakikada?" dedi Gökhan çaresizce.
Hamza da en az onun kadar çaresizdi. Poyraz, Okan'ı bulursa zarar verecekti ve Poyraz sinirlendiğinde her şeyi yapabilecek bir çocuktu. Hayatında en sinirli olabileceği olayı yaşamıştı. O fotoğrafı görmüştü ve Okan şuan tehlikedeydi.
Bu sırada Melike de Poyraz'ın telefonundan defalarca Okan'ı aramıştı. 100 kere de arasa Okan açmayacaktı, biliyordu. Numarayı kendi telefonuna yollayıp aramaya başladı. Bu sefer ikinci çalışta açmıştı Okan.
Melike "Alo, ben Melike. Okan şuan Poyraz sana geliyor. Şuan çok sinirli ve tehlikedesin. Kapına gelirse kapıyı açma sakın." dedi telaşla.
Okan telefonda önce büyük bir kahkaha attı. "Beni istese de bulamaz Melikecim. Sen sıkma canını. Söyle de çok armasın o arkadaşın." dedi ve bir kahkaha daha atarak telefonu kapattı.
Melike çok gıcık olmuştu. Telefonu açtığında söylediğine pişman olmuştu ve şuan hesap sormak istiyordu. Tekrar aradı Okan'ı ama bu sefer telefonunu kapatmıştı. Çaresizce hesabı ödedi ve Poyraz'ın kalan poşetlerini de alıp kafeden çıktı.
Bu sırada Gökhan ve Hamza hala bulamamıştı Poyraz'ı.
Gökhan birden "Kanka, bi de sahile mi baksak. Her seferinde sahilde alıyor soluğu bu çocuk." dedi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SAHİL POYRAZI
Ficção AdolescenteHaftada bir bölüm atıyorum. İçeriğini merak ediyorsan okumaya başla! :)