"Orospu çocuğu" dediğim gibi Okan'ı duvara yapıştırdım.
Gökhan ve Hamza ise onun arkadaşlarını tutuyorlardı.
"Ne oldu? Gerçekleri görmek canını mı yaktı?" diyince yumruğumu suratına geçirdim.
Bir kaç kez beni itmeye çalışsa da başaramadı.
"Neden böyle bir şey yaptın?" dedim çaresizce.
"Canım istedi." diyince kendimi tutamadım.
Beni öyle pişkince izlerken bir yumruk daha attım. Kantindekiler etrafımıza toplanmış, bizi izliyordu. Okan'ı yere attım ve üstüne çıktım. Sinirim hat safhadaydı. Kendimi tutamayıp yumruklarımı yüzüne geçiriyordum. Sonra Gökhan ve Hamza beni tutup geri çekti.
"Yeter bu kadar. Öldürmek mi istiyorsun lan kendine gel." dedi Hamza.
"Gebersin piç." dediğimde çoktan uzaklaştırmışlardı beni ondan.
Sağ elimin üstü kanıyordu. Umursamadan sırama oturdum. Gökhan ve Hamza bir an olsun yanımdan ayrılmamışlardı. Melike de yanımıza geldi ve elimin halini görüp
"Eline ne oldu Poyraz?" dedi endişeyle.
Cevap vermedim ama o devam etti.
"Okanla mı kavga ettin? Siz niye tutmuyorsunuz, yanınızda ben mi olucam illa?" dedi Gökhan ve Hamza'ya bakarak. Çantasından bir peçete çıkarıp elimin üstüne bastırdı.
Gökhan savunmak istercesine "Kanka bizim ellerimiz doluydu. Bi baktık Poyraz, Okan'ın üstüne çıkmış. Aldık sonra." dedi cebinden çıkardığı çikolatasını yemeye devam ederken.
"Yine tıkınıyordun, değil mi?"
"Yok, ne alakası var?" dedi ağzı dolu bir şekilde.
Hamza "Okan'ı bir dövdü, bir dövdü var ya Melike görmen lazımdı. Bıraksak öldürecekti." dedi.
"Bi de söylüyorsunuz. Geçen gün size demedim mi 'bir şey yaparsa tutun' diye." dedi Melike yine sitemle.
Bu sefer kimse bir şey demedi ve hocayı beklemeye başladık. Aradan 10 dakika geçmişti ki tarih hocamız Metin Hoca sınıfa girdi ve her zamanki gibi bir şey demeden derse başladı.
İlk dersin bitmesine 10 dakika kala kapı açıldı. İçeri giren Murat Müdür'dü ve yanında Okan da vardı. Arkamda Gökhan'ın "Siktir" dediğini duydum.
Murat Müdür bana bakarak "Hocam, Poyraz'ı alabilir miyim?" dedi.
"Tabi hocam." diyerek çıkmamı işaret etti Metin Hoca.
Kalemi sırama bırakmış kapıya doğru yürüyordum ki Murat Müdür yine konuştu.
"Çantanı da al."
"Peki." dedim ve kitabıma kalemi çantama tıkıştırarak sınıftan çıktım.
Koridor boyunca sessizce yürüyerek müdürün odasına gelmiştik. Odaya girer girmez bağırmaya başlamıştı.
"Poyraz, bu kaç oldu? Kavga etmeyeceksin diye kaç kere uyardım. NEDEN KAVGA EDİYORSUN?"
"Bu ite hiçbir şey söylemeyecek misin?" diye sordum.
"Şunun yüzüne bak. Ne yaptı da böyle yaptın?" dedi.
Kendimi tutamayıp "PİÇLİK" dedim.
Okan gülerek bunları izlerken daha da sinirleniyordum.
"Ne dedin sen? Sen benim odamda küfür mü ettin?" dedi bana yürüyerek Murat Müdür.
"Evet, ne olacak?" dedim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SAHİL POYRAZI
Fiksi RemajaHaftada bir bölüm atıyorum. İçeriğini merak ediyorsan okumaya başla! :)