♥7♥

379 14 15
                                    

(Multimedia Ada ve bölüm şarkısı...)

Yılbaşı olduğu için  her taraf kalabalıktı.Eğlenen insanlara iğrenerek bakıyordum.Bu kalabalıkta sakin kalmak mümkün değildi ki.Gözlerimden süzülen yaşları umursamamaya karar verip,radyoda çalan şarkıyı bağıra bağıra söylemeye başladım.Şehrin dışında sakin yerler vardı ama bu saatte ve tek başıma oralara gitmek tehlikeli olabilirdi.Arabamı boş gördüğüm ilk yere park ettim.Sonra arabayı çekerler diye korkup otopark arayışına girdim.Uzun bir arama sürecinden sonra güvenli olduğuna kanaat getirdiğim park yerine girdim.Park işlemi bittikten sonra eşyalarımı da alıp arabadan çıktım.Buralarda bildiğim güzel ve sakin bir kafe vardı.Şansıma otopark ve kafe yakındı.Hızlı adımlarla ilerlerken arkamdan gelen ıslık sesiyle donup kalsam da belli etmemek için yürümeye devam ettim.Omzumun üstünden arkama baktığımda kimseyi görmeyince rahatladım.Bu rahatlama önüme çıkan bir serserinin alaylı konuşmasıyla bölündü, "Hayırdır güzellik birini mi arıyordun? Ben yardım edeyim sana. " dedi.Hadi ama, bütün sapıklar aynı cümleyi mi kurarlar! Tabi bunu düşünürken çığlık atıp koşmaya başlamıştım.Arkama baktığımda aramızda fazla mesafe olmadığını gördüm ve mümkünmüş gibi daha hızlı koşmaya başladım.Aniden karşıma çıkan araba son anda fren yapınca,  ölmekten kurtulmuştum.Ama koşmaktan bitap düştüğüm için kaldırıma oturdum.Sapık yavaş ve kendinden emin adımlarla bana doğru geliyor,bir yandan da pis pis sırıtıyordu.Arabanın kapısı açılıp içinden çıkanı görünce 'Analar neler doğuruyor!' dedim içimden.Bu durumda neler düşünüyordum ben böyle!

Adam/genç yanıma gelip iyi olup-olmadığımı  sordu.Cevap vermek için ağzımı açtığımda sonunda yanımıza gelen sapık kolumdan tutup çekmeye çalışınca çığlık atıp ''Seni pis sapık! Bana dokunabileceğini mi sandın lan?!'' deyip suratına sıkı bir yumruk geçirdim.Az önce kurmuş olduğum cümle aklıma gelince küfür edip yolda diz çöktüm ve ağlamaya başladım.Küçükken gittiğim dövüş kurslarının ilk defa yararını görmüştüm.Sapık yüzündeki aptal ifadeyle bana bakıyordu.O yumruğu yesem ben de öyle bakardım.Yanımdaki adam yardım etme zahmetinde bulununca sapığı dövüşünü izlemeye başladım.İşi bitince yanıma gelip beni ayağa kaldırdı ve " Siz arabada oturun isterseniz.Arka koltukta su var ,onu içebilirsiniz.Bende polisi arıyayım" dedi.Ondan uzaklaşıp "Bak eğer sende sapıksan uzak dur! Daha kötü olursun ,ona göre!!" dedim ve arabanın ön koltuğuna oturdum.Bir tane yumruk attım diye havalara girdiğimi kabul ediyorum.Gülümseyip sapığın yanına gitti.Sonra eline telefonunu alıp biriyle konuşmaya başladı.Yanıma gelip arka koltuktan aldığı su şişesini bana uzatıp " Arayabileceğin biri varsa arayalım.Buraya gelse iyi olur.Polisler biraz sonra burada olur" dedi.Telefonumu cebimden çıkarıp rehberdeki isimlere bakmaya başladım.Umut'u ve ailemi arayamazdım.En iyisi Rüzgar'ı aramak diye düşünüp onu aradım.Açması uzun sürmemişti.Endişeli sesi kulaklarımı doldurunca birşey söylemeden onu dinledim.Ama ağzımı açıp tek kelime edemedim.Yanımdaki adam telefonu elimden alıp konuşmaya başlayınca şaşkın yüzümü ona çevirdim.Oysa sadece omuz silkip göz kırpmakla yetindi ve konuşmaya devam etti.

"Merhaba...Evet o iyi...Kim olduğumun önemi olduğunu sanmıyorum...Konuşmak gibi bir niyeti yok sanırım...Sapığın teki...Evet, polisi aradım...Adresi söylüyorum..." gibi cümleler kurup aramayı sonlandırdı.Gülümseyip telefonu bana uzattı.Aileme söylemeyeceğini bildiğim için Rüzgar'ı aramıştım.Umarım yanılmış olmazdım.Polis arabalarının sesleri daha net duyulmaya başlamıştı.Bu arada bende kendimi tanıtmıştım.Aynı zamanda yüzünü de inceliyordum.Tam bir sarışındı! Yeşil gözleri vardı.Bir aralar 'yeşil göz ' takıntım vardı.Ben sözümü bitirince o da kendisini kısaca tanıttı.Adı Mert'ti,benimle aynı yaştaydı falan...

♥♥♥

Polisler ifademi alırken karşıdan gelen arabanın farları  kısa bir körlük yaşamama neden olmuştu.Gözlerim ışığa alıştığında göz kapaklarımı yavaşça araladım.Rüzgar ve Umut bize doğru geliyordu.Hadi ama, Seni görmek istemiyordum ki ben! Yani en azından bir süre boyunca.Rüzgar yanıma gelip hiç olmayan abim gibi sarıldı bana.Umut ve Mert şaşkın bir ifadeyle birbirlerine bakıyorlardı.Rüzgar benden ayrılıp "Beni ve Defne'yi ne kadar korkuttuğunu biliyor musun aptal?! Annen ve babana arkadaşında kalacağını söyledim.Yalan söyledim!" dedi.Yalan söylemekten nefret ederdi ve benim için yalan söylemişti.Sanırım bunu bana ödetecekti.Umut polislerle konuştuktan sonra yanıma gelip "Seninle sonra konuşacağız" dedi ve bana sarıldı.Sarılmasına karşlık vermeyip omuz silktim.Benden ayrılıp Mert'e dönerek "Sağol dostum.Benim için çok değerli birine yardım ettin." dedi.Mert gülümseyerek "O zaman ödeştik,değil mi?" derken ben "Siz tanışıyor musunuz ?" dedim.Kimse cevap verme zahmetinde bulunmayınca susup işimizin bitmesini bekledim...

♥Hikayem Olur Musun?♥Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin