Benden sakladıkları şeyi öğrenmem gerekiyordu.Umut' un bana söylemiyeceği belliydi. Konuyu açtığım anda yanımdan gitmişti. Beni önemseyip- önemsemediğini merak etmeye başlamıştım. Kapının açılma sesiyle düşüncelerim bölündü.
-Ada Hanım,kendinizi nasıl hissediyorsunuz? doktorun bu klasik sorusu gülümsememe sebep oldu.
- Evet,bana neler olduğunu söyleyene kadar iyi olacağımı hiç sanmıyorum!
Odada büyük bir sessizlik oldu.Gözlerim Umut'a kaydığında bakışlarının benle doktor arasında gidip- geldiğini gördüm.Kesinlikle kötü birşeyler oluyordu ve bunu bilmeyen tek ben vardım.
" Bana neler olduğunu söylemiyecek misiniz? Kötü birşey olduğunu fark ettim, lütfen söyleyin!" gözlerim dolmuştu.Boğazıma bir yumruk varmış gibiydi,yutkunamadım.Artık konuşamıyordum,sadece ağlıyordum.Umut yatağın kenarına oturup bana sarıldı ve " Sakin ol,sana anlatacağız.İnan bana herşey daha iyi olacak." Dedi.Doktora yaşlı gözlerle baktım ve konuşmasını bekledim.Umut da bana sarılmayı bırakıp doktora kafasını salladı.Doktorun söylediklerini can kulağıyla dinlemeye başladım.
- Ada Hanım, bildiğiniz gibi bir aydır hastanemizde tedavi görüyorsunuz..
Sözünü tamamlamasına izin vermeden konuştum.
-BİR AY MI?
-Ahh! Evet bir aydır. Hastaneye geldiğiniz gece bütün tetkiklerin yapılmasını istedim.Sonuçlar ertesi gün elime geçtiğindeyse tahminlerimin doğru olduğunu gördüm.O gece bayılmanızın nedeni epilepsi...Ama erken teşhis ettiğimiz için çok şanslısınız.Tedavinizi başlattık.İstediğiniz zaman taburcu olabilirsiniz.Verilen ilaçları düzenli bir şekilde kullanmalı ve altı ayda bir kontrole gelmelisiniz.İnşallah tedaviler olumlu cevap verir.Şimdi biraz dinlenin.
Gözlerim dolmuştu.Doktorun yüzüne bakmaya cesaret edemiyordum.Elimde bir ıslaklık hissettiğimde ağladığımı fark ettim.Gözlerimden yanaklarıma doğru süzülen gözyaşlarım kalbimi yakıyordu...
⇨⇨⇨⇨⇨⇨⇨⇨⇨⇨⇨⇨⇨⇨⇨⇨⇨
Hastaneden çıkalı bir hafta olmuştu.Hayatla hiçbir bağım kalmamıştı.Arkadaşlarım ziyarete geliyor yada arayıp nasıl olduğumu soruyorlardı.Bense her seferinde " Üzgün bir kahkahadan başka birşey değilim" diyordum.Defne sürekli yanımdaydı.Umut işten izin almıştı.O da sık sık ziyaret ediyordu beni.İlaçlarımı kullanıyordum,hepsinin iğrenç tadı vardı.
♥♥♥♥♥♥♥♥♥
Faruk Bey de ziyarete gelmişti birkaç kere.
İstifa etmek istediğim zaman bana çok kızdı ve izin vermedi.Hayata bakış açımın değişmesi gerektiğini söylemeyi unutmadı.
Kimse beni anlayamazdı.Defne bile.
Defne' nin bana olan yaklaşımı değişmişti.Bana acıdığı her halinden belli oluyordu.O kadar kötü müydü durumum?
Birkaç kere aynanın karşısına geçip kendime baktım.Dolabımdan makyaj malzemelerimi çıkarıp yüzümü biraz renklendirmeye başladım.Sonra mor üzerine sarı küçük papatya deseni olan elbisemi giydim.Odamdan çıkmadan önce parfümümü sıkıp sarı çantamı aldım.Annem, babam,Defne ve Umut bahçede oturmuş bir şeyler konuşuyordu.Yanlarına gidip yapmacık bir gülümseme ile " Merhaba" dedim.Annemin yüzünde birden güller açtı." Hayırdır kızım, nereye böyle? Ne kadar da güzel olmuşsun sen öyle bitanem." Defne' ye bakarak " Biraz dışarı çıkıp,dolaşıcam.Evde çok sıkıldım." Dedim.Defne ayağa kalkarak " Çok iyi düşünmüşsün canım, bende geliyim seninle sıkıntıdan patladım yaa" dedi.Bende olur anlamında başımı salladım.Defne içerden çantasını almaya giderken gözlerim Umut' a takıldı.Kot pantalonun üzerine beyaz bir t-shirt giymişti.Bana bakınca yüzünde içten bir gülümseme oluştu.Babam konuşunca ona bakmayı bıraktım." Kızım nereye gidecekseniz götüreyim sizi.İki kız tek başınıza..."
Umut onun sözünü kesince hepimiz ona baktık.Biraz kızarmıştı,utanmış da olabilirdi." Müsadenizle,ben kalkayım. İsterseniz giderken bırakabilirim onları gidecekleri yere." Babam bir bana bir anneme bir de Umut' a baktı.Sonra" Sana zahmet bırakıver yakışıklı." YAKIŞIKLI MI? İlk defa babamdan böyle bir söz duymuştum.Umut biraz daha kızarmıştı.Sadece gülümsedi.Defne sonunda çantası ile görününce ayağa kalkıp kapıya yöneldim.Onlar gelince de annemle babama el sallayıp kapıdan dışarı attım kendimi.Defne arka koltuğa geçti.Bense canım istediği için öne oturdum.Araba çalışınca radyodan gelen müzik sesi kulaklarımı doldurdu.Yol boyu konuşmadım.Onlar da öyle.Arada bir arabanın aynasından arka koltukta oturan Defne' ye bakmayı ihmal etmedim.Yol boyu telefonuyla uğraşmıştı.Bazen de telefonunun ekranına bakıp gülüyordu.
" Ya Ada bensiz gezer misin acaba? Benim bir işim çıktı da ." Ona bakıp kafamı salladım.Umut arabayı kenara çekince Defne aşağı indi.
- Nereye gitmek istersin uykucu?
Aslında nereye gitmek istediğimi bilmiyordum." Nereye götürürseniz bayım!" Dedim.Gülüp," Kalabalığı
sevmediğin için seni çok sakin ve kafanı dinleyebileceğin bir yere götüreceğim prenses!" dedi o da. Her tarafı ağaçlarla kaplı bir yere geldiğimizde arabayı durdurup aşağı indi.Sonra gelip benim kapımı açtı.Ben de inip kapıyı kapattım. Ağaçların arasından yürümeye başladık.Bir ara ben önümdeki taşa çarpınca dengemi kaybettim.Tam düşecekken kolumdan tutup beni kendine çekti.Utancımdan yüzüne bakamadım.Teşekkür edip ondan biraz uzaklaştım.Birşey demeden yürümeye başladı.Ağaçların arasından çok şirin bir çiftlik görünmeye başlamıştı.Sonra ağzım bir karış açık olarak ona baktım...
♡♥♡♥♡♥♡♥♡
Merhaba arkadaşlar!
Nerede yorumlar?
Yazmazsanız yorumları
Çok beklersiniz devamını!!!
****
Size şiir bile yazdım.Siz bir yorumu çok görüyorsunu bana! Yorum ve vote istiyorum.İki hikayeme de!! Yazım yanlışları için üzgünüm.Kısa bölümler için de. Devamını biraz geç yazabilirim!
♪♪♪♪♪♪♪♪♪♪♪♪
ŞİMDİ OKUDUĞUN
♥Hikayem Olur Musun?♥
RomanceMinik yüreğime düşüp içimi yakandın sen...Kalbim alev alev yanarken aşkımı söndüren! Biliyordum seni sevmenin ne kadar zor olduğunu"Olsun Aşk'ım için yaparım' dedim. Aşk'a inat Aşk'ı yaşadım,yanıldım... Aşk yalanlara inanıp, hayallere tutunmak değil...