4.BÖLÜM: "KANLI NEHİR"

231 61 199
                                    

Keyifli Okumalar!

23.01.2022 🥂

FLEURİE- Hurts Like Hell
J2, EİVØR- İ Am Fire

21.00

4.BÖLÜM: "KANLI NEHİR"

Ellerimdeki vadilerden akıyor geçmişin kanlı nehri

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.





Ellerimdeki vadilerden akıyor geçmişin kanlı nehri.

Fikirlerin öldüğü, umutların darağacında intihar ettiği ve ruhun bir mezar taşında gizlendiği anlardan birindeydi genç adam. Yolunun üzerinde ölümlerden oluşan büyük engeller, ellerinde bir iz gibi kalmış geçmişin lekeleri vardı. Yıkasa da geçmiyor yaksa da kül olmuyordu.

Uzak, çok uzak yerlerde bitmiş tükenmiş benliğini bulmak için kat ettiği yollar birer halat gibi boynuna dolanmıştı ve onu kendi kişiliğinde boğuyordu. Karanlık gecenin içinde ensesine siper ettiği kabanı onu soğuktan koruyamıyor gibiydi. Belki de soğuk geceden değil onun içinde buz tutmuş düşüncelerden ibaretti.

Uğruna anlar feda ettiği geçmişi onun peşini bırakmadan evvel son kez fısıldamıştı kulağına "Unuttuğunda başlayacak her şey. Ve hatırladığında yanacak tüm zamanlar."

Dokuz kelime içinde binlerce anlam ve tek bir gaye. Unutmak. Unutmalı mıydı peki? Var olan zamanın içinde birkaç saniyede yaşlanmış zihni yok olmamalıydı. İnsan unutunca yok olmaz mıydı zaten? Zaman yandığı vakit, kül olan tarihlerle bulacaktı yolunu. Alevlerin ardında kalan közlerin üstünde ayakları yana yana yürüyecekti. Unutmamak için yok olacaktı.

Ay ışığı tam tepede geceyi yarsa da adamın yüzündeki karanlığı hiçbir ışık kaynağı aydınlatamazdı. Bir siluet, umutsuzca yankı bulan çığlıklar gibiydi.

Çığlıkları görebilir miydik? Evet. Tam karşısındaki resme baktı genç kız, duyamamıştı o yardım feryadını fakat gördükleriyle hissedebiliyordu. Karşısındaki tablo sanatçının yorgun zihninden tuvale sıçramış gibiydi.

Geceydi, karanlıktı, yorgun ve bitkin duran bir siluet boynunda yollar, darağacını bekleyen sıradaki kurban; oda hatırlamayı seçmişti. Zaman yandığında, içinde biriken anılar ruhu yıkardı. Büyük bir yıkımın ardında kalan enkaz, düşüncelerdi. Düşünce, bir yıkımın başlangıcı da olabilirdi, yıkımdan geriye kalan enkaz da. Ve zihin o enkazın altında kalandı.

Elindeki içeceği kafasına diken kız içindeki yangınları nasıl söndürebilirdi ki? Zamanı yakamamıştı o, unutmuştu. Hatta öyle ki karşısındaki resmi kendi çizdiğini bile unutmuştu. Galeride kendi halinde dolaşırken karşısına çıkan resme sanki yıllar önce kaybettiği sevgiliyi bulmuş gibi bakıyordu. Sanki yıllar önce kaybettiği anıyı bulmuştu.

Ellerini kaldırdı ve işaret parmağını karanlık siluete dokundurdu. Dokunduğu yerden damarlarına anılar akmıştı. Dokunduğu yerler yanmış gibiydi. Dokunduğu yerlerden geriye küller kalmış gibiydi.

ANAHTARHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin