"O Kahve"

3 1 0
                                    

Sabah olmuş ve araba yoğunluğu artmıştı. Güneş turuncumsu bir renge bürünmüş daha yeni doğuyordu. İlk önce Sinem kalkmış. Dün gece pek rahat edememişler. Uykularını pek almamışlar ama uyanmak zorundalar. Sinem kalktığı gibi Can'ı da kaldırdı

Sinem: Hadi kalk, bir araba bulalım.

Can: Tamam, kalkıyorum.

Kalkıp hemen yolun kenarında otostop çekmeye başlamışlar. Tam o sırada bir yük taşıyan tır durmuş

Tır şoförü: Hey çocuklar, bu saatte burada ne işiniz var nereye gidiyorsunuz?

Sinem: Hiç, sadece eve geri döneceğiz.

Tır şoförü: Nerede peki eviniz?

Sinem: Tuzla'da.

Tır şoförü: Nasıl yani?

Sinem: Ne nasıl nolduki?

Tır şoförü: İstanbul'daki Tuzla'dan mı bahsediyorsun.

Sinem: Evet, nolduki?

Tır şoförü: Tamam da orası çok uzak.

Sinem: Ne kadar uzak?

Tır şoförü: Saatlerce.

Sinem: Burası neresi peki?


Tır şoförü: Bayburt.

Sinem şok olmuş bu cevap karşısında, çünkü yol pek uzak geçmedi gibi gelmişti. Evet şimdi anlamıştı, neden ısrar ettiği hâlde kahve ikram ettiklerini. Kendi kendine söylendi " o kahve" diye. Sinem şoktan çıkarak

Sinem: Peki bizi şehir merkezine bırakabilir misin?

Tır şoförü: Tabiki, gelin.

Can ve Sinem arkadaki yatağı görünce dayanamayıp izin istemişler uyumak için

Sinem: Biz bu akşam uykumuzu pek alamadık acaba burada uyusak olur mu?

Tır şoförü: Tabiki, zaten şehir merkezine daha var. Varınca uyandırım sizi

Sinem: Peki, sağol...



HERŞEY O KARANLIKTA BAŞLADIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin