Sinem ve Phill eve doğru giderken siyah camlı ve içi gözükmeyen bir arabayla gitmişlerdi. Sinem çok heyecanlandı. Aynı filmlerdeki gibiydi çünkü. Ve en sonunda eve vardılar. Evin karşı kaldırımında durdular. Ve eve bakarak
Phill: Burası mı?
Sinem: Evet.
Phill: Peki. Şimdi içeri gir ve çocuğu evin yanındaki parka götürmeye ikna et.
Sinem: Ama ya ailesi izin vermezse.
Phill: Bi yalan uydur işte. Ama ne yaparsan yap o çocuğu o evden çıkar.
Sinem arabadan indi ve evin önüne geldi, zili çaldı ve arkadaşı Pelin kapıyı açtı.
Pelin: Hoşgeldin.
Sinem: Hoşbulduk. Can burda mı?
Pelin: Evet, noldu ki
Sinem: Yok bişey, belki parka falan gideriz diye düşündüm.
Pelin: Aaa dur o zaman hemen üstümü giyinip geleyim.
Sinem: Hayır, sadece Can ile ben gitsek?
Pelin: Tamam olur bi sorayım.
Pelin şaşırmıştı çünkü daha bi iki kere görmüştü kardeşini aslında fazla da önemsemedi. Ödevi vardı ve Can ona ödevini yaptırmıyordu bu yüzden gitmesi iyi oldu diye düşündü ve Can'a sordu. Can kabul etti. Üstünü giyindi ve kapıya çıktı. Phill şoföre seslendi
Phill: Parkın önüne çek arabayı.
Şoför: Tamam efendim.
Parka gelmişlerdi. Sinem yalandan Can ile oyunlar oynuyordu. Phill hemen bir telefon konuşması yaptı
Phill: Çocuk parkta efendim.
?: Peki alın ve getirin.
Phill: Buraya bir iki kişi daha gönderebilir misiniz?
?: Neden?
Phill: Çocuğu elimizden kaçırmayalım. İşimizi sağlama alalım.
?: Peki 5 dakikaya geliyor ekip. Oyalayın çocuğu.
Phill: Peki efendim.
Yaklaşık 5 dakika geçmiş ve Can artık evindeki o güzel oyunlarını özlemişti.
Tam o sırada Phill'e telefon geldi.
Tyler: Biz geldik
Phill: Peki üç dediğimde aynı anda. 1...2...3...şimdi!
Tyler'ın ekibi parkın arkasından, Phill'in ekibi ise parkın önünden doğru çocuğa ilerledi. Tyler' ın adamları çocuğu aldılar ve arabaya götürdüler. Sinem'i ise Phill kendi arabasına aldı ve mekana doğru yola koyuldular...
