birinci mektup

872 62 44
                                    

mona roza'ya mektuplar

Dusk till dawn - Zayn ft. Sia

Pencereden dışarıdaki yağmuru seyrederken iç çekmeden edemedim

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Pencereden dışarıdaki yağmuru seyrederken iç çekmeden edemedim. Yoongi evin ihtiyaçları için markete gitmişti ve çabuk hastalanan bünyesi yüzünden çıkmadan hemen önce inatla ellerinin arasına bir tane şemsiye tutuşturmuş olmasaydım bu yağmurda şimdiye çoktan hasta olmuştu bile.

Gözlerim hemen yanımda duran sehpanın üzerindeki her daim orada bulundursam da yazmaya bir türlü elimin varmadığı kağıtla kaleme kayarken içimden gelen ani bir istekle bu sefer diretmek için düşünmeye fırsat vermeden sehpayı önüme çekmiş ve siyah kalemin kapağını açmıştım. Parmaklarım arasında ne yazacağımı bilsem de sanki yazacak bir şeyim yokmuş gibi sıkıntılı bir yüz ifadesiyle kalemi döndürmeye başladığımda son bir kez yağmurlu havaya bakmış ve hemen ardından yazmaya koyulmuştum.

Mona Roza'm,

Bunları yazmaya neden başladığım hakkında hiçbir fikrim yok. Sadece ileride ben yani biz olmadığında bu mektupları görmeni istiyorum? Bilmiyorum, her şey karışık.

Min Yoongi... sen benim Mona Roza'msın. Sana neden böyle seslendiğimi az çok tahmin edebiliyorsundur ama belki de kafanın bulanık olduğu bir saatte okuyacaksın bunu. O yüzden anlatmak istiyorum. Anlatmak... başka ne yapabilirim ki sahi Yoongi?

Ben sevmem gülü de kokusunu da, ağır gelir bana. Daha doğrusu sevmezdim diyelim. Seninle tanıştıktan sonra asla sevmeyeceğimi düşündüğüm gülü bile sevebildim. Hatırlıyor musun sevgilim, seninle ilk kez buluştuğumuz zamanlar bana ayçiçeklerini çok sevdiğini söylemene rağmen benden bir tane gül istemiştin. Bir gül Yoongi, tek bir gül istedin. Sana bir sonraki seferde o gülü getirdiğimde nasıl sevindiğin halen daha aklımda. O andan beri benim için Mona Roza'sın sen. Şiir bile yazılmış sana gül sevgili, nasıl sevmeyeyim o halde ben seni ifade ettiğim çiçeği?

Ah bak yine burnuma doluştu o mis koku. Hayır, gülün kokusundan bahsetmiyorum. Tam ensenle boyun girintin arasında kalan bölgeden burnuma doluşan o sana özel mis kokundan bahsediyorum sevgili. Eve geldiğin ilk an seni karşılama bahanesiyle koklamalıyım sanırım yine orayı.

Bu aralar çok yoruluyorsun. Aynı anda hem benimle ilgilenip hem de işinle uğraşmanın oldukça yorucu olduğunun farkındayım. Biliyorum, sırf benim için Amerika'daki o önemli pozisyonu şimdilik reddetsen de müdürün seni oraya göndermekte kararlı. Sanırım sayılı vaktimiz kaldığından artık uyuduğumu sandığın vakitlerde saçlarımı koklarken iç çekip duruyor ve beni sevdiğini fısıldıyorsun.

Bana bunu söylediğin ve yanımda kaldığın için aslında sana minnettarım Yoongi. Biliyor musun bir yanım çok buruk, gideceğini bildiğimden. Düşündükçe mayhoş bir tat veriyor resmen zihnime. Bencil biri olduğumu da zaten böyle anladım ama bu senin hayalin için önemli olduğundan asla sana kal diyemem çünkü içimdeki bencil tarafın yanı sıra gidip hayallerine kavuşmanı isteyen bir de fedakar tarafım mevcut.

Bu mektup işini sevdim Yoongi. Sanırım buna bir süre daha devam edeceğim çünkü zihnimde dolanıp duran düşüncelerimi böyle dökmek omuzlarımda var olduğunu şu ana denk fark etmediğim yüklerin birazını boşaltmak gibi oldu.

Birazdan marketten döneceksin, bu yüzden mektubumu şimdilik sonlandırmak en mantıklısı.

Seni seviyorum Mona Roza'm.

-Seni daima sevecek Sezai'n Jimin.

Kalemimin kapağını kapatıp bir süre yazdıklarımda gözlerimi gezdirdikten sonra nihayet ilki için hiç de fena olmadığını düşündüğümden gülümsedim ve mektubu dikkatle katlayarak ayağa kalktım. Bir elimde kalemim, öbür elimde de mektubumla yatak odasına gittiğimde yatağın hemen yanındaki komidinin alt çekmecesini açıp farklı renklerdeki mektup zarflarından bir tanesini seçmiş ve üzerine önce Min Yoongi'ye yazarak hemen ardından sağ üst köşeye ufak boyutta 1 rakamını yazıp yuvarlak içine almıştım.

Mektubu zarfın içine özenle yerleştirdikten sonra içerideki çalışma odasından siyah renkli, küçük dikdörtgen bir kutu almış ve beyaz kalemle üzerine Mona Roza'ya Mektuplar yazmıştım. Güzel yazmaya dikkat ettiğimden olsa gerek hiç kaydırmadan gayet kusursuz bir şekilde yazdığım yazıya sırıtarak baktığım birkaç saniyelik zaman diliminde Yoongi'nin her an gelebileceği aklıma tekrardan düştüğünden aceleyle mektubu içine koymuş ve kutunun karton kapağını kapatarak yatak odasına geri gitmiştim.

Büyük aynalı dolabımızın kendime ait tarafına gittiğimde dolabın en alttaki rafında duran kıyafetleri kaldırarak kutuyu yerleştirmiş ve üzerini bir iki tişörtle kapatmıştım.

Zamanlamam mükemmel olmalıydı ki yerimden doğrulup dolap kapaklarını kapattığım an dış kapının açılma sesini duyduğumda yüzümde yer edinmiş aptal aşık gülümsemesiyle odadan çıkıp kapıya doğru gitmiştim hızlı adımlarla.

"Sevgilim, hoşgeldin."

Ellerindeki poşetleri yere koyduğu gibi kollarımı gevşekçe boynuna sarıp parmak uçlarımda yükselerek Yoongi'min boyun girintisine gömmüştüm burnumu. Mektubumda ona bahsetmiştim sonuçta. Kokusunu derince solumadan imkanı yoktu ki bu gece rahat bir uyku çekebileyim.

Şaşırmış olsa da kısa sürelik şaşkınlık anının hemen ardından güldüğünü işittiğim Min Yoongi kollarını belime sardığında halen daha burnumu süt beyazı teninde gezdirmekle meşguldüm.

Ceketini çıkartmasını bile beklemeden kollarına atıldığım bu ani özlem patlamasının nedenini sorduğunda bir yandan da parmakları sakinleştirici şekilde usulca belimde gezinmekteydi.

"Hiç," diye mırıldandım burnumu boyun girintisinden çekmezken. "Özledim sadece."

-

Sezai + Mona Roza hakkında:
Sezai Karakoç lise zamanlarında okuldaki Geyveli bir muhacirin kızı olan Muazzez Karakaya adındaki güzel kıza platonik aşıktır. Muazzez'in cebine bazenleri gizlice şiirler koyar ama hiç konuşmazlar. Mezuniyet zamanı Sezai Karakoç'un okul numarası söylenip kürsüye çağırılınca ilk kez orada okur Muazzez içi yazdığı Mona Roza şiirini. Şiiri çok beğenilir ama ne Muazzez anlar ne de utangaç Sezai Muazzez'e açılabilir. Mona Roza şiirindeki kıtaların ilk harflerini sırayla birleştirdiğimizde "MUAZZEZ AKKAYAM" olduğunu görürüz. Muazzez başka bir adamla evlenerek Amerika'da(?) yaşamaya başlar, Sezai Karakoç'sa hiç evlenmez.

Hayatımdaki en mutlu olduğum anların sahibine... Başka bir evrende, en güzel halinle hayata karıştığın zaman bile alacakaranlıktan şafağa değin seni seveceğim sevgili swaltian

mona roza'ya mektuplar | yoonminHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin