on üçüncü mektup

111 23 12
                                    

Я люблю тебя давно (ya lyublyu tebya davno) -rauf & faik
seni uzun zamandır seviyorum - rauf & faik

Medyaya koyduğum her şarkıyı zaten türkçe sözleri yazılı videolarla koyuyorum. Bu şarkı da tam olarak bu fanartın ve mona roza'ya hislerimin şarkısı.

Mona Roza'ma,

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


Mona Roza'ma,

Bilirsin bu evde yemekleri genelde ben yaparım, onun dışındaki zamanların çoğunluğunda da dışarıdan söyleriz ama şimdi mutfakta bana yemek pişiriyorsun.

Bana "özel" bir şeyler yapacağını söylediğinden bakmama izin vermeyip beni mutfaktan da kovdun. Ben de senin bu "özel" yemeğini yapmanı beklerken vakitten istifade etmek adına bu mektubu yazıyorum işte.

Bugün sana anlatacağım anımız benim çok güldüğüm bir anı. Hoseok hyungu kesinlikle sevmediğini(!) biliyorum ve niyeyse yaptığı her şeyde ona olan agresifliğin artıyor. (Bence seviyorsun çünkü beni ona kolaylıkla emanet edebiliyorsun her seferinde)

Güzel bir mekanda Hoseok hyung, Jungkook ve Namjoon hyungla buluşmuştuk. Biliyorsun oluyor öyle arada buluşmalarımız. Yemeklerimizi yiyip bolca sohbet ettikten sonra kalkmaya yakın olduğumuz sırada Hoseok hyung bize hepimizin yapmasını istediği bir görev vermişti. Görevse videoların kayıtta olduğu esnada sevgilimize bir kez "kardeşim" demek ve onun tepkisini ölçmekti. En azından üç dört dakika boyunca bunun bir şaka olduğunu söylemememiz gerekiyordu.

Bilirsin ben severim bu tarz şakaları ve o gün Hoseok hyung söylediğinde de oldukça hoşuma gitmişti. Aklımda tepkilerini canlandırırken sırıta sırıta eve gelmiş ve evde olmamanı fırsat bilerek kapıdan girildiğinde direkt gözüken salonda oturduğum tekli koltuğun hemen ardındaki kitaplığın arasına ufak bir kamera yerleştirmiştim.

Nerede olduğunu sormak adına seni aradığımda bana markette olduğunu söylemiş ve arkadaşlarımla buluşmadan ne zaman döneceğimi sormuştun. Ben de sana çoktan çıktığımı ve trafik olmazsa birazdan evde olacağımı söylemiştim. On dakikaya geleceğini söyleyip telefonu kapattığında nasıl heyecanlandığımı anlatamam sana Yoongi.

Ayağımın dibinde dolanıp duran Alaska da bu heyecanımı anlamış gibi kıvrık kuyruğunu sallamaya başlayıp o kendi cinsine has gülüşüyle güldüğünde başını okşayıp mutfağa gitmiş ve mama kabına çok sevdiği tavuklu kuru mamasından koymuştum. (Babasının oğlu işte o da tavuğu çok seviyor sen de)

Salona geri gidip kitapların arasına yerleştirdiğim kameranın açısını düzeltmeye başladığım sırada salonun pencerelerinden gördüğüm arabanla kaydı başlatmış ve tekli koltuğuma yerleşerek içeri gelmeni beklemeye başlamıştım.

Birkaç dakika sonra elinde market poşetleriyle içeri girdiğinde "Bebeğim evde misin?" diye seslenip poşetleri kenara bırakmış ve eğik halde duran bedenini doğrultmuştun.

O sırada gülmemi engellemeye çalıştığımdan sana bir cevap vermeye fırsatım olmamıştı. Zaten bakışlarını salona çevirdiğin an beni görmüş ve yanıma yaklaşmıştın.

Şimdi tam sırasıydı işte. Yüzümü stabil tutmaya çalışıp "Evdeyim kardeşim." dediğimde ah Yoongi yüz ifadeni görmen gerekiyordu.

Kaşlarını çatıp öylece yüzüme bakarken kendi kendine tekrar ediyormuş gibi "Kardeşim." demiş ve kedi gözlerini kırpıştırıp bir kez daha yüzüme bakmıştın. Min Yoongi gerçekten aşırı şirin gözüktüğünün farkında değildin ve ben gülmemek için kendimi zor tutuyordum doğrusu.

Hemen ardından yüzünde sinirlerin bozulmuş gibi garip bir gülüş oluştuğunda başını hafifçe yana yatırmış ve "Tamam aslan parçası, yengeyi at evden de bir ps atalım." demiştin.

Eh, işte o an kahkahalarımı tutamamıştım Min. Somurtarak poşetlerini almaya gidecekken yerimden kalkıp gülerek bunun Hoseok hyungun işi olduğunu söylediğimde büyük ihtimalle bütün akşam kulaklarının çınlamasına sebebiyet verecek kadar çok küfredip saydırmıştın hyunguma.

Onu sevdiğini biliyorum -buna inanmak istiyorum- ama genelde hyunguma acımadan da edemiyorum.

Agresifken de yumuşakken de her haline ayrı bir aşığım ben Mona Roza.

-Sezai'n

Kalemimi kenara koyup yazarken yanaklarım ağrıyana kadar güldüğüm bu komik anıyı yazdığım kağıdı dikkatlice katlayıp zarfın içine koyduktan sonra sağ üst köşeye 13 yazıp yuvarlak içine almış ve elimde mektubumla yatak odasına gitmiştim. Mutfaktan güzel kokular gelirken mektubu siyah kutunun içine yerleştirip kutunun üzerini tişörtlerimle örttüğüm sırada içeriden Yoongi'nin yemeğin hazır olduğuyla ilgili bana seslendiğini işittiğimde yüzümdeki gülümseme halen daha varlığını korurken mutfağa gitmiştim.

Gözlerim adanın üzerindeki oldukça nefis gözüken yemeklerle dolu iki tabağa kaydığında Yoongi yüzümdeki bu sırıtışın sebebini sorduğunda omuz silkmiş ve yanına yaklaşıp yanağına dudaklarımı bastırmıştım usulca. "Harika görünüyorlar."

Adanın kenarındaki yüksek ayaklı bar sandalyelerinden birine oturduğumda kaşığımı elime almış ve değişik tarzda yapılmış tavuklu yemekten kaşığıma biraz alarak ağzıma atmıştım. Kendimi bir yemek programındaki jüri gibi hissederken yüz ifademi dikkatle izleyen Yoongi'yse o gergin yarışmacılar gibiydi doğrusu.

Damağıma yayılan hoş tatla birlikte gülümseyip "Çok güzel olmuş bu." dediğimde Yoongi gülümsemiş ve yanıma oturup o da kendi yaptığı yemekten yemeye başlamıştı. Bol gülüşmeli oldukça hoş bir sohbete başladığımızda kendimi mutlu ve huzurlu hissediyordum.

Sahi, Min Yoongi'nin yanında kim huzurlu olmazdı ki zaten?

-

Bizim Hoseok hyungun attığı 👇🏻

Bizim Hoseok hyungun attığı 👇🏻

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Mona Roza'mın tepkisi :Dd 👇🏻

Mona Roza'mın tepkisi :Dd 👇🏻

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
mona roza'ya mektuplar | yoonminHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin