yedinci mektup

145 32 7
                                    

fire on fire - sam smith

Yüzüne yaklaştırdığı müzik notalarının yazılı olduğu defteri yüzünden başımı Yoongi'nin kucağına koymuş olsam da bile onu alttan izleme planlarım tamamen bozulmuştu

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Yüzüne yaklaştırdığı müzik notalarının yazılı olduğu defteri yüzünden başımı Yoongi'nin kucağına koymuş olsam da bile onu alttan izleme planlarım tamamen bozulmuştu. Bir süre defteri yüzünden çekmesi adına uğraşsam da beni bile bile kâle almayışıyla homurdanarak kucağından kalktığımda nihai amacımı en başından beri bildiğinden defteri yüzünden halen daha çekmese de güldüğünü işitmiştim.

Koltuğun diğer tarafına oturduğumda bir süre benimle ilgilenmesi adına ayaklarımla onu dürtsem de hiçbir tepki alamadığımdan öylece somurtarak dışarıyı izlemeye başladım, Yoongi bazenleri gerçekten sinir bozucu olabiliyordu.

Bir süre sonra artık dışarıdaki gelip giden insanları izlemek bile sıkıcı gelmeye başladığında her ne kadar bu konuda tereddütlü olsam da zamanımı değerlendirmek adına yerimden kalkıp Yoongi'nin bana yönelttiği bütün sorularını göz ardı ederek çalışma odasına gitmiştim. Boyutu yaklaşık olarak normal bir kağıdın bir buçuk katı büyüklüğündeki orta kalınlıkta olan dünya atlasını kolumun altına sıkıştırıp temiz bir sayfayla siyah kalemimi almıştım elime.

İçeriye geri döndüğümde Yoongi nota defterinden başını kaldırıp elimdekilere kısa süreliğine baktığında bir şey çaktırmamak adına omuz silkmiş ve karşısındaki koltuğa oturarak dizlerimi bedenime yaklaştırmıştım. Bedenimle dizlerim arasında kalan boşluğa atlas kitabını yerleştirip herhangi bir sayfasını açarken sayfanın üzerine de kağıdımı yerleştirmiştim.

Yoongi'nin bakışlarını halen daha üzerimde hissetsem de bu mektup işinden ona bahsetmek istemediğimden merakını gidermek adına "Rusya'yla ilgili birkaç şey yazacağım." dedim.

Yoongi bir süre daha bana baktıktan sonra bakışlarını nota defterine geri çekmişti. Üzerimdeki bakışları gittiği an kalemimin kapağını açıp mektubumu yazmaya başladım. Ne kadar hızlı, o kadar iyi...

Mona Roza,

Aslında şu an gözlerin önünde sana bu mektubu yazarak kendimi tehlikeye atıyorum, keza yazdığım tüm mektupları ben hepsini tamamladıktan sonra okumanı istiyorum.

Önümde şu an dünya atlası var ama bugün sana anlatacağım konu ne atlas ne de mektupları saklı tutma isteğimin nedenleri...

Bugün sana bahsetmek istediğim konu, sabah eski çizimlerime bakarken aklıma gelen oldukça güzel bir anımız aslında. Benim için aldığın kedi kulakları ve kuyruğu hatırladın mı? Bu cümleleri okuduğun an sırıttığına eminim Yoongi, arsız bir adamsın sen.

Gerçi o kulaklarla kuyruğu ne denli güzel kullandığımı düşünecek olursak benim de senden aşağı kalır yanım yok sanırım sevgilim. :)

O zamanlar siyah olan saçlarımın rengine uygun aldığın kulaklarla kuyruğu taktığımda bana bir seferliğine tüm hakimiyeti vermek istediğini söyleyip avcuma kelepçeleri bırakmıştın. Herhalde benden öyle büyük bir potansiyel beklemediğinden olsa gerek bana kelepçeleri verdikten sonra on beş yirmi dakika içinde bu kararından tamamen pişman olduğunu gözlerinin içinde çok net gördüm sevgilim.

Zaten o günün sabahında seni o komşun olacak samimiyetinin yapaylığı İngiltere Kraliçesi Elizabeth'in yaşından fazla olan kızdan feci kıskanmıştım. Kız olmak istediğim tek an, sabahın yedisinde kapımıza dikilip de sana kek getirdiğini söyleyerek kendince röntgencilikte erken mesai yapan o kıza saldırmak istediğim an olabilir. Eğer bir erkek değil de kadın olsaydım sana yemin olsun Mona, ona öyle bir girişirdim ki zor toplardı kendini.

İşte elimdeki kelepçelerle o sabahın acısını senden fena çıkartmıştım ya, en azından biraz daha rahatlamış hissediyordum kendimi. Sonuçta üzerimdeki kedi kulakları ve kuyruğumdan başka bir şey yokken önünde dans edip tam bir kedi gibi sürtünmüştüm sana. Yatak başlığına ellerinden kelepçeli halde bağlanmışken o çaresiz görüntün ve hiçbir şey yapamadığın için sızlanarak sinirli bir şekilde bileklerini çekiştirdiğin halin bile bu durumdan yeterince zevk almamı sağlamıştı.

Kelepçeleri açtığım ansa... Yoongi o kedi görüntünün altında oldukça vahşi bir kaplan olduğunu anlamış oldum lakin bu bana daha da haz yüklemişti doğrusu zira en son hatırladığımda zevkten gözlerimden yaşlar boşalıyordu.

Yoongi'nin neye sırıttığımı sormasıyla bakışlarım mektubumdan ayrılıp ona döndüğünde yüzümdeki gülüşüm genişlemişti. "Rus oğlanlarına neden bayıldığımı anladım sadece."

Benim Rus erkeklerine olan zaafımı bildiğinden Yoongi'nin kaşlarını çatıp dudaklarını birbirine bastırdığını gördüğümde kıkırdamadan edemedim. Şu noktadan sonra onu sinir etmek için dediğimi anlamış olsa gerek kısık bir 'hah' sesi çıkartmış ve nota defteriyle yüzünü tamamen kapatmıştı. Onun bu kıskanç hallerine gülümseyip mektubumu yazma işine geri dönmüştüm.

O günden sonraki sırf birkaç gün aslında kalça ağrısından yatıp uzanmam gerekirdi lakin hemen ertesi günü bana çiçek ekmeyi teklif ettiğinde o an ağrım varsa da unutmuş, nasıl da heyecanlanmıştım Mona Roza.

Yanında getirdiğin tohumlarla bahçeye biraz şakayık, leylak, gül ve elbette olmazsa olmazımız olan papatyaları ektiğimizde ne denli mutlu olduğumu şimdi bile hatırlıyorum. Çiçek tohumları için açtığımız minik çukurları kapatmanı izlerken savunmasız duran görüntüne karşın kendimi tutamayıp normalde toprağı sulamakta olduğum koyu yeşil hortumu topraktan çekerek üzerine tutmuştum.

Soğuk su başından aşağıya döküldüğü an yüzündeki o şok olmuş ifadeyi asla unutamam Yoongi. Kedi gözlerin bozuk para misali kocaman olmuş, öylece elinde ufak kürekle bana bakmıştın. Gözlerindeki o ifade öylesine korkunçtu ki hemen geri adım atıp sana bunun bir şaka(!) olduğunu söylesem de bana inanmadığın gözlerinden belliydi. Öyle ki bana inanmayıp üstüne de elimden aldığın hortumu tutarak baştan aşağı ıslanmamı sağlamıştın. Ben senden kaçmaya çalışırken sense elinde hortumla gülerek arkamdan koşuyordun ki o kalça sızısıyla nasıl koşulabilirse sadece saniyeler içinde yakalamıştın beni. İkimiz de ıpıslak olmuşken beni kolların arasına alıp öptüğünde öylesine mutluydum ki sevgilim, resmen ruhumun yenilendiğini, tepeden uca tüm olumsuzluklardan arındığımı hissediyordum.

Ah Min, Rus oğlanları yüzünden şu an bana kızgınsın ve sen bana böyle ters ters bakarken yazmak biraz zor. Gönlünü almak adına kedi kulaklarımla kuyruğumu sanırım bir kez daha takmam gerekli. :))

Seni seviyorum Mona Roza'm, en başından en sonuna kadar.

-Jiminie

Kağıdımı düzgünce katlayıp atlası kapattığımda bana bakmasan bile içinde Rus lafı geçen bir şeyler mırıldandığını duyabilmiştim. Yerimden kalkıp yatak odasına gittiğimde atlası yatağın üzerine bırakıp kendime bir zarf çıkartmış ve 7 rakamını sağ üst köşeye yazdıktan sonra siyah kutunun içine yerleştirmiştim mektubumu.

Bundan sonrası sadece kedi kulakları ve de kıvrak kuyruğumun işiydi işte.

mona roza'ya mektuplar | yoonminHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin