eighteen/"I want to hear you"- FINAL ep

56 10 5
                                    

Ne diyeceğimi biliyorsunuz zaten hmmm

Ama asla yalnız
olmayacaksın.

Bebeğim ben tam buradayım.

Neden her yer karanlıktı?

Karanlığın ortasında küçücük bir ışık içten içe gözlerimi rahatsız ediyordu.

Oksijensiz kaldığımı hissediyordum.

Neredeydim ben?
En son ne yapıyordum?
Hatırlamıyordum.

Gözlerimi yavaşca araladığımda gözbebeklerime ilişti dudakları aralık bir şekilde masumca uyuyan adam.

Rüya olmalıydı yine..

Alışmıştım tabi ben her gün onu düşlemeye. Hayaller kurmaya, onunla mutlu olmaya..

Yavaşca elimi kaldırıp yüzüne dokundum.
Çok gerçekçiydi.

Sıcacıktı, yumuşak ve pürüssüzdü.

Nasıl bu kadar ayrıntılı gördüğümü, düşlediğimi merak etmişimdir hep.. Hayal gücüm olsa gerek, onu takdir ediyordum.

Elimi hayal dahi olsa yüzünden çekmek istemediğim adam kirpiklerini araladı ilk önce. Gözlerinin kahveleri buluştu benimkilerle. Nasıl bu kadar güzlellerdi?
Ya da ben mi kafayı sıyırmıştım?

Kafama kadar olan örtüye baktım sonra.
Anladım neden oksijensiz hissettiğimi.
Düşlemem bile buna yetiyordu hatta.

Elimle elmacık kemiğinin üzerini okşadım yavaşca. "Bay Jeon.. Bu bir rüya."

Yüzlerimizi daha yakın hale getirmek için burnu burnuma temas edecek şekilde ona taraf yaklaştım. "rüya olduğu için.. Kaçmanıza gerek yok."

Parmaklarımı usulca kaşlarına çıkardım.
Sonra ise kipriklerine. "kaçmayacağınız için, sizi istediğim kadar sevebilirim."

Parmaklarımı yavaşca kirpiklerinden burnuna daha sonra dudaklarına indirdiğimde kaşlarım çatıldı. "ama neden bu kadar gerçekçi ki.. Sıcak ve yumuşak."

Elimi yeniden yanağına koyduktan sonra elimle yanağına bir kez vurdum. Ardından durmayıp yeniden bir kez daha vurdum.

Ve kulaklarıma küçük bir inleme sesi geldi. Kaşları çatıldı hafifce, öylece bakmaya devam etti. "bunun bir rüya olduğunu sanmıyorum ama.."

Dediği şey bir kaç saniye duraksattı beni. Gözlerim yavaşca büyürken ellerimle kendi yüzüme dokundum aniden.

Hissediyordum.
Kendimi hissediyordum.

Rüya değildi bu.

Dün gece..

Dün gece öylece ağlarken ben karanlığı boyladıktan sonra buraya gelmiş olmalıydık...

Kafama kadar gelen örtüyü seri bir şekilde yüzümden kaldırdım.

Be my hope-Jeon JungkookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin