Daldığım noktadan kafamı sallayarak ayrıldım ve kıza baktım.
Kızıl saçlarının uçlarına çamur değmişti ve kurumuştu. Yüzünün belli kısımlarına da sıçramıştı. Dolgun , rengi pembeye kaçan dudakları dikkat çekiyordu. Kirpikleri ise özenle dizilmiş gibiydi. Tanrıça olmasına rağmen etrafa hafif bir enerji yayıyordu. Ne eksik ne fazla...
Bir anda irkildim.
Yanlış mı görüyordum ?
Kız yavaşça saydamlaşıyordu. Kızın altındaki koltuğu görmeye başladığımda ağzım açık izliyordum.
"Büyükanne !"
Neredeyse farkedilmez olan vücuda dokunmaya çalıştım ama elim koltuğa dokunmaktan başka bişi yapmadı. Daha fazla dokunmaya çalıştım ama artık koltuktaki çöküntü bile gitmişti.
Artık izi bile kalmamıştı.
Ayağa kalktığım gibi büyükannemle gözgöze geldim. Koltuğun arkasından bana bakıyordu.
"Ne oldu ?"
Koltuğu gösterdim ve dehşetle mırıldandım.
"O... Yok oldu."
Sesim , şaşkın olmama rağmen tedirgin çıkmıştı. Büyükannem ise merak ile yaklaştı ve koltuğa baktı. Hiçbir şey olmadığını gördü ve gözlerindeki şaşkınlık parıltıları ile tekrar bana baktı. Sonra gözlerini endişe kaplamıştı ki ağır adımlarla koltuğa yaklaştı.
Koltuğa oturdu ve beni yanına çağırdı. Yanına oturup ona baktım.
" Bu... O kızın yok olması , bir zamanlar karşılaştığım bir olaydı. Yani eğer ona büyü yapılmış ise böyle etkiler olabiliyor. "
Koltukta ona daha çok döndüm ve yüzüne daha dikkatli baktım. Endişesi devam ediyordu ama az önceki kız için endişelendiğini sanmıyordum çünkü onu burada istememişti bile. Ama başımızın belaya girebileceğinden şüpheleniyor olabilirdi.
" Sana o kızın hikayesini yani kehanetini bir kere anlatacağım. Beni iyi dinle.
Geçmişten bir zamanlarda bir kız ve bir oğlan varmış ve bu ikisi birbirlerini çok sevmişler fakat kızın babası bir tanrıymış. Kız da tanrıça soyundan geliyormuş. Oysa ki oğlan sadece bir insanmış ve bu babasının izin vermesini engellemiş. Tanrı , onların birlikte olmasına izin vermemiş ve onları sarayına çağırmış. Oğlan tanrıya yüz tutmuş. Böyle olunca Tanrı , bundan etkilenmiş. Kızının ve oğlanın birlikte olmasına bir şartla izin vermiş. O şart da çocuk yapmamaları imiş. Fakat bunun için çok geçmiş. Bir müddet sonra çocukları olmuş ve onu saklamak için çok uzaklara gitmişler. Ve o sakladıkları kıza da 'kayıp tanrıça' denmiş. Böylelikle onu saklamışlar fakat bu küçük kız , bir gün büyükbabasının bir tanrı olduğunu ve güçlerinin olduğunu öğrenmiş. Annesi ve babası kızın bir şeyler yapmasından korktuğu için bir cadı tutup ona büyü yaptırmışlar. "
Merakla dinlediğim hikaye ile nihayet zihnimdeki soru işaretleri azalmıştı. Bu kızın bu kadar çok şey yaşaması vicdan yapmamı körüklüyordu fakat şu sıralar daha önemli işlerim vardı.
Koltuktan kalktım.
"Tamam , bu konu şimdilik kapandı. Şuan , yapmam gerekeni yapacağım."
Büyükannem de dudağında oluşan tebessüm ile bana baktı ve önüne döndü.
Odam olarak belirlediğimiz yere adımımı attım ve dolaba yöneldim. Köylü kızlardan gördüğüm elbiselerden bir tanesini çalmıştım. Onu dolaptan çıkarıp üzerimi giyindim. Kahverengi rengi ve mavi çiçekli işlemeleri vardı. Vücudumu tamamen kaplamıştı. Sadece etek tarafı boldu. Genelde ormanda takıldığım için iç çamaşır ile dolaşırdım ve doğayla iç içe hissederdim fakat büyükannem insan içine çıkınca kıyafetli olmamı söylemişti. Açıkçası bence gereksiz bir şeydi. Ama dikkat çekmemem gerekiyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Üç Serenat (DÜZENLENİYOR)
FantasyHer hikayede seni çekebilecek olan herşey toplandı ve bir hikayeye sığdırıldı. Macera , süper bir olay örgüsü ve aşk... Belki birazcık da mizah... Doğaüstü güçler üzerine kurulu bu romanda entrikanın , hayretin ve savaşın dibini göreceksin. Daha faz...