Yıldız Tozu

Can Simidine Ne Dersin?

Neden sonuna kadar haklı bu adam?

"Yutturmayacağım."

"Yüzmeyi mi öğreneceksin, denize mi girmeyeceksin?"

"Can simidine ne dersin?"

Güldü.

"Can simidi mi? Böyle bir şey beklememiştim."

"Can simidim... Sen olsan mesela?"

"Yani zorda kaldığında yanında olacağım?"

"Yüzmeyi bilmeyen biri için denizde geçen her saniye zor değil midir?"

Yutkundu. Beklemediği yerlerden vuruyordum, farkındayım. Ama onu sendeletmek hoşuma gitmeye başladı.

"Vay Eliz, böyle biri olduğunu bilmiyordum. Beni şaşırtıyorsun."

"İnceldiği yerden kopsun,ne olacaksa olsun kafasındayım."

"Ne demek o?"

"Yanımda olacak mısın? Can simidim... Olacak mısın Oğuz?"

Hafifçe gülümsedi.

"Sen buna izin verirsen..."

"Veriyorum,izin veriyorum. Bir şekilde kendime geleceğim, kendimi bulacağım."

"Can simidini buldun,kendini de bulacaksın."

"Peki ya ikisi aynıysa?"

"Ne? Nasıl?"

"Kendimi sende bulursam bir gün? Can simidim, canım olmasın sonra?"

"Canın... Ben... Ya Eliz... Beni çok pis gafil avlıyorsun!"

"Bu boşlukta kalışlarını seyretmek çok keyifli."

Gözlerini kıstı.

"Eliz, fenasın."

"Fena mıyım? Bana bu özgüveni veren sizsiniz bayım."

"Bu Eliz çok daha iyi. Ben bu Eliz'i sevdim."

"Ben de bu Oğuz'u sevdim."

"O zaman,barıştık tamamen değil mi?"

"Barıştık."

"Güzel."

"Peki ya... Mete? Ya da geçmiş? Onlar ne olacak?"

"Onlarla da barışmak istiyor musun?"

İstiyor muydum?

"İster miyim ki?"

"Kendine bu konuda zaman tanı. Birden düzelecek değil hiçbir şey. Sadece zamana bırak."